Bölüm 24 | Büyü bozuldu
Bu
bölümle beraber biz Alişimizi sonsuza dek kaybettik belki de. Zira bu bölümden
sonra büyü maalesef bozuldu. Yani büyü derken Ali’nin içine giren in mi cin mi
her neyse ondan bahsetmiyorum tabii ki yanlış anlama. Zaten her ne olduysa onun
yüzünden oldu ya. Bir karakterin katli vauuuuuv. Vacip midir peki bu
hocam? Vaciptir yavrum bizim ne haddimize bu duruma bir şey demek?
Şimdi
sen yine meraklısın ya, soracaksın bana "ya bu bölümde bu kadar ne oldu da böyle
‘bitti,büyü bozuldu’ diyorsun" diye. Sormasan şaşardım zaten. Hep kendin
kaşınıyorsun hep. Bu kadar çok mu merak ediyorsun ha, bu kadar çok mu öğrenmek
istiyorsun? O zaman şimdiden beni affet tamam mı? Keşke gözlerime perde inseydi
de görmeseydim, kulaklarım sağır olsaydı da duymasaydım, anlatmasaydın da bilmeseydim
diyeceğin için n'olur beni affet. Hani sana dedim ya direk dansı gibi yüce bir
mesleği icra eden Elif isimli masum (!)kızımız ağladı gitti diye. Ondan sonra Ali
Bey tutturdu; ağzında bir "benim yüzümden oldu" lafı... Şu son 5 bölümdür yaptığı
tek ve en iyi şey olan Selin’i azarlama kısmına geçmek için Selin’in odasında
yattı pusuya. Selin garibim gidip özür diledi Elif’ten. Zira o hep böyle biriydi
ki. Vicdanlı. Özürünü diledikten sonra döndü evine.
Tam odasına girdi bir de ne
görsün, Ali Bey aç kurt misali o buz gibi bakışlarıyla bekliyor kendisini. İyi
değilim dedi Selin. Kendimi kötü hissediyorum dedi. Eski Ali olsa anlardı. Bilirdi
zira Selin’in gerçekten ne kadar pişman olduğunu. Ama yok efendim yok, Ali
Mertoğlu karakterinin muhakkak yok edilmesi gerekiyordu. Karar verilmiş. Emir
büyük yerlerden. E, emre itaatsizlik etmedi zaten Ali. "Sen vicdansızsın, sen
acımasızsın, egolusun sen, özür falan dilemezsin." dedi sevdiği- yav he
he-kıza. O vicdansız dediğin kız sırf sen zarar görme diye gidip Tuğçe’den özür
diledi. O vicdansız dediğin kız sen içip içip dağıtırken seni toparladı. O
vicdansız dediğin kız senin yaralarını sardı be.
Peki Ali bilmiyor muydu tüm
bunları? Bu Ali.Polat olan Ali. Mutant olan Ali. Gözlerinde Selin’e bakarken aşk
değil adeta nefret olan Ali bilmez, bilemez zaten. Ama Ali Mertoğlu bilirdi. Hem
de çok çok iyi bilirdi. Kıza odasında bağırdı çağırdı. Ne için peki? Elif isimli
kız ve direği için. Dur dur, daha yeni başladık dur daha bitmedi. Ertesi gün
oldu. Bunlar okula gitti. Ali Bey yine Elif’in yanına gitti kantine. Kızın elinde
bir afiş. Üzerinde Elif ve direk dansına dair bir şeyler en altında da imza
S&T yazıyor. Elif yine duygu sömürülerinde. Zaten bu kız ya direk tepesinde
ya duygu sömürüsünde ya da ‘çay içelim, kahve içelim’ derdinde. Kızın başka
misyonu yok. Neyse...
Ali Bey bir hışımla kalktı gitti Selin ve Tuğçe’nin yanına. Ha,
bu olmadan yaklaşık 10 dakika önce koca yürekli Selin gidip bilgisayarda
Club Charm’daki dans videolarını sildirtti Can’a. Club Charm neresi dersen
hatırlatayım hemen. Hani bu Elif evin her yerine don saçar gibi kibrit
kutularını saçmıştı ya. İşte o kutuların üzerinde yazan isim Club Charm. Kız artık
ne kadar mahçupsa (!) orda dans etmekten, ortaya saçmış kutuları. Sabır Allahım
sabır! Neyse, Ali Bey sevdiceğini kötü kızlardan koruyan bir jön misali dikilir
Tuğçe'yle Selin’in karşısına. "Bu nasıl bir adilik lan!” Bir de öyle bir bağırıyor
ki Selin’e görsen sanki iti azarlıyor. Kız diyor ki bizle bir ilgisi yok. Ali Bey
bağırmaya devam ediyor imzanı atmışsın da falan da filan hepsini bana inat
yapıyorsun. Allahtan orda Tuğçe var. Tüm Alselciler adına kol kanat germek ister
gibi Selin’e o üslubunu düzelt diye uyarıyor Ali’yi. Varol Tuğçe, Allah tuttuğunu
altın etsin. Welcome to Alsel Fandom.
Esas oğlan en sonunda geri zekalılar deyip
gidiyor. Geri zekalılar. Bu hikayede tek bir geri zekalı var gerçi ama
neyse... Bakışlarındaki nefreti görsen zaten söylediklerini dinlemene gerek yok
Ali Bey’in, o an kopar sende derinlerde bir şeyler. Hem de çok çok derinlerde.