Kendi
gençliğini Yaman'da gören Selim Serez'in, delikanlıyı Tozludere'nin leş sokaklarından alıp, Altınkoy Akvaryumu'na taşımasıyla başladı
hikayemiz. Türk Televizyonları'nda görmeye alıştığımız iyilik meleği saf-temiz esas
kız havasından çok uzak olan Mira da, bencil, flörtöz, tüm olayları kendi
etrafında döndürmeyi başaran, şımarık gerçekliğiyle, önce Yaman'ı sonra bizi
tavladı. Bu aşkın başlangıcı da, ilerlemesi de aslında hep Mira'nın ilk
adımlarıyla oldu diyerek, kız tarafı oluşumu belli edeyim. Seranay Sarıkaya'nın
içten gelen doğal oyunculuğu ve söylediği şarkılar Mira'ya o kadar
yakıştı ki; o yere batasıca hastalığından kurtulsun, Yaman'la mıknatıslaşan
belaları ona zarar vermesin diye gözümüzden sakındık bu Prensesi. Mira da
adının hakkını verdi ve MedCezir'in gökyüzünde "Kaymasın diye dilek
tuttuğumuz bir kuyruklu yıldız!" oldu.