Kiralık Aşk: Sürgün aşk

Allah’tan işaret dili kursuna gittik de Ömer’le bu yolla konuşabiliyoruz. Yoksa hepten Fransız kalacaktık birbirimize…
Gelelim sana İso. Sen geçen sezon duruşunla ve sağduyunla hep örnek insan oldun dizimizde. Çok talihsizlikler yaşamana rağmen çok güzel çıktın bu sınavlardan. Hepimiz tek yürek olduk, dualar ettik sen mutlu ol diye. Defne ile dostluğun cinsiyetin gözümüze batırıldığı bu toplumda, bizim için güzel bir pencere oldu. Fakat geldiğin bu noktada hepimizi şaşırttın. Evet, insan dostunun acısını çok derinden yaşar. Onun çektikleri karşısında dağılır ve yardım için çırpınır. Ama sen Ömer ile Defne arasında yaşanan ayrılığın nedenini bilen ve bu aşkın taraflarını iyi tanıyan birisin. Defne ile kurduğun empatiyi neden Ömer için de kurmuyorsun? Defne’ye akıllar verebilir onu uyarabilirsin, dostu olarak hakkındır. Ama onu arada bırakman, baskı yapman ve de seçim yapmaya zorlaman ne alaka? Sen ki bu aşkın tanığısın, nedenÖmer’e bu kadar öfkelisin? Onu anlamaya çalışmak senin gibi adaletli bir adam için çok zor olmamalı. Kızgın ve kırgın olabilirsin ama bu kadar yüksek tepkiler veriyor olmanı, şu anda yaşadığın ve içinde bulunduğun açmazın etkisine bağlıyorum. Yoksa bu kadar saçmalamanı kaldıramayacağım.

İçinde sıkışan Defne’nin Ömer’le konuşmak istemesi çok güzeldi. Yemeğe giderken giydiklerini kendi bile sorguladı ki, bizim beğenmememiz çok normal. Yemekteki adamlardan birinin daha önce Defne ile tanışmış olmasına rağmen sanki ilk defa tanışıyormuş gibi yapması, Ömer’e ayıp olmasın diye düşünmesindendi herhalde. Gerçi Defne’nin bu kadar farklı mesleklerle karşısına çıkmasına da kafası karışmış olabilir, kim bilir? Artık bizi düşünsün, bu masalın içinde nerelerden nerelere savrulup durduğumuzu. Kafamızın karışmasını bırak, kafamızın almadığı yerlerde onları anlamak için neler neler yaptığımızı. Beklentilerimizin, umutlarımızın nasıl harcandığını ve onlara olan sevgimizin nasıl görmezden gelindiğini. Bunları şikayet olsun diye değil, duygu ve düşüncelerimizin anlaşılması için söylüyorum. Geçen haftada söylemiştim, Kiralıkçı olmanın zorluğunu Kiralıkçı olmayan bilemez diye.

Yemekteki Defne’nin ne çözümler sunduğunu duymasak da Ömer gibi gururlandık. Ama sonrasında konuşmak için baş başa kalmamalarına artık söyleyecek söz bulamıyorum. Ne kadar kamuya açık bir ilişki yaşıyorsunuz kuzum siz? Bırakın gitsin Sinan. Defne, nedir senin ayıp olur diye başka insanları kıracağını düşünerek hareket etmenin nedeni?İkinize de kızıyorum burada. Özensizliğinizin nedenin anlayamıyorum gerçekten.Neden sadece iş ile ilgili ortamlardasınız? Burayı aşmanıza nasıl yardımcı olabilirim, kendi adıma soruyorum? Artık kendi dertlerimi bıraktım, sizin dertlerinizi dert edindim kendime hem de sizin kendinizi önemsemediğiniz kadar önemseyerek. Ya ikinizin de acı çekmesini istemiyorum, mutlu olun istiyorum. Aşkınız çok büyük sınavlardan geçti, yeter artık diyorum. Gerçi ben bunu her düşündüğümde ağzımın payını alarak oturdum yerime. Daha fazla çakıldım kafa üstü yere. Hani Sinan sana dedi ya “Çok istiyorsun ya ondan, yani bir şeyi çok istediğinde öyle olur... Darbeye açık hale gelirsin.” Bence bu sözleri bizeydi, biz Kiralıkçıları özetledi. Bu aşkı harcayacaklar matmazel.

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER