Türk Dizi Sektörü’nde Solohov Sendromu

Türk Dizi Sektörü’nde Solohov Sendromu

Ve Durgun Akardı Don... Bu gün 30 yaş üstü herkesin adını en az bir kez duyduğu, 40 yaş üstünün ise elinde gezdirdiği, bize de yaz ödevi olarak okutulmuş bir klasik eserdir. Yazarı Mihail Solohov, bu eseriyle Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüş sonra bütün yaşamı boyunca yazmış ama en çok bu romanıyla bilinmiş, dönemin edebiyat otoritelerine göre de yazarlık hayatı süresince daha parlak (!) bir eser çıkaramamıştır. Parlaklık da görece elbette...

Solohov, ölene kadar Ve Durgun Akardı Don'u yazıp yazmadığı dedikodularıyla da başa çıkmaya çalışmış, eseri yazdığında çok genç olduğu için birikiminin bu denli derinlikli bir ustalık eseri çıkarmaya yetmeyeceğiyle yani intihal ile suçlanmıştır. Yattığı yere güller yağsın. Solohov’dan yola çıkarak Türk Dizi Tarihi'nde sektöre çok parlak işler yaparak giriş yapmış ama devamlılık sağlayamamış, ikinci kez fenomen karakterler ve unutulmaz işler çıkaramamış ama çabalamaya devam etmiş, bazı açılardan başarılı sayılmakla birlikte dört dörtlük ve sürdürülebilir (Moda bir tabir de kullandım) bir başarı yakalayamamış ekran figürlerini listeledim.

Bir de elle tutulur hiçbir başarısı olmadığı halde ekranda kalanlar var ama, onlar başka bir yazının konusu. Sendrom sahipleri listesine bakarken katıldığınız, katılmadığınız isimler olabilir. Neticede bu kişisel bir listedir. Bu arada yazıyı hazırlarken anladım ki memlekette televizyon konusunda sağlam kaynak olacak bir data sistemi yok. Bazı kaynaklar var ama, yeterli değil. Bu sebeple dizilerin kaç bölüm oynadığı, yapım yıllarıyla ilgili hata ve eksikler olabilir şimdiden affola. Doğrusunu bilen yorum kutusuna yazsın, düzelteyim. Gözünü seveyim digital yayıncılığın! 
 

 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER