"Sır, karında bekleyen dikenli bir toptu.. İnsanın içinde durmadan döner, her an kendini hatırlatırdı.. Dışarıya çıkmak için dikenlerini batırdıkça batırırdı.. Kurtulmak için onun dediğini yaparsan; hainlik edip dikenlerini orada bırakıp ağzından kaçardı.. O dikenler canını acıtmaya devam ederdi.. Ama direnirsen dışarıya çıkmaktan umudunu keser ve dikenleriyle beraber içinde söner giderdi..”

Kiralık Aşk'ın 22. bölümünde sevgili Levent Ülgen'in (Necmi) sesinden dinledik Ülkü Burhan'ın "Kalbim Sana Emanet" kitabından olan bu alıntıyı. Tabii ki boşuna dinlemedik. Hep dediğim gibi Kiralık Aşk'ta hiçbir şey boşuna söylenmez (kâbuslar hariç^^). Birazdan bu konuya döneceğim. Bu şimdilik burada kalsın bakalım. Biz gelelim çok eğlendiğim, gülmekten gözümden yaşların geldiği, romantik komedi tanımını sonuna kadar hak eden 41. bölüme...

Bölüm, aynen 40. bölümde olduğu gibi Haziran 2016'da düğün öncesi sahnesi ile açıldı. Kaçan bir gelin ve durumu çözmeye çalışan Koray... Bölüm içinde düğünün Sinan ve Sude'nin düğünü olabileceğine dair verilen işaretleri görsem de ters köşelerin kraliçesi sevgili Meriç Acemi'nin kafasında bambaşka planlar olduğunu düşünüyorum. Bu bölümde bize bambaşka tarafları gösterilen ve hayran olduğum Sinan; 40. bölümdeki düğün sahnesindeki heyecanını gördüğüm Sinan, Sude ile evlenmez kardeşim. Yasemin'e aşkla ilgili o sözleri söyleyen Sinan, Sude ile evleneceği için o kadar heyecanlı olamaz! Nokta! Bölüm başındaki o sahneye de tekrar döneceğim.

Dönelim "sır" meselesine... Uzun zamandır yazdığım her bölüm yorumunda ve Twitter'da Ömer'in sırrı öğrendiğinde Defne'ye o çok beklenen tepkiyi vermeyeceğini söyleyip duruyorum. Hatta Ömer'in Defne'nin çektiği tüm acıları bu şekilde anlayacağını ve bir şekilde herkese karşı birlikte mücadele edeceklerini düşünüyordum. Sanki her şey bizi bu duruma hazırlamak için kurgulanıyor gibi geliyordu bana. 41. bölümün başından itibaren bize verilen işaretler bu konuda iyice emin olmamı sağladı diyebilirim. Tespitlerimi sizinle de paylaşayım. Bakalım bana katılacak mısınız? 

Ömer'in evinde kapının orada tehlikeli olarak duran, hatta Defne'nin de sırtına batan bir obje var biliyorsunuz. Hepimiz onun sır topunu simgelediğini düşünüyoruz. Bilmiyorum sadece benzeten ben miyim, ama ona çok benzeyen bir bitki ile başladık bölüme. Adı karahindiba tohumu... Görüntüsü aynı sır topu... Ve Sinan o sır topunu püf diye üfleyiverdi. Sır, dağıldı, kimselere (kimseden kastım Defne ve Ömer) zarar vermeden havaya karıştı gitti. Sonra Sinan'ın Necmi'ye söyledikleri: "Valla ben bunu aşabileceklerini düşünüyorum. Gerçek ortaya çıktığında altından kalkabilecek gibiler." Sinan'cım ben de aynen senin gibi düşünüyorum. Ekip ilmek ilmek bizi buna hazırlıyor haberiniz olsun. ^^

Aslında hem Yasemin ile Sinan hem de Defne'yle Ömer birbirine çok paralel bir ilişki yaşıyorlar. Sadece Sinan Ömer'den daha iyi taşıyor ilişkisini. Daha olması gerektiği gibi... Sanki bize de olması gerekeni Sinan ve Yasemin ilişkisi üzerinden anlatıyorlar ne dersiniz? Yasemin'in o öfkeli anını Sinan'ın nasıl karşıladığına bakın. Bir de Ömer'in Defne'yi nasıl idare ettiğine... Oğlum orada söylenecek laf mıydı o? Kız ateşler saçıyor sen de doğrucu Davut olacağım diye... Bir sefer de net olma! Ne olur yani? Evet, Defne'nin gereksiz bir tartışma çıkardığını düşünebilirsiniz, ama söylesenize hangimiz sevmedik çılgınlar gibi be? Arada yapmadık mı böyle kaprisler? Hiç yoktan kavgalar çıkarmadık mı?

Bir de Defne'nin Ömer'i koyduğu yeri düşünürseniz... Dağın en tepesine, zirveye oturtmuş kusursuz Sinyor İplikçi'yi... Kendini de o dağın eteklerinde gördüğünü ve hep zirveye ulaşmaya çabaladığını da biliyoruz. Zirveye ulaşmak üzereyken defalarca yuvarlanıp, yaralanıp düştüğünü de... Yine de daha önceki yazılarımda yazdığım gibi her ilişkide olduğu gibi Defne ve Ömer ilişkisinde de inişler çıkışlar olacaktır, ama uzun süreli bir ayrılık yaşayacaklarını hiiiç düşünmüyorum.