Umuda Kelepçe Vurulmaz: Kötülük gün gelir iyiliğe boyun eğer

Umuda Kelepçe Vurulmaz: Kötülük gün gelir iyiliğe boyun eğer
Geçen hafta yazamadığım için iki bölümü ortak yorumlayayım. Öncelikle feministliği ele alıp Narin’e kulak vermek istiyorum. Erkeklerin fizikken güçlü olmalarını kullanıp kadınlar üzerinde baskı kurmalarına dayanamıyorum, dayanamıyoruz. Şiddet, dayak, psikolojik baskı, kaçırmak, zorla bir yerden bir yere götürmek. Sarp’ın Rüya’ya yaptığı, Asım’ın Güler’e, Onur’un Ceren’e, üvey pislik baba dediğimiz kişinin Peri’ye, babasının ya da köy ağasının Narin’e yaptıklarını kast ediyorum. Allahtan Azad gibi istisnalar mevcut ki erkeklere güvenilebilir düşüncesi ölmüyor.

Ayrıca geçen hafta ki kızlar dayanışması sonucu Onur’a yapılan haklı saldırıyı da çok zevkle izledim. Kötülük gün gelir iyiliğe boyun eğer. Nasıl tatsız olay sonucu Fırat asla Ceren’i bırakmaması gerektiğini ve Ceren’in onu ne kadar çok sevdiğini anladı. Ceren’in kendinden önce Fırat’ı düşündüğü ortaya çıktı. Gitme kararını Fırat için veren Ceren, aynı aşk ile Fırat’ı kaybetmenin en kötü şey olabileceğini anlayıp kaza sonucu geri gelmişti. Her şerde vardır bir hayır.

Asım’ın Perihan’dan kan parası diye aldığı şantaj sonucu alınan paraları Güler’in öğrenip boşanma kararı vermesi gibi şer hayra dönmüştü. Hep içimden geçiyordum boşanmalılar diye. Perihan’ın ev basması son damla oldu. Güler’in kapıdaki o haklı annelik dersine rağmen o parayı yine eve soktun ya Asım tüm şansını kaybettin. Hatta sonra nerelerde basıldın kim bilir ki Güler gördü de en doğru kararı verdiğini fark etti.

Bazı kararlar ise doğruluğu tartışılır cinstendi. Perihan’ın geçmişini öğrenebildik. Çok sevmiş, sevilmiş. Ya da sevildim sanmış. Oğlu için evlenmiş. Doğru ya da yanlış saklamış hamile olduğunu Onur’un babasından.  Hatta Onur’a göre onun hayatını da yalan üstüne kurmuş. Öncelikle Hikmet’in yıllardır yaptığı güzelim babalığı yok sayan, hiç bahsetmeyen Onur bunun farkına var istiyorum. İkincisi biyolojik babanı merak etmen, bu yaşta bu tip acılar yaşaman hiç kolay değil anlıyorum. Fırat’ın kardeşinin katili olduğunu öğrendin. Can düşmanın bunu bilse seni yaşatmaz bunu da biliyorsun. Bunun korkusuyla yaşamakta ağır geliyor sana. Kaçmak istiyorsun. Kaçacaksan kaçta Ceren’i nereye götürüyorsun? İşte burada başlıyor psikopatlığın. Yaptığın kurgular çok aşırı bir o kadar da garip. Fırat’ın başını belaya sokmaya çalışırken İstanbul sınırında kayıkla gidilecek mesafedesin. Nuri Alço’luk oyunlarını da unutmadım. Saplantılı aşkında kendini değil karşı tarafı suçlamanı da unutmadım. Seni artık kimse iyi edemez. Ne Elif ne Ceren ne de annen iyi edemez. Götürün tedavi ettirin şu çocuğu. Yoksa Ceren’in teknede atamadığı dayağı biz toplaşıp atacağız.

Ne tedavisi bekliyoruz aslında. Fırat’a gelince şikâyet edilen, Onur’a gelince eski aile bağları diye ertelenen kızlarını kurtarma düşüncesindeki aileler varken ne bekliyoruz? Fırat’ta o an çok güzel annelik duygusunu anlattı. Ceren’in ailesi gerçekten ne yapıyor? Asımla yarışacak noktaya geldiler. İdil bile Ceren’i daha çok düşünüyor dikkatinizi çekerim.  Neyse ki şu hayatta gerçek aşklar var. Fırat gibi delikanlılar var ki geleceğini yakıp Ceren’i kurtarmaya gidiyor aynı Ceren gibi. Bir de bu aile ortamına şahit olup Ceren o ortamda olsa ne yapardı diye düşünen Fırat ilerde Ceren’in ailesi için susmasını belki çok az bir nebze olsun daha kolay anlar. Sonuçta o da fedakâr kız.

İnci Hoca Emir Bey ikilisinin de didişmeli halleri güldürürken keşke Narin’i son kalan şarj ile aramasaydın İnci Hocam. Hem senin dediklerini anlamamış hem de Narin’in dediklerini duysan çok kırıldın. Sonrasında zaten Nizam tatsız kararlar aldı. Sonumuz hayrolsun. Üstüne Fırat’ın teslim olmaması tuz biber oldu. Bari şu denizin içinden Onur çıkabilsin. Varlığı ayrı yokluğu ayrı dert çocuğun.

Koşulsuz sevgiyle büyüdüğümüz günler olsun. İyi haftalar.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER