Mestan’ı kim öldürdü? Davut mu öldürdü yoksa Alyanak mı?
Yusuf müdür de olabilir. Peki, ya Coşkun yaptıysa? En son milletin kendinden
bile şüphe ettiğine şahit oldum. Hayır! Mestanı BEN öldürdüm. Bu sorunun
bahsine kapılıp gitmeyenimiz kaldı mı? Meğer asıl odaklanmamız gereken noktayı
kaçırmışız, Mestan sadece bir piyon olarak harcandı. Arkadaşlar gerçekçi
olalım. Bu dizi hepimizi aştı. Ben dokuz bölümdür dizinin sonunu gördüğümde
mest olmuş şekilde ekrana bakmaktan yoruldum, yalnız olmadığımı da biliyorum!
Dürüst olayım, geçen hafta bölüm bittikten sonra da
söylediğim gibi bu bölüme başlarken de hala canım kurban Mestan’ı öldürenin
Davut olduğunu düşünüyordum. Mantıken tüm yollar bana göre Davut’a çıkıyordu.
Fragmanda izlediklerimi de birbirine bağlayamayınca ‘Dehşetli bir bölüm bizi
bekliyor!’ dedim. E yanılmadım da. Bölümün başında büyük bir show izledik
Sarp’tan. Yürek yemişti sanki mübarek. Celal’i en zayıf noktasından yakaladı,
tabii Davut’u da. Meleğin, Sarp’a olan güvenini hepimizi biliyoruz. Kaçırma
olayının sahteliğini fark etmek zor değildi tabii ki. Ama Melek- Sarp arasında
benim kafamı karıştıran, şimdilik bir kenarda usulca yatan ufak soru
işaretçiklerim var. Melek, Sarp’ın içerdeki hain olmadığına o kadar emin ki, gerçekler
elbet ortaya çıkacak ama tek ortaya çıkan Sarp’ın kendisine söylediği yalan
olmayacak. Flashback ile Celal baba’nın Melek'in gözü önünde annesini ve babası
sandığı adamı öldürmesini izledik. Gün gelecek Melek hem Celal’in annesini
öldürdüğünü ve öz babası olması hakkındaki yalanını hem de Sarp’ın hain
olduğunu öğrenecek. İşte o zaman hangi tarafa daha yakın duracağını merakla
bekliyorum.
Sarp’ın ben tek, siz hepiniz edasıyla sinsice annesini ve
Eylem’i kurtarmak için yaptığı planı ve Davut’u yerlere serdiği sahneyi çok
büyük keyifle izledim yalan yok. Bu bölüm içindeki ikinci show yaptığı sahne
oldu aynı zamanda. Üçüncüyü de finale saklamışlardı zaten. Yani özetle Sarp’ın
showlarının ağırlıkta olduğu bir bölüm izledik. Şikayetçi miyim? Asla. Ama çok
sevgili polis Mert’ciğimiz yine pasif miydi bu bölüm? Evet. Yine de onun da
vaktinin geleceğini bildiğim için olumsuz bir şey demiyorum tabii ki, her şey
sırayla sonuçta. Şimdilik fazla olayların içinde izlemesek de Mert’i, Celal
babasının öldüğünü öğrendiği sahnedeki oyunculuğuyla, yaşadığı üzüntüsünü bize
fazlasıyla hissettirdi, o da bana yetti şahsen. Celal Baba’yı ne kadar
sevdiğini gördük evet, ama artık kan çektiğinden midir nedir, Füsun teyzemizi
ve Eylem’i korumak için her şeyi yapmaya hazır olduğunu da bariz bir şekilde
anladık.
Gelelim Alyanak abimize. Sen neymişsin be abi? Bizim akıllar
hala Mestan’ı kim öldürdü diye bir karış havadayken, adam ne planlar kurmuş
meğer! Davut değilse Mestan’ı kesin Alyanak öldürdü diye düşünüyordum. Sarp’a
gıcıklık kontenjanında ikinci sıradaki kişi bariz oydu çünkü. Ama Alyanak'ın
derdi direkt Celal babamızmış. Ben Alyanak’tan şüphe duymaya, Celal Baba'nın
yanına kefil olup getirdiği o yeni elemanı görünce başladım. Dizideki en
eğlenceli bulduğum karakterlerden biri Alyanak abimizdi. Deli dolu, komik falan
iyi güzeldi de kendini kaçırtmak nedir abi? Hayır Mestan’ı harcadın zaten. Seni
de yaşatmayacaklar şimdi. Bir sempatik karakter daha eksilecek diyebiliriz
kadrodan yani.
Gelelim en can alıcı kısıma. Celal Baba'nın ölmeyeceğini
hepimiz biliyorduk açık konuşalım şimdi. Rıza Kocaoğlu, nam-ı diğer Davut
sosyal medyadan, ‘Senle çalışmak onurdu Çetin abi.’ mesajıyla güzel bir
pekiştirme yapmaya çalıştı bölüm için. Gördüğümde eğlendim mi? Evet. İnandım
mı? Hayır. Güzel denemeydi ama Davut reis. Yine de kendisinden korkuyorum.
Gözlerinden olsa gerek, bunu da her yazımda dile getirmeden edemeyeceğim
sanırım. Konumuza dönersek, Sarp’ın tekrar güven kazanması gerekiyordu, ne
olursa olsun Celal’in ölmesine de izin vermeyeceğinden güzel bir iş birliği
izledik. Şimdiden haftaya izleyeceğimiz bölümün ne kadar hareketli olacağını
tahmin edebiliyorum. Her hafta, tamam daha heyecanlısı olamaz diyorum ama
adamlar itinayla her hafta daha da heyecanlı bir bölümle karşımıza geliyorlar.
Bölümün sonunda Celal Baba'dan daha coşkulu bir ‘Evlaat!’ demesini beklerdim ama
Mert’in yüz ifadesi, şaşkınlığı, öfkeyle kalkıp, zararla oturcak oluşu tüm
sitemlerimi aldı götürdü. Dokuz bölümdür ufak tefek mantık hataları, aman yok
artık dediğimiz sahneler oldu tabii ama ne olursa olsun haklarını yiyemeceğim
tek bir şey var; adamlar her bölüm son sahnede nasıl final yapacaklarını çok
iyi biliyorlar! Bu dizide en çok sevdiğin ne diye sorarsanız düşünmeden final
sahneleri derim. Daha da aksiyonlu bölümler izlemek dileğiyle. -kalp ve
beyinlerimiz kaldırırsa tabii-
Emeklerine sağlık…