Atv’nin yeni dizisi 8. Gün nihayet yayın hayatına başladı. Ay Yapım'ın yapımcılığında hazırlanan dizinin yönetmen koltuğunda Çağrı Vila Lostuvalı ve Ender Mıhlar oturuyor. Toprak Karaoğlu, Savaş Korkmaz ve Seda Çalışır'ın senaristliğini yaptığı dizi Burcu Biricik, Musa Uzunlar, Buğra Gülsoy, Ceyda Düvenci, Cem Davran, Yiğit Kirazcı, Hakan Kurtaş, Gökçe Yanardağ, Sermet Yeşil, Deniz Karaoğlu ve Orhan Güner’i bir araya getiriyor.
Azmiyle, heyecanıyla Kübra’yı neredeyse yoktan var eden, yükselttikçe yükselten; Hülya Cevher’le bir karaktere nasıl delicesine inanılır gösteren Burcu Biricik’in kariyer yolculuğundaki yeni basamak, bir hayli heyecanlandırıyordu beni. 8.Gün sadece bir televizyon işi değil, Burcu Biricik’in nasıl bir karakter yaratacağını görmek için de bir köprüydü. Kendisinin kalbimde yeri baki. 57 bölümlük Hayat Şarkısı yolculuğunda karakterine kalbini vermek nedir, her bir sahnesinde ziyadesiyle gösterdi. O sebeple bir hayli üzgünüm. Çünkü ben Bahar’a kalbimi açamadım. Halbuki Bahar Yüksel’i sarıp sarmalamak için kollarımı açmış bekliyordum.
Bahar, deli dolu bir genç kadın. Bir gün hayatı tepetaklak oluyor, öncesinde ise ondan mutlusu yok. Açıkçası Ahmet’le ayrılacaklarını bile bile Bahar-Ahmet aşkına inanamadım. Burcu Biricik ve Yiğit Kirazcı’dan öyle bir elektrik almam gerekirdi ki, ayrıldıkları zaman üzülmeliydim. Mesela ilk bölümünü izlediğim Söz’de, Yavuz ve sevgilisi Merve arasındaki çekim inanılmaz etkilemişti beni. Bahar ve Ahmet’in aşkına inanamadığım için de ne sahil kenarında, ne yataktaki kahvaltı sofrasında, ne de Ahmet, Bahar’ı bırakıp da dışarı koştuğunda onlar için endişelenmedim. Hatta bir an ‘Ahmet ölse ne güzel olur’ diye düşündüm.
Bahar’la Ahmet’i bir yana bırakalım, dizinin kötü adamı Aziz’e uzanalım. İyi tasarlanmış kötü karakter izlemeye bayılırım! Cem Davran’a da. Fakat Aziz’in motivasyonunun ne olduğunu anlayan varsa beri gelsin. Muhtemelen Aziz’in arkasında daha yetkili isimler var ama tüm bu düzen neden kurulmuş? Bu noktada sevindiğim tek şey, Şehnaz’ın Aziz’in yüzünü ilk bölümden görmesi. Zira bu kadar zeki bir kadının Aziz’in yaptıklarını anlamaması beni daha da üzerdi.
Şehnaz Yüksel; zeki ve başarılı bir kadın. Ülkenin kaderini değiştirecek yazılım, onun ellerinde. Attığı her adımda ‘zeka’ kokan hareketler bekliyorum. İlk sahnelerinde biraz kararsız kalsam da Ceyda Düvenci’yi beğendim. Hele kızının hamile olduğunu öğrendiği o ana bayıldım. Burcu Biricik’le anne kızı oynamasını da yadırgamadım.
Komedide de, dramada da beğenerek izlediğim Buğra Gülsoy hakkında konuşmak için çok erken. Bahar & Ozan ilişkisinin nasıl evrileceği bir yana Ozan karakterini daha çok merak ediyorum. Sanki gizli bir kutu ve açıldıkça hikayenin tüm damarlarını besleyecek bir karakter Ozan.
Ve Hayati... Neden bu kadar derbeder bir adam? Şehnaz'la yolu nasıl kesişmiş, nasıl bu kadar uzak düşmüşler? Buradan baktığımda iki zıt kutup Hayati ve Şehnaz. Ortak bir sahne, ufacık bir ipucu izlemek isterdim ikisinin hayatına dair.
Burcu Biricik, Buğra Gülsoy, Musa Uzunlar, Cem Davran, Ceyda Düvenci, Gökçe Yanardağ, Hakan Kurtaş, Sermet Yeşil… Hepsi ayrı ayrı beğendiğim isimler ama ben karakterlerin hiçbirinin peşine takılamadım. İşin aslı, 8.Gün’ün dünyasına giremedim. Çağrı Vila Lostuvalı, yönetmenliğini çok beğendiğim bir isim. Fakat Poyraz Karayel’den sonra yönetmenliğini üstlendiği Bu Şehir Arkandan Gelecek gibi, yönetmen koltuğunu Ender Mıhlar'la paylaştığı 8. Gün’de de birçok şey eksik. İmzasını dahi atmamış Lostuvalı. ‘Bak bu sahneyi kesin Çağrı Lostuvalı çekmiştir!’ diyemedim bile. Halbuki Poyraz Karayel'in herhangi bir bölümünü aç, buram buram onun hisleri çarpar yüzüne.
Rejinin senaryoyu, senaryonun rejiyi beslemesi gerekirken; ikisi de birbirinden kopmuş. Replikler, hiç bilmeyen birine anlatırmış gibi didaktik; karakterler, henüz karton. Karton olmayanların ise amacı belirsiz. Aksiyon sahnelerinin vasatlığına ise hiç girmeyeyim.
Her şey daha yeni başlıyor… Bahar, yeni bir hayatın içinde; Ozan, karanlığının içinde baharı arıyor. Enfes bir cold open’la aydınlanıyor ekran; sonrası hüsran.
8. Gün’ün toparlanmasını, sağlam adımlarla yoluna devam etmesini kalpten istiyorum. Çünkü bu kadar güzel bir kadro erken finalle dağılsın istemem. Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık… Reyting yarışında bol şans!