Kapalı Gişe: Sanat için sanat mı yoksa toplum için sanat mı?

Kapalı Gişe: Sanat için sanat mı yoksa toplum için sanat mı?
Ortaokul ve lise yıllarında münazaralar yapardık. En sevdiğim etkinliklerden biriydi. Bir fikri savunmak ve onun doğru olduğunu ispatlamak için deliller sunmak beni çok heyecanlandırırdı. Seviyeli bir tartışma yeni bakış açıları kazandırırdı insana. Nitekim o günkü tartışmalardan bazıları hala savunduğum görüşler arasında yer almaya devam eder. Edebiyatta akımlar oluşturmuş “Sanat için sanat mı yoksa toplum için sanat mı?” sorusu da bunlardan biridir.

Güzel sanatlar okumuş biri olarak sanatın her dalının insanın gelişimindeki rolünü iyi bilen biriyimdir. İnsanın kendisi sanattır zaten, öyleyse onu geliştirenin de aynı malzeme olmasından daha doğal ne olabilir ki? İşte buradan yola çıkarak yukarıdaki görüşlerden her ikisinin de doğru olduğunu, daha doğrusu birbirinin devamı olduğuna inanırım. Öncelikli olanın da “Toplum için sanat” olduğunu savunurum ama çeşitli parantezler açarak.

Sanat insanı ve böylece toplumu şekillendirir. Ama bunu yapabilmesi için önce onu, yani insanı anlaması gerekir. Anlamadığına katkıda bulunamaz sadece dikte eder ki bu gelişme değil dayatma olur, zorlama olur. Sanat özgürlüktür ve insanın dünyasını ona sınırsızca açmasının yolunu gösterir. O da açılan bu yolu takip ederek keşfeder kendini korkusuzca. Algılarını başkalarına manipüle ettirmeden bulur kendi doğrusunu. Kendini rahatça ifade eder kimseye veya başka bir şeye ihtiyaç duymadan. Bu aşamadan sonra artık kendisi de sanata katkıda bulunur. Hem sanat ona, hem de o sanata hizmet etmeye başlar. Bulunduğu konumun ya da mesleğinin önemi yoktur, birey olarak yapar bu katkıyı. Ortaya çıkanı anlayarak ve oradaki yolu takip edip gelişmeye devam ederek. “Sanat için sanat” noktası da işte bundan sonra devreye girer. Çünkü yapılan sanatı anlayan insan çıkmıştır ortaya. Gerisi zaten kendiliğinden devam edecek, hem sanat hem de insan birlikte yan yana yürüyebilecektir.

Bütün bunları neden yazıyorum isterseniz şimdi oraya geleyim. Dün akşam filmlerin, sinema salonlarına dağıtımındaki adaletsizliği anlatan bir belgesel izledim. Bağımsız sinema yapan yapımcılar, gişe yapamadıkları bahane edilerek filmlerini şirketlerin dağıtmadığını ve gösterim için salon bulamadıklarını söylüyorlardı. Belgesel, pazar payının %52’sinin tek bir şirketin elinde bulunmasıyla sinema gösteriminin kartelleştiğini söyleyerek, olaya sadece ticari bakılmasının biz izleyicileri nasıl bir şeyin içine hapsettiğini, bu şekilde toplum olarak beğenilerimizin nasıl aşağı çekildiğini ortaya koyuyordu. Bu oldukça tehlikeli bir durumdu ve çözülebilmesi için birçok parametrenin anlaşılması gerekiyordu. Kısaca tek sesliliğin, tek doğrunun yani tekelin her alanda olduğu gibi, çeşitlilik üzerinde hayat bulan sanat için çok büyük bir darbe olduğunu vurguluyor ve toplumun gelişmesinde doğacak olumsuz sonuçların altını çiziyordu.

Aslında bu sadece sinemada değil televizyon dünyasında da çok büyük bir sorun teşkil ediyor. Yapımların devam edebilmesi için baz alınan reyting nedeniyle, olayın sadece ticari boyutta devam etmesi bir sürü adaletsizliği de beraberinde getiriyor. Reyting ölçümlerinin bizi nasıl benzer yapımların içine sürüklediğine, farklı olan güzelim projelerin birkaç bölümden sonra yayından kaldırılmak zorunda bırakıldığına çok fazla şahit oluyoruz. Öyle ki toplumun bir kesimi hep aynı şeyleri izleyip tekrar şeylerin içinde gelişmeden devinip dururken, diğer kesim televizyonda kendine uygun yapım bulamadığı için internet dünyasında yabancı diziler izleyerek hayatın nabzını tutmaya çalışıyor. Sonra ayrışma daha da fazlalaşıyor. Aradaki uçurum her geçen gün daha da büyüyor. Bu yüzden “Toplum için sanat” konusunun tüm konuştuğumuz bu pencerelerden bakılarak ve de konuşulması gereken diğer pencerelerde buna dahil edilerek tekrar gözden geçirilmesi ve yetkililer tarafından ciddiyetle ele alınması gerekmektedir. Tablo ortada, gidişat ise meydanda…

Bahsettiğim belgeselin linkini aşağıya bırakıyorum. İzlemek isteyenler için şimdiden iyi seyirler.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER