Çocuklarıyla mutlu, annesiyle hüzünlü ilişkisinin ardına
duygularını saklayan bir kadın Bahar. Çocuklarına kahkahalarla sarılırken
gözyaşlarını içine akıtan, annesine öfkesini kusarken gözlerinin içi gülmeye
çalışan bir kadın.
Bahar’ın yaşadığı tüm zorluklara rağmen ayakta kalma
mücadelesini ve Özge
Özpirinçci’nin Bahar’ını sevdim. Fakat geriye kalan her şeyde sorguladım durdum
izlediklerimi. Zaman zaman kalbim daraldı, zaman zaman sinirlendim ama gelecek
hafta ekran başına geçmek için bir sebep bulamadım.
Bölüm boyunca izlediğimiz hikaye fragmanlarda
izlediklerimizden çok da farksız değildi. Ev sahibinin oğlunun Bahar’a
bakışları dışında hiçbir ‘sürpriz’le karşılaşmadım. O da öylesine can sıkıcıydı ki,
keşke ilk bölümde böyle bir şey izlemeseydik. Zaten çok zor koşullarda ayakta
kalmaya çalışan bir kadın izliyoruz, bir de kapalı kapılar ardında kalmasına ne
gerek vardı? “Kadın dediğin erkeği olmadan tehlike altındadır.” demek değil
midir bu? Bahar’ın o evden nasıl çıkacağı belirsiz. Fakat ikinci bölümde
yeniden ev değiştirmeyecekse, ev sahibinin oğlu meselesi de
kapanmayacaktır.
En çok merak ettiğim kısımlardan biri olan anne-kız
ilişkisinde de beni heyecanlandıran bir şey bulamadım. Annenin küçük kızına
olan düşkünlüğünü gördükten sonra, kızları arasında kalacak olması biraz
heyecanlandırsa da bölümün devamında anne ve küçük kız arasında elle tutulur
bir şey olmaması hevesimi kursağımda bıraktı.
Hikaye bana gelecek bölümler için kız kardeş çatışması sunsa
da ilk bölümde aralarında bir etkileşim göremediğim için zerre
heyecanlanmadım. Anne-kız çatışmasında da umduğumu bulamadım. Hikayenin izlenir
bulduğum tek tarafı olan Bahar ve çocukları arasındaki ilişkiye gelecek olursam…
Bahar’ın çocuklarını hayatın kötülüklerinden korumaya
çalışması konusunda çekimserim. Sanki çocuklar bir masal evreninde yaşıyor
gibi. Bilemedim. "Çocuktur, yapar!" desek de o tatsız şakanın da bu masal evreninden kaynaklandığını düşündüm.
Bir dizide en çok önem verdiğim şeylerden biri rejidir. Kurulan dünyayı gayet inandırıcı bulsam da Merve Girgin Aytekin’in rejisinde de beni aşırı heyecanlandıran bir şey bulamadım.
Kadın’ın tanıtımlarını gördüğümde Özge Özpirinçci’nin Bahar’ı
için heyecanlanmıştım. Bölüm boyunca da yaşatmak istediği her duyguya inandım. Hayat zor, Bahar güçlü! Ama
o kadar…
Zaman zaman tökezleyen Bahar'ın nereye kadar güçlü kalabileceğini merak etsem de Kadın, haftalar boyunca akşamlarımı doldurmak isteyeceğim bir iş değil. Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık, bana müsaade.
Reyting yarışında bol şans!