Güneşin Kızları: AlSel'in matematiği

2.  Fazla derindi, boğulduk...

AlSel'in derinliği sadece hayranlarının değil, genel izleyicinin de dilinde destan olmuş durumda. Bir tarafta babası tarafından şiddet gören, hiç sevilmemiş, sevmeyi de bu yüzden bilmeyen Ali; diğer tarafta umursamaz görünse de babadan yara alan, kendi yaralarına rağmen Ali'nin yaralarını saran, ona sevilmeyi öğretirken aynı zamanda sevmeyi öğrenen Selin. Birbirilerinin canını yakarak anlaşan ama başkasının yakmasına izin vermeyen, yaktığı yeri sarmasını da bilen, dertlerini beraber rüzgara fısıldayıp birbirine ağlayan AlSel.

Biz onları böyle sevdik, böyle benimsedik. Gel gör ki, bu derinlik aniden, hiçbir amaca hizmet etmeyen 3. şahıs karakterlerin uğruna yok oldu. Yerini romantik komedi dizilerine taş çıkaran iki anlamsız çifte bıraktı. Konuşmadan anlaşan AlSel, konuşarak bile anlaşamadı.

Ali sevdiği kızın acı çekmesini görmeden onu evliliğe mecbur bırakan takıntılı bir adama dönüşürken, Selin özgürlüğün ne olduğunu kavrayamadan sevdiği adamı kırdı da kırdı.

Peki neden? Nedir bu mutasyonun sebebi? Yine bir matematik işlemi mi mi, yoksa karakterleri izleyici gibi içselleştirememek mi? Gayet tabii ki karakterler her zaman aynı düzeyde işlenemez. İnişler de olacak, çıkışlar da. Peki ya inandırıcılık? Bunca insan "Ali Mertoğlu gibi sevmek" deyimini oluşturmuş, dertlerini AlSel replikleri ile anlatır hale gelmişken bu kadar köklü değişiklikler izleyiciyi iter mi çeker mi ? Siz karar verin..


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER