Hepimiz büyürken
masalların o büyülü dünyasının bir parçası olduk. Onların macera dolu ormanlarıyla,
gizem dolu labirentleriyle ve sihirli mucizeleriyle yolumuz kesişti bir
şekilde. Masallarda yaşanan aşkların bir parçası olduk. İyiliğin, sabrın ve sürekli çalışmanın her
zaman bir ödülünü olduğunu onlardan öğrendik. Tüm zorluklara rağmen onların
yaşadığı mutlu sonun peşine düştük hep büyürken…
Herkesin çocukluğundan
hatıra kalan hiç unutamadığı bir masal vardır. Bazılarımız kendini üvey
annesinden kaçan Pamuk Prenses’e daha yakından hissederken, bazıları ise bir
geleceğine prenses olan Külkedisi’ne… Bense hepsini ayrı ayrı çok severim.
Çocukken farklı anlamlar taşıyan bu hikayeleri, şimdi yeniden izlediğimde bende
hep bambaşka bir his yaratır. Herhalde Hollywood stüdyoları da işte bu nedenden
dolayı en sevdiğimiz masalları sürekli yeniden filme alıyor. Cate Blanchett,
Julia Roberts ya da Johnny Depp gibi ünlü isimler bu yapımlarda karşımıza
çıkıyor. Şu sıralar ise gündem Güzel ve Çirkin’in 25.yıl dönümüyle meşgul. Bu
özel kutlama günleri için ise Emma Watson ile Dan Stevens kamera karşısına
geçiyor.
İlk tanıtım filmiyle bile
kalpleri çalan filmin çok konuşulacağını hiç şüphem yok. Ancak filmin
tanıtımlarını izlerken aklıma düşen bir düşünce, Kiralık Aşk’ın 56. bölüm
özetini okuyunca iyice belirginleşmeye başladı. Daha önce birkaç kere üstün
körü üstünden geçmiştim ancak biz hep Kiralık Aşk için belki de Passionis’in
duvarında yer alan “Külkedisi, bir ayakkabının insanın hayatını
değiştirebileceğinin kanıtı” sözlerinden dolayı bir “Külkedisi” masalı
diyorduk. Oysa ki izlediğimiz aslında “Güzel ile Çirkin”in hikayesi.
Fransız yazar Jeanne
Marie Le Prince de Beaumont imzası taşıyan Belle ile Beast’in hikayesi
karşımızdaki insanı olduğu gibi kabul etmenin, kimsenin göründüğü gibi
olmadığını, güzelliğin bedende değil ruhumuzda olduğunu, sabır ile sevginin her
zaman bizleri mutlu sona ulaştıracağını anlatıyor. Sadece çocukların değil,
yetişkinlere de hayat dersi veren bu hikaye size de kükremeleriyle bizleri
korkutmaya hazırlanan yaralı ormanlar kralıyla kırık kanatlı Albertine’inkine
pek de benzemiyor mu?
Buyurun sizleri o masala
davet ediyorum...