Çok
içinden dilediği her şeyin, tuhaf bir şekilde gerçekleştiğine inanıyor. Lisedeyken
kafasındaki tek düşüncesi ÖSS’ye girememekti – ki girememiş de! Kurallar ve
teoriler ona göre değil, içinden geldiği gibi hareket etmek kendisine daha
cazip geliyor. İstanbul Saint Michel
Fransız Lisesi'nde okurken bir gün, hayalini
kurduğu İngiltere’ye babasının işi dolayısıyla taşınma kararı alıyorlar. Hayali
her ne kadar kendiliğinden gelişse de, haberi ilk duyduğunda arkadaşlarından ayrı
kalma düşüncesi onu haylice üzüyor.
Lise öğrenimini İngiltere'de tamamlarken ona ilk defa "sen neyi seçiyorsun" dediklerinde onun içinden tiyatro geçmiş. Canterbury'de bulunan University of Kent'e başlarken de çift anadal seçer: Fransız Edebiyatı ve Drama.