Bade’yle tanıştığımız günden bu yana yaşadıklarımızı
düşünüyorum da yere göğe sığdıramıyorum Bade Cevher’i… Hülya’nın tecavüze
uğradığını öğrendiğinde canından can gidercesine döktüğü gözyaşlarını ellerimle
silmek istiyorum, Mehmet’i götürmesine engel olmak için babasına attığı terliği
ayağına ellerimle giydirmek istiyorum, canı yanıp da ağladığında dizime yatırıp
saçlarını ellerimle okşamak istiyorum.
Bade Cevher, şahane karakterlerin yer aldığı Hayat Şarkısı
evreninde tam bir 'cevher'. Bir an bile olmadı ki Bade, beni üzsün,
kırsın, incitsin. Evet, bu yazı aşırı derecede Bade Cevher ve Deniz Altan
övgüsü içerecektir. Zira, Bade Cevher Türk televizyonlarında gördüğümüz en
kendine has karakterlerden biri olarak imzasını atmış, Deniz Altan da pırıl
pırıl bir genç yetenek olarak kendini göstermiştir.
Cevher ailesinin geleneklerine bağlı yanlarıyla
oluşturdukları tüm düşüncelerinin karşısında içimden geçen her şeyi çekinmeden
söyleyen bir karakter Bade. Öyle ki, ekran başında benim içimden ne geçiyorsa Bade’nin
ağzından da o sözcükler dökülüyor. Üstelik bunu öyle kendinden emin bir şekilde
yapıyor ki hayran kalmamak mümkün değil.
Peki ya Bade, Cevher Malikanesi’nde büyüseydi, annesi
Süheyla Hanım olsaydı karakteri nasıl gelişirdi? Önümüzde bir Hüseyin, bir de
Kerim örneği var; dolayısıyla “Kesin böyle olur.” da diyemiyorum. Fakat Bayram
Cevher’in neredeyse kopyası olan Bade’nin tam tersi bir karakterde yetişmiş
olacağını da sanmıyorum. Süheyla Hanım’ın bastırmaya çalıştığı duygularının
inadına daha da çağlayacağını ön görmek de zor değil.
Fakat Bade’nin kişilik gelişiminde ikinci kadının kızı olmanın
etkisi olduğu da kuşkusuz. Anne babaların düşünmeden attığı adımların yıprattığı
çocukların en büyük örneklerinden biri Bade. Yıllarca ayrı evlerde yaşadığı
babasının evine bomba gibi düşen, annesi yaka paça evden atılan, heyecanla
annesinin yanına tatile gittiğinde hüsran yaşayarak baba evine dönen… Yine de
tüm bunlara rağmen güçlü, dediğim dedik, net!
‘Kadınlık’ söz konusu olduğunda Cevherler’in söyleyeceği
sözlerden de çekinmiyorum ben. Biliyorum ki Bade, lafını esirgemeyecek. Bade, vereceği
cevapla beni bir kez daha mutlu edecek. Çünkü Bade Cevher, bir umut… Hastane koridorunda Kerim'i beklerken Bade de orada olsaydı Süheyla Hanım ilk sözü Bade'den duyardı zaten. Sonra Bade koşar "Yengecim üzülme." derdi Hülya'ya.
Bade Cevher’in peşinden koşmayı, bir sonraki adımını nereye
atacağını düşünmeyi ve kişilik özelliklerini gizlemeden karakterinin
sınırlarını usul usul çizdiğini görmeyi seviyorum.
Ve Ahmet Mümtaz Taylan gibi bir ustanın karşısında bir
an bile teklemeden, onun oyununa şık bir şekilde karşılık vererek karakterini
yücelten Deniz Altan’ı tüm kalbimle alkışlıyorum. Şahanesin Deniz, yolun daima
açık olsun! Bade’nin tüm kıvrımlarına bürünerek inanılmaz bir karakter izleten
gönlüne sağlık!