The Arrangement: Her şeyin göründüğü gibi olduğunu kim söyledi ki?

The Arrangement'ta hem Hollywood'un göründüğü gibi olmayan yüzünü hem de kişisel gelişim programlarının çok masum olmayan perde arkasını anlatmak amacıyla yola çıkılmış. Hatta daha başlamadan önce dizinin Scientology-Tom Cruise-Katie Holmes'tan esinlenerek hazırlandığı haberleri basında kendisine yer bulmaya başlamıştı. Sonrasında herhangi bir bağlantı olmadığı belirtilse de durumun ekmeğini yediği malum ve doğruya doğru insanın aklına geldiği oluyor.

E! kanalının ilk dizisi The Royals'ı izleyip de beğenmemin etkisiyle bu diziyi merak etmeye başlamıştım. Ayrıca konunun kendisi de benim için ilgi çekici zaten. The Royals'ın kendisini sevdiren bir özelliği İngiliz Kraliyeti'ni konu alsa bile içinde komediyi de bir şekilde barındırması. Kadronun doğruluğunun da bunu desteklemesi. The Arrangement farklı olarak daha ciddi anlatıma gitmiş.

Bir yanda ünlü olmanın göründüğü kadar eğlenceli olmadığına tanık olurken diğer yandan da ünlü biriyle birlikte olmanın zorluğunu da izliyoruz. Diziye başladığımda Megan ve karakterdeki oyunculuk düz gelmişken gittikçe alışmış oldum. Sanırım oyuncunun da rolüne alışması etkili oldu. Dallas'ın modern versiyonundan bildiğim Hutcherson ise kabul edilebilir bir performans çıkarıyor.

İlk sezondaki bölümlerde Kyle'ın ve Megan'ın oyunculuk kariyeri dışında Kyle'ın yönetmenliğini üstleneceği ilk film projesi için dönen dolapları da izliyoruz. Kyle'ın filmiyle ilgilenen DeAnn'in Terrence'ın eşi olması da dizide önem arz eden bağlantılardan birisi. Genel olarak malum Enstitü'nün göründüğü gibi parlak olmamasından ziyade Hollywood kısımlarını izlemek daha eğlenceliydi. Terrence karakteri bana biraz uyuz geldi ama seveni çıkabilir tabii ki...

The Arrangement genel olarak böyle bir dizi yani. İzleyecek olanlara iyi seyirler efenim.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER