1951 tarihli Fikir ve
Sanat Eserleri Kanunu üzerinde değişiklik yapılması amacıyla, Kültür ve Turizm
Bakanı Nebi Avcı’nın talimatıyla hazırlanan kanun tasarısı TBMM’ye sunuldu.
Zamanın gerisinde kaldığı
ve eser sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamadığı gerekçesiyle meslek
birliklerinden ve sanatçılardan yıllardır eleştiri alan ve durumun düzeltilmesi
için çalışmalar yürütülen kanunu 2018 yılı şartlarına uygun ve güncel hale
getirmek için yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan tasarıda yeni
tanımlamalar eklenirken bir takım haklar da yeniden düzenleniyor. Yeni tasarı
müzik, sinema, edebiyat, güzel sanatlar gibi pek çok alanda faaliyet gösteren
kişilerin haklarını daha iyi korumak amacıyla korsanla mücadele, meslek
birliklerinin işleyişi ve eser lisanslama konusunda farklı düzenlemelere
gidiyor.
Bu taslakta sinema ve
televizyon sektöründe çalışanları da ilgilendiren pek çok düzenleme yer alıyor.
Tasarıya göre sanatçıların uygun bedel talep hakkı daim olacak; bu haktan
vazgeçilemeyecek veya devredilemeyecek. Bir filmin ilk kez vizyona girmesinden
üç yıl sonra filmi yayınlayan kuruluşlar, yeniden ileten platformlar ve
internet üzerinden erişime sunan mecralar bir bedel ödeyecekler. Sözleşmelerde
açıkça aksi belirtilmedikçe yayın, yeniden iletim ve internet üzerinden erişime
sunma hakları yapımcıya devredilmiş sayılacak; ancak eser sahiplerinin uygun
bedel isteme hakkı devam edecek. Sinema eser sahipleri için ilk umuma iletim
veya vizyon tarihinden itibaren beş yıl sonra, dizi eser sahipleri içinse altı
yıl sonra uygun bedel alma hakkı doğacak. Zorunlu toplu hak yönetim sistemiyle kanun
yürürlüğe girdikten sonra yapılacak kullanımlar üzerinden eser sahipleri ve
oyunculara ödemeler yapılacak. Sinema eser sahipleri haklarını devretseler dahi
değeri 5.000 TL’yi geçen satışlardan pay alacaklar. Bu payın yüzdesi, satış
bedeli üzerinden belirlenen seviyelerle tespit edilecek.
Meslek birlikleri telif
haklarının tespit edilmesi, toplanması, hak sahiplerine dağıtılması, gerekli
sözleşmelerin yapılması, ihlaller halinde hukuki süreçlerin başlatılması
faaliyetlerini sürdürecek ve birden fazla kişi için, bakanlıktan faaliyet izni
aldıktan sonra, toplu hak yönetimi
yapabilecek. Bu süreçlerin sağlıklı yürütülebilmesi adına aynı alandaki meslek
birlikleri birlikte hareket edebileceği gibi en az iki tanesi bir araya gelip
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan izin aldıktan sonra ortak lisanslama birliği
kurabilecek. Meslek birlikleri etkinlik, katılımcılık, şeffaflık ve hesap
verebilirlik ilkeleriyle varlıklarını sürdürecekler; ve üyelik şartlarını
herhangi bir ayrımcılık yapmadan objektif ve şeffaf bir şekilde belirlemekle
yükümlü olacaklar. Yeni düzenlemeye göre kimse meslek birliğine üye olmaya ya
da üye kalmaya zorlanamayacak. Aynı şekilde haklı ve objektif gerekçeler
bulunan haller haricinde meslek birlikleri tüm üyelik başvurularını kabul etmek
ve hak takiplerini gerçekleştirmek zorunda kalacak. Üyeler meslek birliğine
sermaye koymaya, zarara ve hukuki sorumluluklara ortak olmaya zorlanamayacak.
Üyeler meslek birliklerine sadece hakları yönetme yetkisi veriyor olacak; söz
konusu hakların bireysel olarak yönetilmesi veya ticari gelir sağlayacak
şekilde kullanılması yasak olacak. Meslek birliklerinin faaliyetleri Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nca denetlenecek.
Yeni tasarıda korsana
karşı yapılan mücadele de sertleştirildi. Eserlerin korunması amacıyla alınmış
önlemleri aşmak adına şifre kırıcı cihaz ve yazılım üretmek, satmak ve
reklamını yapmak suç haline getirildi ve hapis cezası öngörüldü. Meslek
birlikleri artık eserleri dijital olarak işaretleyecek, böylece korsan
kullanımları çok daha verimli bir şekilde takip etme imkanına sahip olacak.
Korsan kullanım yaptığı tespit edilen internet kullanıcıları savcılık kararıyla
iki kez uyarılacak ve ihlale devam ettiği taktirde internet kullanım hızı altı
aya kadar yavaşlatılacak.
Ayrıca bakanlığın, Dijital
Hak İhlalleriyle Mücadele Merkezleri kurup görevlendirilecek cumhuriyet
savcılarıyla bu alandaki savaşa daha aktif destek vermeye açık olduğu da
biliniyor.