Gelelim beklenen Ömer ve Defne'nin, çok konuşulan asansör sahnesine. Defne'yi yeşil bir ceketin içinde, yarıya kadar çekilmiş fermuarın yarattığı etkiyle; dili tutulan, gözleri kamaşan, gözlerini Defne'nin dekoltesinden alamayan, ne yapacağını şaşıran bir adet Ömer gördük. Şaşırdık mı? Hayır! "En sonunda" diyerek bir "ohhh" çektik sanırım. Defne, Ömer'in üzerinde yarattığı etkiden haberdar artık. Bu yüzden de heyecandan, eli ayağına dolanıverdi. Aniden “stop” eden asansörde de dip dibe buluverdiler kendilerini. Defne'nin kokusuna ilgisiz kalamayan, hormonlarıyla cebelleşirken, gözleri başka noktalara kayan bir Ömer gördük. "Çok güzel" komplimanındaki ses tonu Defne'yi duvarlara dayayan ses tonuyla tıpa tıp aynıydı. Bir duvar sahnesi daha yaşatmamak için, bir anda kendini asansörden dışarı atıp, yürümeye karar veren Ömer'i izlemek çok güzeldi. Defne'nin anlayıp,yine kafası gitti tarzında,kıs kıs gülümsemesi eminim hepimizi tebessüm ettirmiştir...
Düşünüyorum; tüm bu iz yaratan, kritik, tutkulu sahnelere her seferinde imzasını çakan tek bir renk var o da "Yeşil..." Kızıl saç ile uyumundan mı yoksa ekibin en sevdiği renk mi hala çözmüş değilim. İlk bölümde, ilk kahvaltı ve giyilen yeşilli bir elbiseyle yeşil, tanışmanın rengi oldu çıktı. İlk düşüşle gelen yardımın, incinen bileğe sarılan sargı bezinin rengi de "yine bir yeşildi." Önüne geçilemeyen duyguların su yüzüne çıktığı, Feryal'in de tarihe karıştığı gün giyilen yine bir yeşildi. Ömer'in yeşil bir elbisenin fermuarını çekerken yaşadıklarına, parmağını Defne'nin tenine dokundurarak hissetiklerine ve gecenin sonunda yaptığı evlilik teklifine de hepimiz görgü tanığı olduk. Renk yine bir yeşildi. Defne'nin yağmur altında evlilik teklifine “evet” dediği gece, sevincin,öpüşmenin rengi de yine bir yeşildi. Kalemlerle sarsıldığımız, heyecanın tavan yaptığı, göz makjanın rengide yine bir yeşildi. İlk ortak çizime birlikte imza atışın rengi de yeşildi. Doğanın rengi dediğimiz yeşil, Kiralık Aşk’ımızın da rengiymiş aslında.
Sıra geldi bir "deja vu" mü yaşayacağız yoksa diye, nutkumun tutulduğu son sahneye. Kendimi engelleyemediğim bir şekilde müziğin ritmine, yüreğimde yarattığı serzenişlere engel olamadım. "Lütfen dağ evindeki gibi bir ayrılık yaşanmasın" diye kendi kendime tekrar ettiğimi fark ettim. Eve geldiğinde "Defne, Defne, Defne" diye seslenen Ömer'in hiç vakit kaybetmeden sarı laleleri incitmeden vazoya koyuş sahnesi ne kadar hoştu. (Sarı Lale, umutsuz aşkı temsil edermiş, ama en sonunda da sonsuz kavuşmanın kaçınılmaz olduğunun bir kanıtıymış sarı laleler). Ömer'in panikle "Defne"ve en son bahçeye çıktığında da son bir kere daha ümitsizce derinden sessizce "Defne" diye seslenişindeki tonlama kalbimi dağladı. Muhteşem bir oyunculuktu. Dünyası başına yıkılan, bunu yüz ifadesine de "yine mi" diye yansıtan, derin acıyı vücudunun her zerresinde yaşayan aşık Ömer'i oynayan Barış Arduç alkışlarımızı hak etti. Tam gözyaşlarım gözümden akmaya hazırlanıyordu ki o da ne? Favori şarkım bir kere daha, içime sular serpercesine çalmaya başladı. Ve "yine bir yeşil", yeşillerin arasında kaybolmuş, çiçek bahçesi yaratmakla meşgul bir Defne tüm heyecanıyla, güzelliğiyle "Ömer" diye seslendi. Ömer'in kalbi mi, yoksa bizim kalbimiz mi mutluluktan daha çok pır pır etti tartışılır.
Ömer’in bu sefer bakışlarında sanki, hoşgeldin kalbime, hoşgeldin nefesime, hoşgeldin dünyama, hoşgeldin evime bundan sonra sarsılmayız,sağlamız dercesine özlemle yapıştı Defne'sinin dudaklarına,susamışmışcasına öptü. Başımız dönercesine izledik kavuşmalarını. Yönetmenimize, senaristimize ve tüm ekibimize bize bu şahane bölümü yaşattıkları için çok teşekkürler. Bu dizelerde Ömer'den Defne'ye gitsin!
Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin!
Ayağını basdın odama
Kırk yıllık beton, çayır-çimen şimdi!
Güldün,güller açıldı penceremin demirlerinde!
Ağladın,avuçlarıma döküldü inciler!
Gönlün gibi zengin, hürriyet gibi aydınlık oldu odam..
Hoş geldin kadınım benim,hoş geldin!
Nazım Hikmet
Küçük Notlar:
*Bu haftaki öpüşme hiç bir deneyimi olmayan, ilk aşkını yaşayan bir kızın penceresinden yaşanabilecek en saf öpüşmeydi. Tutkulu bir öpüşmeye de tanıklık ederiz zamanla, birbirlerini tanıdıkça.
*Yasemin ve Sinan güzel bir ikili olma yolunda ilerleyecekler. Defne'nin Yasemin'e verdiği tavsiye de ilişkilerinde yol haritası olacak. Yanlış anlaşılmalarda son bulur umarım.
*Nihan, Serdar ve İso ev ziyareti çok neşeliydi. Ev terlikleri bile unutulmamıştı.
*Sude ve Eymen ilişkisinde de bir ışık var. Sude'nin aklı çelinmeye başladı.
*Şükrü Abi de lütfen kırılmasın, incinmesin.
*Nerocuğuma gelince; Ömer'e ne dedi? "Aşka sıkı sıkı sarıl, yarın öbür gün yaşlandığında, göbeğin çıktığında, saçların döküldüğünde iyi ki hayatımda aşk varmış ve kendimi ona yamamışım"diyeceksin nasihatı da güzeldi.
*Koriş'im sakın gülüşünü değiştirme, sevmedim. Sana ev gezmelerine gitmeler gizli kameralar yerleştirmeler yakışır. İlahı Koriş.
Mutluluklarınız, gülümsemeleriniz hayatınızdan hiç eksik olmasın! Ka Perileri/Sevenleri