Hep Defne, yine Defne! Defne'yi, duygularını
yazmak, onu anlamaya çalışmak, en başından beri bu hikâyeye tutulma nedenim!
Defne'ye hayat bir labirent gibi sunulmuş. Çıkış yolunu bulmak için bir sürü
çıkmaz yollara girmek, çıkışı bulamayınca hep yeniden denemek zorunda kalmış.
Kim hayatında sadece bir çıkışı olan, bir labirenti çözmeyi ister ki? Kim o
çıkış yolunu ararken, hayal kırıklıkları yaşamak, düşmek, kanamak ister ki?
Defne, annesinin hayatından çekilmesiyle,
kendisini çıkmazlar labirentinin tam ortasında bulmuş! Bir anne evladı için ne
büyük anlamlar taşır. Sevgisiyle kollar, korur, destekler, yüreklendirir, hep
var olduğunu bilirsiniz, kanatları olmayan meleklerdir anneler. Ama gel gör ki
ansızın hiç beklemediğiniz bir anda kaybedebilirsiniz kanatsız meleğinizi;
isyan, ümitsizlik, hüzün ve yalnızlık başlar.
Defne tüm bu duygularla tanıştığında, yine de
şanslıymış. Çünkü annesi onu, kendi kanatsız meleğine teslim ederek yoluna
gidebilmiş. "Hiç mi sevilecek bir yanımız yoktu" diye usul usul
ağlayan Defne'nin hayatına iki tane vazgeçilmez dostta şans olarak bu ayrılığın
sonunda gelmiş. Biri çılgın mı çılgın, saf, iyi, temiz kalpli Nihan. Diğeri de
ne konuştuğunu bilen, yüce yürekli, özü sözü bir İSO. Defne labirentindeki her
çıkmaz “end” e geldiğinde tek şansı "pes etmek yok" diye destek
veren, ayağa kalkması için motive eden dostlarının olmasıymış. Yeniden denemeye
başlamasını kulağına fısıldayan "güçlüsün, yapabilirsin" diyen
yavrusunun yavrusunu sahiplenen bir anneanneye de sahipti Defne! Yılmamayı, hep
iyi, dürüst, sevecen, hilesiz olmayı ve yoluna devam etmeyi öğrenmiş.
Bu şekilde yetişen bir genç kız kapısına gelen
sinsi Gallo'yu da kucaklamakta hiç zorlanmadı. Çünkü Defne bu! İçin de kötülük
barındırmayan sevgi küpü. Hayatında ki tek yalana da kiralık aşk olmayı kabul
ettiği ve o parayı aldığı an bulaşmıştı! Nereden bilebilirdi ki labirentinin tüm
yollarının bu adama çıkacağını, labirentini bu adamın aydınlatacağını ve
deliler gibi aşık olacağını. O paranın omuzundan düşmeyen bir yük olacağını. Bu
sırrın eninde sonunda bir gün ortaya çıkacağını düşündükçe hatalar yapmaya
elverişli bir Defne var elimizde. Ömer'in Gallo'ya Defne’sine olan aşkını
itiraf etmesiyle, Defne en sonunda Ömer için vazgeçilmez olduğunu anlamış oldu.
Ayakları yere bir sağlam basmaya başladı. Artık sevdiği adamın da onu
çılgınlarca sevdiğini ve onsuz yapamayacağını farkına varmanın hazzını yaşar
hale geldi.
Geçen hafta kalbinde uçuşan kelebeklerini, rengârenk
çiçeklerini alarak Ömer'in evine gelen, Defne ve onu buselerle karşılayan Ömer
sahnemiz kaldığı yerden devam etmeye başladı. Nasıl da taze çilek kokulu bir
sahneydi. Kendine güvenen, türlü muziplikler yaparak Ömer’inin aklını başından
almayı başaran Defne, çok doğal ve tatlıydı! Defne'nin yüzünde gülücükler ilk
defa bu kadar ışıltılıydı. Güneş sanki sadece onların aşkı için doğmuştu. Bahar
sanki onların aşkıyla daha bir anlam kazanmıştı şimdi. Gözlerindeki huzur
yüzüne vurmuştu.
Yazı devam ediyor...