Hayat
bütüne bakıldığında maraton olmasına rağmen yer yer engelli koşudur. Aştıkça üst tura çıkartan
bu engeller, hayatın birçok yüzüyle tanıştırır bizi. Hepsinde ayrı ayrı dersler
sunar bizlere. Bizi biz yapmak için ve de tamamlamak için fırsatlar serer önümüze.
Bizden bıkmadan ve de bizi bırakmadan tekrar tekrar çıkar yolumuza. Yeter ki
ondan kaçmayalım ve de biz ondan bıkmayalım. Hayatın her perdesini korkusuzca
yaşamayı göze alalım. Kenarda durmak yerine içinden geçmeye çalışalım. Yaşamayı
amaç edinmek yerine kendimizi bulmayı amaç edinerek yaşayalım. İşte o zaman
yapılan hatalar hata olmaktan öte, bambaşka ufuklara taşır bizi ve yolumuz
engelli olsa da bize engel olmaz, yeni ufuklara götürür her birimizi.
İşte
aşk da hayatın bu yüzlerinden biridir. Bu engelli koşunun en
zorlu etaplarındandır. Bize hem kendimizi kaybettiren hem de kendimizi bulduran
eşsiz bir sahnedir. Dengesizlikler içinde kurulan bir dengedir. Hani Ömer‘in İtalya’da
Sinan’a “Aşkın karşısında hiçbirinin hükmü yok.” dediği gibi tüm kuralları hükümsüz
kılan ve kendi kurallarını kendi yazan bir haldir. İşte bizde yaşamın bu inişli çıkışlı yüzünü, 60 haftadır Ömer
ile Defne’nin aşklarında yaşıyoruz. Onlarla beraber kemerlerimizi bağlayarak
havalanıyor, onlarla beraber türbülansa girip sarsılıyoruz ya da aniden inişe
geçip kafa üstü çakılıyoruz. Bazen mutlu, bazen mutsuz, bazense umutsuz bir
şekilde ortada kalakalıyoruz. Ama yine
de seyahatten vazgeçmiyor, her durağa uğrayıp bıkmadan, usanmadan yolumuza
devam ediyoruz.
Dedik
ya, her aşk kendi kurallarını kendi yazar yönünü kendi tayin eder diye, işte tanık
olduğumuz bu aşkta engellerden engel beğenilecek türden bir aşk. Defne’nin
Manisa’ya gelen Ömer’e “Hiçbir yolumuz dümdüz olmadı, bir sürü engel bir sürü
engebe.” dediği gibi. Bu yüzden bölümün başlamasıyla
beraber engelli koşumuzda başladı hiç sektirmeden. Kara bahtımız maşallah yine
iş başındaydı. Kem gözler dümene geçtiği için de Ömer bir türlü Defne’ye ulaşamadı.
Ama Ömer biz Kiralıkçılar gibi hiç yılmadı. E kalp sevenin huyunu alırmış Ömercim.
Sen bize biz sana benzedik sonunda. Sen de bizim gibi yılmadın ve bütün gün
Defne’ye ulaşmak için didindin durdun. İşte bizde
size ulaşmak için, sizi biraz daha fazla görebilmek için her hafta aynı bu
şekilde uğraşıyoruz. Adeta birbirinizle görüşmeniz için size yalvarıyoruz.
Umarım bizi anlamışsındır canım.(Bu haftaki sitemimizi
de yaptık çok şükür, şimdi yazımıza kaldığımız yerden devam edebiliriz.) Ben
senin kiralık aşk planını çözdükten
sonra soluğu Pamir’de almanı pek anlayamadım Ömer. Yani zekanı
ispatlamak için gittin desek bu sana hakaret olur ki, dünya alem strateji
dehandan haberdar. Pamir’e kapak mı yapmak istedin yoksa boşuna uğraşma mı
demekti niyetin valla çözemedim.
Yazı devam ediyor..