Fazilet Hanım ve Kızları: Neden YağHaz sahne azlığına rağmen tutuldu?

Fazilet Hanım ve Kızları: Neden YağHaz sahne azlığına rağmen tutuldu?
Tanıtım fragmanı çıktığında diziyi heyecanla beklediğimi söyleyemeyeceğim galiba çünkü her dizide olduğu gibi ufak da olsa bir klişelik bekliyordum. İlk bölümü ise aslında normal buldum.

Ta ki son sahneye kadar!

Sinan'ın, abisi Yağız'a otel odasındaki kız söylemleri ile o gece otel odasında bulunan Yağız, aklında olumsuz düşüncelerle birlikte karşısında Hazan'ı bulur. 

Ve bingo! 

Yağız ve Hazan adına ilk adım atılır. 

Bu iki karakterin o harikulade uyumu beni diziye öyle bağladı ki birkaç saniyelik bakışmalarda, sahnelerde düşündüğüm "Bu çiftte bir şey var." cümlesi artık daha da anlam kazanır oldu. Sanırım o şey gizemdi.

Yağız Egemen. Geçmişte öyle derin yaralar almış ki her ne kadar unutmak istese de o küçük Egemen'in çektiği acı ne kalbinden ne de aklından çıkıyordu. En ihtiyacı olduğu zamanlarda yanında olmayan ailesinin bıraktığı o yara, daha çok zekiliğine ve doğru insan oluşuna duyulan saygıdan, sevgiyi tadamamış oluşu onu katı biri haline getiriyor. Kalbinin yerini sevgisizlikten, birini sevememekten unutmuş konuma gelen bu karakter seveceği, sevileceği zaman ortaya öyle tatmin edici sahneler çıkaracak ki izleyici eminim "Böyle seven adam kaldı mı?" sorusu içinde diziye daha da bağlanacak.

Hazan Çamkıran. Çocukluğu paramparça olan acıyla bütünleşmiş bu karakter bir bakıma Yağız'a benziyor. Çünkü sevgiyi babasından tadan Hazan, babasının ömür boyu ondan gidişiyle yıllarca sevgisiz kalmış, üzerine düşen sorumlulukları sırtlanarak evin erkeği olarak büyümüştü. Nâmı diğer sert kız, hayatında en çok doğru kişiyi sevmeye önem veriyor. Bunu Sinan'ın tutarsız hareketleriyle karşılaştığında "Böyle bir adam için ağlama." diye yakınmasında izleyici bunu gayet net anlamıştı.

Bu iki karakterin birbirlerine çekilip, yaralarını yoğun bir aşkla saracak olma hikayesi, bir playboy'un aşkla tanışma hikayesinden daha cezbdici geliyor ve seyirciyi diziye daha çok çekiyor. Bu şu an YağHaz'ın ne denli destek gördüğünden açık ve net belli oluyor. 

Gel gelelim ki sahnelerin azlığı biz YağHaz sevenlerini bir bakıma hüsrana uğratıyor, kimi zaman bu uyum neden daha sık gözler önüne sunulmuyor diye serzenişe girmemize neden oluyordu. 

Fakat dönüp, adım adım YağHaz'a baktığımda, iyice incelediğimde aslında bize ilmek ilmek işlenen bir Yağız, Hazan aşkı sunulduğunu fark ettim. Temeli sağlam olan bu aşk, yalanlarla kurulu olan bir aşktan daha uzun ömürlü görünüyordu. Ve aslında bu mesaj, bizlere veriliyordu.

Her sahnesi içinde ayrı ayrı tutkuyu barındıran bu çift klişelikten az da olsa uzak ve ilgi çekici olmayı başarıyor. Aralarında beliren o nefret, aşkı daha da tutkulu hale dönüştürüyor ve adeta YağHaz ekranda devleşiyor. 

Nefret aşka yakın bir duygudur.

Ve sırlar yavaş yavaş açığa çıktığında Hazan'ın nefret sandığı o duygu Yağız'a karşı öyle değişecek ki, yepyeni ve dolu dolu bir aşk gözler önüne serilecek. Aile sevgisinden mahrum kalmış Hazan Çamkıran ve ailesinin hiçbir zaman arkasında olduğunu hissedemeyen Yağız Egemen... Bu iki karakter diziye öyle anlam katıyor ki her bölümü ayrı heyecanla bekliyorum. 

Ve biliyorum, bu iki paramparça olmuş kalp birbirleri için yanıp tutuşan iki kalbe dönüşüp seyirciyle gerçek aşkı buluşturacak. YağHaz uyumunun ve aşkının uzun bir süre akıllardan çıkacağını düşünmüyorum çünkü bu ikili adeta tutkulu dolu aşkı insanlara unutamayacağı şekilde öğretmeye geliyor. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER