Reality show izlemeye doyamam,
iyi kötü ayırmam, her yeni programa illa ki bir şans veririm, özellikle Öykü
Serter’in sunduğu programlara ayrı bir ilgi duyarım. Ama bunca yıllık
izleyicilik tarihimde ilk defa bir programı bu kadar anlamadım, ilk defa ‘Merhaba,
Öykü Serter ben’ diye başlayan bir yarışmada kafamda deli sorular. TV8
ekranlarında geçtiğimiz hafta başlayan Fenomen’den bahsediyorum elbette.
Yarışmacılar strateji yaparken görüntülendi
Yarışma, kadın ve erkek
yarışmacılar için düzenlenmiş iki ayrı evde, günde 8 saatini geçiren
yarışmacıların bir takım olaylara karışması üzerine kurulmuş. Bu haliyle Kısmetse Olur evini fazlasıyla
andırıyor, üstelik tek benzerlik de bu değil. Yarışmacılar birbirlerini
Strateji Odası’na çağırıp, orada tam anlayamadığım bir şekilde stratejiler
geliştiriyor. Bir de ‘Strateji Odası’nda olan Strateji Odası’nda kalır’
sloganları var ki, herkesin akşam evine gidip işine gücüne baktığı bir ortamda
fazlasıyla manasız. Kısmetse Olur’da aynı görevi Kırmızı Oda görüyor, oradaki
nihai amaç her ne kadar evlenmekmiş gibi görünse de, Kırmızı Oda’da da bugüne
kadar çok çeşitli stratejiler görüldü.
Elbette P
Kısmetse Olur’la bir diğer benzerlik
ise, yarışmacıların birbirlerine oy vererek birbirlerini koruması. Fenomen’de
arkadaşlarından en çok oy alan bir erkek ve bir kadın yarışmacı haftanın popüleri
seçiliyor. Bunu da yakasındaki P rozeti ile cümle âleme ilan edebiliyor. Her hafta
bir yarışmacı "fenomen" seçilerek 50 bin liralık ödülün sahibi oluyor ki gayet yüksek bir miktar. Burada kafamı karıştıran şey,
yarışmanın amacının tam olarak ne olduğu. Sadece izleyicilerden SMS almak,
arkadaşların tarafından sevilmek yetmiyor, bir de sosyal medyadaki takipçi ve
like sayını arttırman bekleniyor anlayabildiğim kadarıyla. Anlayabildiğim
kadarıyla diyorum, çünkü neyin nasıl olduğunu detaylı açıklayan kimse yok
aslında.
İlk fenomenlerden
Bu takipçi konusu da, ‘Sen ne
fenomenisin? Benim 600 bin takipçim var, beni bütün Türkiye seviyor’ gibi
konuşmalar doğuruyor yarışmacılar arasında haliyle. Bu like sayısı
tartışmalarında, yarışmacıların bir kısmının geçmiş Acun Ilıcalı ünlülerinden olmasının
da etkisi büyük tabii. Bir çoğu moda tasarımcısı olduğuna inanıyor, İşte Benim Stilim birincisi olan bir
insan örneğin moda tasarımcısıyım diyemeyecekse zaten ne diye duruyoruz? Diğerleri
de ya tasarım, ya da fenomenlik alanında kısa sürede çok yol katetmeyi
hedefliyor. Arkadaşına ‘Sen 33 yaşındasın, ben 20 yaşındayım ama bak aynı
yerdeyiz’ diyen bir çocukcağız var mesela, nerede olduğunu düşündü tam olarak
anlayamadım ama büyük ihtimal Acunland’e kapağı atma hızından bahsetmek istedi.
Kısmetse Olur’un aksine,
yarışmacıların evlenmek gibi bir derdi yok, ama romantik ilişkilere de sıcak
bakmıyor değiller. Çiğdem’e gül verirken ‘Bu çiçekler de sizin gibi solmasın’
diyen patavatsız çocuk hariç, hepsinde bir takım flörtöz haller gözlenebiliyor.
Fenomen’in, Kısmetse Olur’la tek farkı bu değil maalesef. En büyük fark, Fenomen’de
belirgin bir maksat olmaması sebebiyle neyi beklememiz gerektiğini anlamamamız.
Bu yüzden de program akmıyor. Belki yarışmacıları çok iyi tanırsak, ne
yapacaklarını merakla bekleyecek hale gelirsek bir şans verilebilir ama işte o
tanıma raddesine gelebilecek sabrı kendimde bulup bulamayacağıma emin değilim.
Yarışmacılara bol stratejiler, izleyenlere iyi seyirler dilerim.