Gezici
Festival, 25 Kasım – 7 Aralık
günlerinde düzenleyeceği 22’nci yolculuğunda, dünya klasikleriyle olduğu kadar
özel bölümleriyle de sürprizlerle dolu bir sinema şöleni hazırlıyor.
Ankara
Sinema Derneği tarafından T.C. Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen Gezici Festival, 22’nci
yılında sinemaseverleri asırlık bir yolculuğa çıkararak, uluslararası
arşivlerden henüz gün yüzüne çıkmamış bir Osmanlı İmparatorluğu ile
tanıştıracak. Osmanlı topraklarını ziyaret eden yabancılar tarafından 1918-1926
yılları arasında çekilmiş bu filmler, Çanakkale Savaşı’ndan, İstanbul
sokaklarında gördükleri kamerayı, peçelerini açarak selamlayan Osmanlı
kadınlarına varıncaya kadar, görünmeyen Osmanlı’yı beyazperdeye yansıtacak.
Hollanda Büyükelçiliği’nin katkıları ve EYE Film
Enstitüsü işbirliğiyle izleyici karşısına çıkacak ve festivalin 20.
yılında gerçekleştirilen “Osmanlı’dan
Manzaralar”ın devamı niteliğindeki bu bölüm, Osmanlı İmparatorluğu’na
farklı bir ayna tutacak. “Osmanlı’dan Manzaralar II” bir “arşiv sunum projesi” olarak izleyici karşısına çıkacak. Bulunup,
arşivde korundukları halleriyle beyaz perdeye yansıyacak olan filmlerin arka
planını akademisyenNezih
Erdoğan anlatacak. Gösterim sırasında, Çiğdem Borucu da piyanosuyla bu
sessiz görüntülere eşlik edecek.
Filmler, İstanbul, Gelibolu gibi Türkiye Cumhuriyeti
topraklarından olduğu kadar, bir zamanlar İmparatorluğun parçası olmuş
Makedonya, Kudüs ve Yugoslavya’dan da manzaralar sunuyor. Gösterim, İngiliz ve
Fransızların gözünden Çanakkale Savaşı, Almanya İmparatoru Wilhelm’in 1917’deki
İstanbul ve Çanakkale ziyaretleri, mübadele öncesi Makedonya, Kuleli Askeri
Lisesi önünde bekleyen yetim Ermeni çocuklar, 1925 yılındaki Kudüs’te gündelik
hayat, İstanbul sokaklarında dolaşan bir grup kadının, kameraya peçelerini açarak
bakması gibi tarihsel, turistik ve sosyolojik birçok görüntüyü içeriyor.
OSMANLI FİLMLERİ’NE KISA BİR
BAKIŞ
Sinema tarihi yazımı başladığında
İmparatorluk çoktan çökmüştü. Bu anlamda, sinema literatüründe, “Osmanlı Sinema
Tarihi” bulunmuyor. Ancak 1895’te
ortaya çıkan sinematografi, imparatorluğun farklı
bölgelerine hızla yayıldı. Bir yanda halka açık gösteriler düzenlenirken, diğer
yanda farklı yerlerden farklı bağlantılarla gelen değişik ilgi alanlarına sahip
kameramanlar, bölgede seyahat etmeye, film çekimleri ve gösterimleri yapmaya
başladılar. Sinemanın bu ilk döneminde filmler, izleyenlere hikaye anlatmak
yerine olağanüstü şeyler gösterme gayretindeydi. Kaydedilmeye değer,
izleyicinin merakını uyandırabilecek her görüntü filme çekilir ve tüm dünyada
gösterilirdi. Bu dönemde sinema panayır geleneğiyle birlikte eğlence dünyasında
büyük bir yenilikti ve otomobil, uçak gibi dönemin diğer icatları kadar heyecan
verici ve hayret uyandırıcıydı. İllüstrasyonlu bir kitap okumak(örneğin Pierre Loti ya da
Edmondo de Amicis’in İstanbul’u anlatan kitabı) ya da bir arkadaştan renkli bir
kartpostal almak mümkün olsa da, kentleri
sanki insan orayı ziyaret ediyormuş gibi gösteren
filmlerin yeri bambaşkaydı. Teknelerden ya da tramvaylardan çekilen görüntüler,kent içinde yapılan
gezintileri anımsatıyordu. Bu görüntülerde muazzam binaların yanı sıra, dolaşan
insanları ve uçan kuşları da görmek mümkündü.
YABANCI
ORDULAR DA OSMANLI’DA FİLM ÇEKTİ
Hareketli görüntünün sahip olduğu
yüksek potansiyel, kısa zamanda daha iyi anlaşıldı. Artık görüntü, olayları
belgelemek, belli bir atmosfer yaratmak ve hatta kamuoyunu etkilemek ve
manipüle etmek için kullanılabilirdi. Uluslararası
çatışmaların tırmanıp Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla tüm dünyayı dolaşan
haber filmleri sinemalarda düzenli olarak gösterilmeye başlandı. Pek çok ordu, görsel kimliğini yaratmak için
sinematografiye sarıldı. İngiltere ve Fransa
ordularının, Gelibolu’da çektiği görüntüler de tarihe not düştü.
YENİ
SORULAR ORTAYA ATAN PROJE
Gezici
Festival, Osmanlı’nın çöküş döneminde, bu şartlar altında, yabancıların
çektikleri Osmanlı filmlerini, bir takım
sorulara cevap bulma iddiasında olmak yerine, yeni sorular ortaya atan bir proje
olarak değerlendiriyor. Her yeni arşivsel görüntü, keşfedilecek ve tartışılacak yeni bir konu anlamına gelirken,
Gezici Festival bu tarihsel serüvene tüm sinemaseverleri bekliyor.