Aşk ile evrilir insan. Yönünü, yöntemini şaşırır önce. Yerden iki parmak havada gezer, bastığı yeri hissetmez. Huyları değişir, yeni yeni icatlar çıkarır, bilmediği kitaplar okur, dinlemediği şarkılar çalmaya başlar kafasının içinde. Sanki bütün dünya gülümsüyormuş gibi bir mutluluk yaşar ve bu mutluluk sürsün diye çırpınır. İşte onu gördüğünüzde kalbinizin pır pır ya da küt küt her neyse işte atmasının sebebi yüreğinizdeki evrimin sesidir.
Mevlana der ki:Aşk beni arif etdi, inceltdi zarif etdi. Ben aşkı bimez idim, aşk beni tarif etdi.
Bu giriş biraz ağır olabilir belki ama bütün gerçek aşklar ve aşıklara uyarlanabilir. Aynı Güney`e uyarlanacağı gibi. O aşkla değişen, şekillenen, tarif olunan bir adam oldu. Demek ki doğru yolu bulması için yüreğine bir aşk şartmış. Yoksa kızların kalbini kırmayı kendine hobi edinmiş biri, onlara zarar veren çocuğu neden öldürmek istesin ki, kendi canının derdine düşmek varken?
"Bütün çocukluğu ailesinin varlık durumu ve kibirli tavırları sonucu gereğinden fazla şımartılarak ve insani değerlerden uzak geçmiş bir adam günün birinde yüreği ve sevgisi kainattan büyük olan bir kızın kalbini kırarsa" diye başladı hikaye. Asıl cevher kendinde saklıymış. Kalbindeki sevgi gelincik kozası gibi sert bir kabuğun altında saklıymış. O kabuğu kırmak için de kabuktan daha sert birine ihtiyacı varmış. Aslında Güney`in Songül`ün peşinden bu kadar ısrarla koşmasının tek sebebi Songül`ün bu hayatta gerçekten hak ettiği sevginin Güney'de saklı olmasıydı.
Hayatı boyunca karşılaştığı pek çok insan tarafından istenmeyen Songül de sanki şimdiye kadar kimsenin göstermediği sevginin tamamını bir seferde görünce korktu önce. Başka sevgiler de var hayatta, bunu anlamış oldu. Zaman geçtikçe, zaman geçirdikçe aslında kendine ne kadar da benzeyen birini bulduğunu fark etti. İkisi de sevdikleri zarar gördüğü zaman birilerinin yakasına yapışıyor, ikisi de sevdikleri için her kesin korktuğu ateşe atlıyor, ikisi de sevdiklerinin peşini ne olursa olsun asla bırakmıyor. Ama ortada bir fark var ikisi de bunu birbirleri için yapmıyor. Songül evrensel, Güney bireysel. Songül ailesi (arkadaşları) için dünyayı yakar, Güney de Songül için. İşte tam da bu yüzden kopamıyorlar.
Yazı devam ediyor..