Son zamanlarda Türk dizilerinden en
büyük isteğim, her hafta bizi saatlerce ekrana kilitleyip sonunda klişelerden
oluşan olaylar yığınıyla yaratılmış dizilerden ayrılan, kurgusuyla,
oyunculuklarıyla şöyle vay be dedirtecek bir diziydi. Bu zamana kadar
bahsettiğim kalitede birçok dizi geldi geçti evet, unutmayız da saygımızı hak
eden öyle dizileri. İşte İçerde de bu dizilerden biri olmaya çok yakın,
şu anki popülerliğinin gelip geçici olacağını hiç sanmıyorum. Gerçekten bir sezon
mu sürecek, eğer öyleyse daha 8. bölümde bize final gibi bir bölüm izleten bu
dizi, ilerleyen zamanlarda nelerle karşımıza çıkacak gerçekten sağlıklı bir
tahminde bulunamıyorum ama bu bölümden sonra bir kez daha dedim ki unutursak
kalbimiz kurusun be!
Fragmanı izlediğimden beri aman Sarp’ın
yine bir yedek planı olur, Mestan’ı atlatır diye düşünüyordum ne yalan
söyleyeyim. Ters köşelere alıştık çünkü yedi bölümdür. Ama çoğu izleyici ve
okurun benle aynı düşünceleri paylaşacağına eminim, resmen final tadında bir
bölümdü. Canım gurban Mestan’ın hain planı başladığında, ‘Nedir bu dikkatsizlik
Sarp?’ diye diye içim çıktı. Ama yine arada bazı kafamı kurcalayan boşluklar
olmadı değil. Alyanak, Mestan’a neler anlattı mesela?
Mestan’ın aklına bu fikirleri sokan
olduğu için kebapçıdaki malum kişinin Alyanak olduğunu düşünmüyorum. Herkes bir
teori atıyor tabii şimdi ortaya. Yusuf müdür diyen var, Coşkun diyen var hatta
Sarp’ın babası yaşıyor diyenini bile gördüm. Ama benim düşüncem o kişi Davut.
Hem görebildiğimiz kadarıyla da vücut yapısı olarak en mantıklı isim. Elimizde
pek bir kanıt olmasa da önemli değil zaten adam psikopat! Geçen haftaki bölüm
için yazdığım yazıda da bahsetmiştim, şimdi de söylüyorum, gerçekten
kendisinden bayağı korkuyorum. Mavi gözleri yeter. Yani kısaca Melek'e olan takıntısını da
bildiğimizden, ben oyumu Davut’tan yana kullanıyorum. O değil de, tamam Sarp’ı
yakacaksın kafaya koydun, canım kurban Mestan güzel karakterdi niye harcandı
üzdüler valla.
Giderayak Mestan’ın yaptığı dövüş showu da
gözlerden kaçacak değildi. O ne hareketlerdi öyle canım kurban. Sarp’ın
da ondan aşağı kalır yani zaten olamaz. Şişleri bükmeler falan… Çağatay
Ulusoy’a yazılan dövüş sahnelerinin arttırılmasını diliyorum.
Mert’e gelirsek bu bölüm pek bir pasif geldi bana. Sadece kanlı gömlek olayıyla yeni bir kaos ortamına zemin hazırladı
gitti. Sahi madem kanlı gömlekten bir sonuç çıkma ihtimali dahi vardı, akademi
birincisi Sarp bunu hiç mi akıl edemedi? Bu hatayı görmezden gelip Mert’in bu
olayla nereye ulaşacağını merakla bekliyoruz tabii. Gerçi Mestan olayının
sonrası kebapçıyı polisler ve onun güya başında bulunduğu ekip basmışken
Mert’in orda olmaması kadar saçma bir şey olamazdı da neyse bunu da görmezden
geleceğim.
Güvenlik kamerasını güvenlik sebebiyle
kebapçında kullanmıyorsun Celal Baba, buna diyeceğim yok. O da haklı kendi
çapında tabii ama çevrede de mi hiç kamera olmaz. Benim çabam Sarp böyle ifşa
olmasın diye. Ha elbet bir gün olucak o Allah’ın emri de, başka birinin
oyunuyla olacak iş değil, üzülüyor insan. Yusuf müdürle helalleşmesi -ki hala
hiç haz etmeyip, güvenmiyorum ona- , Melek’e veda eder gibi konuşmaları falan.
Hele annesine çektiği itiraf videosuyla içimde koptu bir şeyler benim.
Ağlatmayın şu adamı Allah aşkına… Eski mahallede gönül isterdi o dayılar Sarp
için çıksaydı meydana topluca ‘Canım kurban Sarp’ım’ diyeydiler ne olurdu ama.
Yazık çocukcağız onlarca adamın ortasında bu sefer gerçekten içerde kaldı.
Bu hikayede en saf, temiz insanlar Mert,
Füsun ve Melek bence. Hiçbir şeyden haberleri yok. En büyük suçlunun da Celal Baba olduğuna hemfikirizdir herhalde? O yüzden güzel günler göreceğiz daha.
Hatta bu bölüm çok önemli bir noktayı keşfettik hep beraber. Daha 8. bölümde bu
olayları bize yaşatan senaristlerimiz, ilerleyen bölümlerde neler çıkartırlar
ortaya kim bilir? Bir sonraki fragmanı bekliyoruz elimiz kolumuz bağlı, o
zamana kadar dayansın merak etmesin, canımız kurban Sarp’ımıza.