Yüksek Sosyete: Cesurlar bir kez ölür, korkaklar her gün!

Kerem’in aileye gelecek olursak bir şeyi çok sevdiğimi söyleyeceğim o da babasıyla Kerem arasındaki sözsüz diyaloglar var ya. Bakışlarla konuşulan. Anlatmadan anlayan babalar, babalarımız… Bu kısmı çok sevdim, dev hem de.

Engin Öztürk o kadar güzel Kerem karakteri olmuş ki hani seçen kim ise ona helal olsun. Böyle sakin, naif bir havası varken, bir yanda içten içe o bıkmışlığı, yorulmuşluğu çok güzel yansıtıyor. Kibarlığından bir şey diyemiyor ama o sıkışmışlık hissi o kadar bariz ki. Hele gözler… Hazar Ergüçlü zaten özellikle Zuhal Olcay'la olan o tokat sahnesinde ve diğer tüm dram sahnelerinde "geçecek" deyip sarılınası, zaman zaman göz doldurası. Ece ve Mert’i oynayan oyuncular bambaşka bir keyif. Bu dörtlü başta olmak üzere herkes "laks!" diye oturmuş. Sizleri izlemek çok keyifli efenim emeğinize sağlık:)

Ufak bir eleştiri yaparsam Allah aşkına sayın erkek ikili jön tayfa, o kısa pantolon ne? What is this? Ya aklıma izlerken sürekli zamanında Kurtlar Vadisi’nde -tabi bir 10 yıl falan öce Polat ölümsüzlük iksirini bulmadan önce- Laz Ziya diye biri vardı hah işte onun lafı geliyor. Derdi ki ‘sen kısa pantolonla ananı keserken ben 3000 kişiye racon kesiyordum’. Bak beyaz çoraba bile razıyım, ciddi diyorum sevmedim.

Yüksek Sosyete bu yazın en değişik işlerinden. Ortalıkta 243636 tane romantik komedi var. Bir formatı hepsine uygulamışlar öyle gidiyor. Tamam, hani gülünüp eğleniliyor eyvallah da, yani bunun hayatımıza katkısı ne olacak? Mesaj ne? 3 saat oturmamıza değecek olan hani? Seveni vardır muhakkak, kusura kalmasınlar da pek sevemedim, çekmedi.

Öyle işte ey okuyucu. Bir yerlerde muhakkak hayatın gitmek istemediği limanlara sürüklediği kişiler vardır. Belli mi olur bakarsın demir alacak cesareti bulur birileri.

Peki ya sen? Ait olduğun limanda mısın gerçekten de? Yoksa yenildin mi sen de gölgelere?

 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER