Peki isteme gecesinde kimler olacak sizce? İso mutlaka olsun. Defne’nin tarafında onu görmezsem üzülürüm. Ancak Necmi ile Neriman’ın yanı sıra Ömer’in ailesi olarak Sadri ustayı görmek çok ama çok isterim. En çok onun hakkı orada bir aile büyüğü olarak bulunmak. Şükrü abiyi de isterdim. Aslında en büyük iyilikleri ustanın tavsiyeleri kadar onun hareketleri de yaptı. En güzel önemli günlere o şahit oldu, gizlenenler onun sayesinde hep olumlu yönde ortaya çıktı. O da orada olsa fena olmazdı. Bakalım kimler gelecek?
Tabii tüm bunlar olurken aynı anda bir Sinan ile Yasemin cephesi var. Sinan evlenme teklifi konusunda pek bir gaza gelmiş durumda. Yüzüğü de almış. Yol göstericisi de ilginç biri Koray. Gidip yüzüğü alıyor ve onunla evlenme provası yapıyor. Koray ona neler önerir cidden merak ediyorum gülmekten ölebiliriz. O fragmandaki yüzük açma sahnesi de anladığım kadarıyla Koray’ın stüdyosundaki o prova sahnesinde. Bu hafta evlenme teklifi olur mu bilemem. Ben nedense Yasemin ile Sinan’ın olmasını pek istemiyorum. Bir şey olursa da yollar ayrılır mı karar veremedim. İso ile onca yaşanandan sonra bir anda Yasemin’in bu kadar Sinan’a aşık olması garibime gidiyor. Daha birkaç bölüm önce İso ile anıları arasında yolculuğa çıktık. Orada Yasemin’in İso’ya cidden aşık olduğunu bir kere daha hatırladım. Sinan, Yasemin’i değiştirmek isterken İso bunu başarmıştı. Bunca yaşanandan kısa süre sonra Sinan ile evlenme kararı garibime gidiyor. Bu aşka inancım yok. İçimde bir yer İso ile Yasemin hikayesi bitmedi diyor.

Ve bu içimdeki hisle birlikte Ömer’in 2. fragmanda söylediği sözlere geliyorum: “Biz nasıl tercihlerimizden ibaretsek. Kadınlarda bu durum daha keskin. Bir kadının ayakkabı tercihi mesela ruhunu yansıtır. Sevdiğin kadını düşün. Nasıl biri o? Sabah yataktan kalktığında, kimsenin onu görmediğini düşündüğü anlarda, çok sinirlendiğinde mesela o kontrolü tamamen elinden bıraktığı anlarda, kendini sana bıraktığında.” Düşüncem bu sözleri İso’ya söylediği. Kalıp ve ayakkabı çizim işine giren İso’ya yön verecektir Ömer bu konuda. Ancak burada “sevdiğin kadını düşün” dediğinde İso’nun çizim yaparken kimi düşüneceği bence bu hissiyatım ne kadar doğru ya da yanlış olacağını gösterecek.
Yansımalar:
* 2. fragmanı izlediğim
an önce Ömer’in 21’deki mahalle ziyareti aklıma geldi. Defne’ye yaptığı evlilik
teklifinin ardından ilk kez mahalledekilerle tanışmıştı. En sevdiğim
sahnelerden biridir. Ömer’in oradaki halleri pek bir hoşuma gitmişti. Zaten
Ömer’in mahallede olmasına olan takıntımı bilirsiniz. Nihan hepimizin merak
ettiği bir soruyu kendisine iletmişti: “Neden ayakkabı?” Ömer de orada "Bizi biz yapan tercihlerimizdir.
Ayakkabı da tercihlerimizi en net ortaya koyan şeydir." diye
cevaplamıştı. Ömer insanları ayakkabılarıyla tanıdığını söylemişti. Ardından
aynı tarz bir konuşma Defne’nin Cherie’de işe başladığı ilk bölüm olan 25’te
gerçekleşmişti. İngilizler için girecekleri kapışmada gelen yetkili kadın iki
firma ile konuşmuştu. Ömer orada çok güzel bir konuşma yapmıştı:
“Havayı geldiği gibi, rüzgarı estiği gibi, kadını
olduğu gibi kabul etmeli." demiş Musset. Bence kadınlar anlamak için
değil,sevilmek için varlar. Ben bir kadını gördüğümde ayakkabılarına
değil,yüzüne bakarım. Bakışlarına,tarzına,duruşuna ve ne ayakkabı giydiğini
tahmin etmeye çalışırım. Pekte yanılmam.”
Bu bölüm yine aynı tarz
bir cümle Ömer’den geliyor. Yine anladığım bir ayakkabı tasarımı üzerine
olacak. Aşk ile ayakkabıyı bir araya getiriyor Ömer. Onun kadınlar hakkında
düşünceleri pek değişmemiş hepimizin gördüğü gibi. Zaten ilk bölümde Koray’ın
seçtiği modele “bakışları boş” diyen Ömer İplikçi de ta kendisi değil miydi?
Ancak o zaman
söylediklerine şimdi Defne’yi tanımasıyla daha çok inandığını düşünüyorum.
Defne oyundan dolayı bazen olmadığı biri gibi davranmak zorunda kalıyor.
Davranışlarıyla Ömer’i şaşırtıyor ama aslında açık bir defter gibi kendisi. Her
ruh hali belli oluyor. Bundan ne zaman yalan söylese Ömer anlamıştı. Şimdi ise
bu hafta Ömer; “Biz nasıl
tercihlerimizden ibaretsek. Kadınlarda bu durum daha keskin. Bir kadının
ayakkabı tercihi mesela ruhunu yansıtır. Sevdiğin kadını düşün. Nasıl biri o?
Sabah yataktan kalktığında, kimsenin onu görmediğini düşündüğü anlarda, çok
sinirlendiğinde mesela o kontrolü tamamen elinden bıraktığı anlarda, kendini
sana bıraktığında.” diyor. Hepimiz en kontrolsüz anlarda kendimizi ifşa
etmez miyiz. Gün içerisinde birçoğumuz maske takar dolanırız, ancak öyle anlar
olur ki o maskeler iner asıl olduğumuz kişi oluruz. Aynen Ömer’in bahsettiği
anlardaki gibi... Defne’yi sürekli izleyen Ömer de bu anlardan onun aslında
nasıl biri olduğunu keşfediyor, anlıyor. Bu gibi anlarda yaptığı gözlemler işte
oyun sırrı çıktığında Defne’yi temize çıkaracak deliller arasında. Hani demişti
ya Ömer “ne kadar gerçek ben nereden bilebilirim” diye. Benim için asıl gerçek
Defne dağ evinden kaçtığı an başlamıştı. Kalsaydı Ömer’i ikna ederdi bir
haftada evlenmeye ve evlenir oyunu başarıyla gerçekleştirirdi. Ama o kaçtı ve o
günden sonra hep kendisi gibi oldu. Ömer de onu izledi. Onu en iyi öyle anlarda
anladı. O anlarda Defne’ye daha çok aşık oldu. Bundan sonra Ömer’in ne olursa
olsun bu tanıdığı Defne’den hiçbir zaman şüphe duymayacağına eminim.