Aylarca bunu mu bekledim? The Walking Dead'in aşırılı kaotik dünyasına nasıl geldiğimizi öğrenmek için ilk sezon sekiz bölüm boyunca top çeviren saygıdeğer dizi yazarları, ikinci sezonu gazlayıp gazlayıp bize bunu mu izlettiler? Açıkçası kafam çok karışık. İzlediğim hikayeyi de, bölümde kullanılan görsel efektleri de beğenmedim. Bölümü Adam Davidson çekmiş, Dave Erickson kaleme almış. Belki de adamların suçu yoktur. The Walking Dead dünyasında bize eşlik eden ilk kahraman karakter Rick'in dönüşümü o kadar hızlı oldu ve sezonlardır onun etrafında kümelenen insanlar arasında duruma intibak etmeye çalışan, edemeyen, şapşallaşan, topallayan, hata yapan kısacası o kadar çok çeşitli insan karakteri ve tepkisi izledik ki artık ne verseler ağzımda kekre bir tad bırakıyor.
Şu an tek ilgi çekici karakter, Colman Domingo'nun canlandırdığı Victor Strand Sezon finalinde de gördüğümüz, anladığımız ve beklediğimiz gibi kahramanlarımız Strand'ın göz bebeği Abigail ile okyanusa açıldılar. Lakin bu keyfi bir açılma olmamış. Salgınla birlikte devlet gücünü göstermiş, ilk sezonda da inceden altı çizilgiği gibi "salgını yok etmek/ kontrol etmek" amacıyla bilmeden (!) Walker sayısını çoğaltma konusuna el atmış. Salgın yayılıyor diye şehirleri, kasabaları bombalayarak karşımıza bir sürü yara bere içinde, yarı yanmış Walker çıkardılar.
The Walking Dead, uzun süren ve zaman zaman sünen hikayesinin bu sezon çıkış noktasını "insan insanın kurdudur" mottosuna bağladı. Yani bir zamanlar walkerlardan kaçanlar şimdi insanlardan saklanıp, insan öldürüp, kendi ırkını yok etme işine geri döndü. Omega kapandı. Fear The Walking Dead ile de yazarlar aynı incelikli felsefenin altını kalınca çizmişler. İnsana insandan gayrı düşman yok. Konu kilit... Ancak bence bunu anlamak için gezindiğimiz yerler hâlâ sıkıcı...
Ay resmen yüzen zombi yabmışlar! Yeni hikayemizin "Monster" adındaki ilk bölümünde temel olarak yeni ergenlerimiz Chris ve Alicia'nın maceralarına odaklandık. Chris annesini kaybetti. Öfkesi büyük. Haklı da.. Lakin ilk fırsatta ölümü denemek istemesi (zira bana göre yaptığı haraket masum bir "bunaldım acık yüzeyim" demenesi değil, bir tür intihar kalkışmasıydı.) Chris sayesinde ekibin çok sıkıntı çekeceğini işaret ediyor. Alicia da bir nev-i ergen. O da kahraman olma hevesiyle büyük ihtimal herkesin başını derde sokacak. Ancak anlamadığım şu, henüz kıyamet başlayalı taş çatlasa birkaç hafta oldu. "Diğer"leri ne zaman organize oldular da kendi ırkına saldırıp, hayatta kalma mücadelesini terörize etmeye başladılar?
Travis'in pek sevgilisi sümsük Madison ve görmüş geçirmiş kaos yaratıcısı Daniel Salazar'ın dirsek teması devam ediyor. Bence her ikisi de arızalı karakterler ve hem tekne ahalisi hem de Victor için derin bir tehlike arz ediyorlar; şimdilik en sıkıntılı karakter Victor gibi görünse de.. Sezonun sıradan dönüşünde ne öğrendik? Walkerlar ilginç bir şekilde suda hayatta kalabiliyorlar. Bölümden anladığımız kadarıyla cankurtaran simidi olmayanlar da suda hareket etme kabiliyetine sahiptiler. Travis, kıyıdan ayrılırken "suya gel, suya!" diye bağırdığında Walkerlar'ın suda boğulup gideceklerini düşünmüştüm.
İlk sezonda ölüp gideceğine yemin edebileceğim Nick ise Salazar'ın balık avını saymazsak, bölümün en heyecanlı aktivitesine imza atıp, o batırılan tekneden canı pahasına "Kaptan'ın Seyir Defteri'ni aldı. Bakalım neler öğrenmelerini sağlayacak, o defter... Alicia'nın "arkadaş arıyorum" hevesinden doğan tehlikenin ne olduğunu da gelecek bölümde öğreneceğiz. Tabii bende gelecek bölüme bakacak heves kaldıysa..
Aslında Pavina daha iyi bir seridir ama bu da olur Victor, bu da olur.. Bu arada unutmadan söyleyeyim, şu aşamadan sonra bu seriyi sadece Victor'un teknede kullandığı bardakları "Bodum Canteen" serisinden seçmesine hasta olduğum için takip ederim, ondan gayri beni bu hikayede tutacak pek bir şey yok..
Böyle işte..
R.