2015 yaz
sezonuna bomba gibi düşen, gerek entrikalı olay örgüsü gerekse dinamik oyuncu
kadrosuyla adını yeni sezona da yazdıran Güneşin Kızları dizisinin 39. bölümde
final olacağı haberini aldık dün.. Bu haber aslında eli kulağında olan, hayranların duymamak için her türlü çabaya
giriştiği bir haberdi. Gün değişimi için kanala yüklenen hayranlar istediğini
elde etti ve dizi Cumartesi gününe alındı. Fakat bu da dizinin daha
kötüye giden reytinglerini kurtarmaya yetmedi ve biz çok sevdiğimiz dizimizin
sadece iki bölümlük ömrü kaldığını öğrendik.
Bunun üzerine her şeyde olduğu gibi dizinin tüm yükünü sırtlanan Güneşin
Kızları fanları yeniden kolları sıvadı ve hakimi olduğu sosyal medyayı dün
yerle bir etti! Final haberinin şokunu henüz atlatamayan fanlar “GüneşinKızları FinalOlmasın”
etiketi ile 24 saatten kısa bir süre içinde toplamda 1Milyon tweeti aştı. İmza
kampanyası düzenlenip binlerce imza atıldı, hayranlar kanalı telefon ve mail
yağmuruna tuttu.
NEDEN BÖYLE OLDUK?
Şüphesiz kafaları en çok kurcalayan konu bu. Başladığı ilk bölümden itibaren haftalarca zirvede kalan Güneşin Kızları neden
yeni sezonda tutunamadı? Neden izleyici kaybetti?
Öncelikle, dizinin yeni sezonda Pazartesi gününe alınması ve güçlü rakipler ile
karşılaşması diziye vurulan ilk darbeydi. Daha çok gençlerin rağbet gösterdiği
dizinin haftasonu olmaması, haftaiçi çok geç saatlere kadar sürmesi izleyicinin bir kısmını kaybetmesine sebep oldu.
Daha sonra, gözle görülür bir senaryo etkisi diziyi en can alıcı yerinden vurdu
ve dizi ondan sonra toparlanamadı, belki de toparlanmak istemedi. Dizinin ana karakteri, akıllarda gizemli bir psikopat olarak uzun süre yer
edinecek olan Haluk Mertoğlu’nun hikayesi bu dizinin en sağlam kolonuydu,
binayı ayakta tutuyordu. Güneş’e olan takıntılı aşkı, üvey yeğeni Savaş’ın eski sevgilisi olan
Melisa’nın ortadan kayboluşundaki Haluk’un rolü ve oğlu Ali ile kuramadığı
baba-oğul bağı. Tüm bunlar dizinin başta büyük yaşta olan izleyicileri olarak Güneşin
Kızları’nın sevilmesindeki ana sebeplerden biriydi.
Sonra, dizinin sağlam kolonu dediğim Haluk’un hikayesi iç içe girdi, gizemleri
çözülmeyen, unutulan, göz ardı edilen ve sonu gelmeyen bir entrika yumağına
dönüştü ve bağları koptu. Melisa olayı ne bir çözüme kavuştu ne de bir kez bile
olsa ondan bahsedildi. Haluk'un oğlu Ali ile birlikte devleştiği, seyircinin adeta nefes
almadan pür dikkat izlediği sahneler artık yavaş yavaş kaybolmaya başladı.
Tek sebep bu değil elbette.
Haluk kadar dizinin taşıyıcı kolonu olan genç çiftler, kuşkusuz dizinin sosyal medyada
bu denli güçlü olmasının sebebi. Gel gelelim, her iki çiftinde kendine özgü olan sahnelerinin silinişi,
karakterlerin sırayla kendileriyle çelişen tavırlar sergilemeleri ve özensiz
yazılıp geçiştirilen hikayeleri.. Kendim de bir AlSel hayranı olduğum için önce AlSel’in gidişatı ve geldiği
durumundan bahsetmek istiyorum.
Yazı devam ediyor...