Kurt Seyit ve Şura İstanbul
Kafa BoşluğuYayıncı: Star Tv
Yapımcı: Ay Yapım
4
Mart’ta soğuk bir kış gecesinde, daha soğuk bir memlekette, Rusya’da, göz
kamaştıran bir davetle evlerimize konuk oldular. Gözleri buluşur buluşmaz
birbirlerine aşık olan Kurt Seyit ve Şura, o muhteşem dansları ile bize film
tadında bir dizi izleyeceğimizi daha ilk bölümden hissettirdi. Film, kitabı
okuyanları memnun edemezken yine de bu masalsı aşkın büyüsüne kapılanlar diziyi
izlemeye devam ettiler. Kitaptan ayrı olarak diziyi izlemeye çalışanlar ise,
bir türlü hikâyeye ısınamadı.
Kurt
Seyit ve Şura, daha yayına girmeden aylar öncesinden tanıtım filmlerini
yayınlamaya başladı. Hatta ilk tanıtım filmi, “İlk Dans” adıyla 2014’e
girdiğimiz ilk dakikalarda Star TV’de gösterildi. Dizinin ilk bölümünden sonra,
genel dizi izleyicisi pek memnun kalmadı. Hikâye bize yabancıydı ve bu sanat
filmi görselliğindeki ilk bölümler, genel izleyiciyi içine çekemedi. Hikâyenin Rusya
kısmından sonra, aslında hikâye iyice bize dönecekti. Ne de olsa Seyit,
babasının kendisine küslüğü sebebi ile sonunda Şura’yı terk etmeyecek miydi?
İşte aslında hikâye tam da bu noktada tıkandı. Genelde, bir türlü kavuşamayan
sevgililerin bir küs bir barışık, kah bir arada kah ayrı oluşlarına alışmış Türk
izleyicisi, birbirine ilk bakışta aşık olan bu iki gencin aşkla dolu geçen günlerinde
izleyecek bir şey bulamadı. Rusya’dan ayrılırken bir de ismini değiştirelim
diyerek “Kurt Seyit ve Şura İstanbul” yaptılar, o da olmadı.
Kurt
Seyit, İstanbul’a gelince Kuvayı Milliyeciler’e katılarak aktif görev almaya
başladı. Böylece, Rus adetleri ile yetişmiş, Türkler’in geleneksel
yaşantısından uzak olan Kurt Seyit’i, farklı bir şekilde göstermeye çalıştılar.
Böyle yaparak izleyici, hikâyede kendinden bir şeyler bulacak, ülkesine geri
dönen Kırımlı gencin yiğitliklerini izleyecekti. Fakat bu durum da bekleneni
karşılamadı. Ardından Kurt Seyit, aynı kitaptaki gibi bir Türk kızı ile
evlenebilsin diye, dizide Şura ile arasında anlamsız birtakım tartışmalar
yaratıldı. Seyit, Şura ve Pedro’yu kıskanıyordu falan! Halbuki kitabın
hikayesinde Şura ve Seyit’in öyle gereksiz tartışmalar yapan, birbirlerini
karşı cinsten öyle kolayca kıskanan insanlar olmadığını, biliyoruz. Bu durumda
Seyit de Şura da kimseye yar olamadı. Seyit’i Türk geleneklerine uyduralım
derken bazı durumlarda Şura’yı da bir Türk kadını gibi izlemek zorunda kaldık.
Açıkçası, dizide karakterlerin kimlikleri tam çizilemediği için hikâyenin akışı
bozuluyordu. Sonunda Seyit’in Türk kızı Mürvet’le evliliği gerçekleşti ve Şura,
Paris’e doğru yola çıktı.
Dizinin
başından itibaren reytingleri düşüktü ve bu yüzden de sonunda bitmiş olabilir.
Bana kalırsa tam da zamanında bitti. Daha fazla uzaması halinde hikâyenin
devamı olan kitaba, Kurt Seyit ve Murka’ya
geçilecekti ki buna gerek yoktu. Sonuç olarak dizi Kurt Seyit ve Şura olarak başladı ve öyle de bitti.