Sana söz, yine baharlar gelecek Yavuz ama şimdi değil!

Sana söz, yine baharlar gelecek Yavuz ama şimdi değil!
Söz dizisi üç hafta önce başladığında dedim ki “Bir ara her yer romantik komediydi, şimdi de bu tema mı moda yani?” Çünkü Söz’e muadil iki dizi daha var ekranda şu an. Ranini’nin de dediği gibi “Hikâyenin alıcısı değilim.”  Bir de üstüne benim yaş grubum Tolga Sarıtaş hayranlarından oluştuğu için de bir önyargım vardı: “İzlensin diye gencecik çocuğu komutan yapmışlar :S” Neyse, Survivor özette diye boş boş durmayayım açayım bari dedim. Aa, bir de ne göreyim? İlk sahneden anneme mesaj atıyorum ÇABUK AÇ İZLE diye, bayağı da ağladım ki günlük yaşantımda bile tarzım değildir. Bölümü televizyonla aramda 10 milimetre mesafeyle izledim, gözümü bile ayırmadan. Üç hafta geçti baktım ki ben bayağı Survivor’ımı satmışım oturdum Söz başlasın diye bekliyorum. Üçüncü bölümde ruhum karardı şimdi onu açıklayacağım: 

Söz’ün senaristi Ethem Özışık’a laf edersem bu klavyenin her bir tuşu kafama gözüme patlamaya başlar, estağfurullah ama hocam, sizce de biraz hızlı gitmiyor muyuz? İşin askeri boyutu hakkında yorum yapacak en ufacık bir bilgim dahi yok orayı pas geçiyorum da Bahar ve Yavuz’dan emin miyiz gerçekten? Yanlış anlamayın, konu Bahar. Bahar’ı canlandıran oyuncu Aybüke Pusat değil. Sosyal medyada görüyorum, kendisine olumsuz bir tepki var ama ben bu konuda da laf edemem çünkü gülmeme yarışı olduğunda bile üçüncü saniyenin sonunda ortamın püsküreni olurum. Kimin oyunculuğuna kötü diyebilirim ki? Yavuz ve Eylem hatta abartayım Yavuz ve Nazlı söz konusu olsa bile ben bu yazıyı yazıyor olurdum. 

Yavuz’un Merve’ye aşkına dizinin 3-5 dakikalık kısımlarından bile ikna olduk hepimiz. Onun yerine ben ölmeliydim, diyor. Kızın mezarından toprak alıp saklıyor. “Bir kadın ne kadar sevilebiliyorsa seviyor.” Sonra bir anda nişanlısının tesadüfen kaldırıldığı hastanede şansına o gün acilde doktor olan bir kızı timindeki askerlerden, komutanlarından daha fazla görmeye başlıyor. Tamam, Yavuz’un en ufak bir meyli yok biliyoruz da işte, içimiz almıyor ya… Fethi bile “İyi kız…” demeye başladıysa ortada bir sorun vardır bence.

Hemen ne bu shipleme merakı? Psikolojide maruz kalma etkisi diye bir şey var. Bir şeye ne kadar maruz kalırsan ona olan ilgi artar. Tanıdıklık bağlılığı getirir, insanlar farkında olmadan duygusal bağ kurarlar. Yahu Merve’nin kırkı çıkmadı, ortada sürekli Bahar. Çatışmada Bahar, çay bahçesinde Bahar, düğünde Bahar, otelde Bahar, bebek doğurtan Bahar… Şimdi bir de son bölümde terörist Bahar’ı rehin alıyor, Yavuz kurtaracak belli ki. Acaba şeyi izler miyiz, Bahar Yavuz’a “Kahhramaanıımmm!” diye atlıyor böyle, sana bir can borcum var beni kurtardın diyerek sürekli Yavuz’a iyilik yapmaya çalışıyor. Orduya yemek getirmiş, içlerinden biri yanlışlıkla “Eline sağlık yenge.” falan desin hatta bakışmalar olsun. Bunlar elbette olacak, kural gibi bir şey ama bana şimdiden ağır geldi. Merve’nin mezar taşı konmadı, daha hala tahtaya yazılı ismi. Ortada çift olmamaları için hiçbir sebep olmayan Ateş ve Nazlı ikilisinde bile Ateş, Nazlı’ya "kardeşim" dedi seti çekti orada. Bence en azından şimdilik Yavuz’un harika komutanlığına ikna olalım ve ona bu yönüyle hayran olalım, aşk çok sonra… 



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER