Ah bu şarkıların gözü kör olsun!

5) GÜNEŞİN KIZLARI

Güneş ve Haluk: ''Ben öyle birini sevdim ki balı ve zehiri vardı.'' İşte o adam Haluk Mertoğlu. Onu seyrederken o kocaman aşkını hepimiz gördük. Kocaman ve saplantılı aşkını. Çok büyük, affedilmesi neredeyse imkânsız bir günah işledi. Âşık olduğu kadının hayatını daha çocuk yaşta bambaşka yollara sürükledi. Güneş güçlüydü. Yalanlar üzerine kurulu olduğunu bilmediği bir hayat sürdü ve günü gelince cellâdına âşık oldu. Hem de çoook âşık oldu. O yüzden öğrendiği gerçekler onu mahvetti. Tabiri caizse yaşayan bir ölüye çevirdi.(Evrim Alasya'nın oyunculuğu muhteşemdi. Bu sahneyi ondan başkası bu kadar güzel oynayamazdı bence)Güneş hayal kırıklığına değil hayat kırıklığına uğradı. Bildiği her şey yalandı. Güneş kaçmak istedi Haluk ise affedilmeyi bekledi buna inandı. Onu kaybetmek ölümle birdi çünkü.

Çok kötü temeller üzerine kurulmuş bana göre bu büyük aşkın sonu Güneş'in hafızasını kaybetmesi ve Haluk'un hataları ile birlikte uçurumun kenarında son buldu.''Ben öyle birini sevdim ki bir nevi intihardı.''

Güneş ve Haluk'un şarkısı da anladığınız üzere yine Sezen'den geliyor. 

BEN ÖYLE BİRİNİ SEVDİM Kİ

''Öfkeli, hırçın, kavgacı; ısırgan ve edepsiz ağzı 
Geceler kadar karanlık gözleri vardı.'




NOT: Evrim Alasya ve Emre Kınay'ın efsane mi efsane hayranıyım. Twitter’da takip eden bilir :) Oyunculuklarına, karşılıklı uyum ve elektriklerine bayılıyorum. İnşallah ikisini de tekrar aynı yapımda görmek nasip olur. (Söylemeden geçmek istemedim.)
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER