Hayat Şarkısı: Hülya'yı okumak, bir şiir gibi..

Yazıyı kaleme alırken fonda listemden Cem Karaca’dan ‘Bu biçim’ çalmaya başladı:
 
Hiçbir kadın hiçbir erkeği ve hiçbir erkek hiçbir kadını/ Bu biçim, bu biçim sevmedi. 
Yokluğu ekmeğe katık edip sevgiye açlığı eklemedi/ Gözyaşlarının hiçbir teki bu biçim düşmedi. 
Böylesine dolu dolu ağlamadı hiçbir kucakta hiçbir baş/ Ve hiçbir elveda bugüne dek bu biçim söylenmedi.
Hiçbir akşam o akşam gibi kanarcasına batmadı o güneş/ Ve hiçbir güneş onları bir daha bu biçim, bu biçim görmedi.
 
Bu sözlerin üzerine 43 bölümdür ekranlara kilitleyen sevişmeli, didişmeli, yüzleşmeli HülKer masalı için daha fazla ne yazılabilir ki…  Yerli dizi yakın tarihinde ne bir sevda ne de bir ayrılık bu biçim gerçekleşmedi.
 
Hülya bu ayrılıktan sonra maziye değil âna kırgın olmalı. “Ben senin istediğin kadın değilim, olamam.” dediğinde “Tam da istediğim kadınsın.” diyemeyen; devamında “Bu şekilde olmaz, yürümez…” açıklamasına sadece “Nasıl istersen.” ile yanıtlayan Kerim’e. Ötesi yok. Aşağıdaki mısralardaki gibi kocaman bir sahada tek başına koşamaz ki insan…
 
… Kalbime, kalbimi kanıtlamaktan 
Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan 
Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum 
Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum!
Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum. 
Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık 
Ki Seni sorgulamamasını nasıl beklerim? ... (*)

 (*) Çisel Onat'ın “Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar” şiirinden 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER