Yüksek Sosyete: Cesaretin var mı?

Ve Süreyya…  ‘Cesur’ kadınları severim. Dolayısı ile ‘Cesur’ Süreyya’yı daha çok sevdim. Onunda ivmesi Ela Bebek’in aileye dâhil olmasıymış. (-ki Metin’in çocuğu nüfusuna almasına tam destek veriyorum, geç bile kalınmış) Ne güzel oldu ama. Cesur Süreyya kadar kalbi pırpır eden Süreyya’yı da çok sevdim. Aman da aman Levent şekersiz mi içermiş bitki çayını… Sana bir kardeş tavsiyesi Süreyya: Sen sen ol sana kalbini, aile sırlarını açan ve ellerini sımsıkı tutarak “Seni hiç yalnız bırakmayacağım.” diyen adamı bırakma. Tüm cesaret verici hikâyelerin üzerine tek bir fotoğraf Süreyya’nın ivmesi oldu. Bu süreçten Metin’i soyup soğana çevirerek çıkmasını isteyenler? En başta ‘BEN’ … Levent de “Süreyya, her şey çok güzel olacak, güven bana.” dedi ya, Süreyya’yı bilmem ama benim ona güvenim tam.

Süreyya’nın hastane ziyaretinin başka bir sahneye kapı açacağı belliydi, yoksa kadın koştur koştur neden gitsin değil mi? Yeni bir çöpçatan atağı bekliyordum. Hatta itiraf etmek gerekirse Kerem-Mert kimlik değiştirmesinin birbirlerinden habersiz bu görüşmeye gelen Cansu ve Mert ile ortaya çıkması daha çok hoşuma giderdi. Al sana tam sarmal, tüm gerçeği bilen tek kişi ‘Mert’ olurdu, gerçeği ‘kardeşine’ anlatma ikilemi ve Cansu’nun Kerem ile konuşma korkusunu bir arada yaşardı. En az iki bölümü kurtarırdı bu plan, ama ne diyelim geçmiş olsun…

Açıkça dile getirmekten çekinmiyorum, Cansu’nun Kerem’e kimliğini açıklaması ve sonuçları zerre ilgimi çekmiyor. Taraflardan biri Kerem olduğu için gökten üç elmanın düşmesi zaten garanti. Ama ya Ece “Ne olur bir yalan dolan olmasın lütfen.” diye haykırırken asistan Kerem zannettiği sevdiceğinin Mert Çalhan olduğu gerçeğini öğrenme sahnesi… Ekrana kilitleniriz herhalde…

Son söz, sevgili izleyici bölüm zaten 120 dakika (Ne zaman kısalacak bu diziler?) üzerine bir de diziye dair bu uzun yazıyı sonuna kadar okuduysan sana kalpten teşekkürler <3 <3 <3
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER