Yetenekli bir müzisyen
ve aynı zamanda neslinin en iyi aktörlerinden biri olan Oscar Isaac için,
arkadaşı Jessica Chastain'le birlikte oynamak ve Scenes from a Marriage'ın
yazarı ve yönetmeni olan Hagai Levi ile birlikte çalışmak benzersiz şekilde
yaratıcı bir deneyimdi. Harika bir grupla canlı çalmak gibi olduğunu söylüyor.
Ingmar Bergman'ın 1973 çektiği
klasik eserin yeniden yorumu olan Scenes
from a Marriage, birbirini seven ama boşanmaya doğru giden bir çiftin acı
verecek kadar dürüst, dokunaklı ve yürek burkan bir hikayesi. Beş bölümle
sınırlı olan dizi; toplumsal cinsiyet rollerini, aşkı, nefreti, arzuyu, tek eşliliği
ve evliliği çağdaş bir Amerikan çiftinin merceğinden ele alıyor.
Isaac bir felsefe
profesörü olan Jonathan'ı oynarken; kocası çoğunlukla evden çalışıp küçük
kızları Ava'ya bakarken kendisi çok güçlü bir teknoloji şirketinde yöneticilik
yaparak evin ana gelirini sağlayan eşi Mira karakterini ise Chastain
canlandırıyor.
Yirmi yıl önce New
York'ta Julliard'da drama okurken tanıştıklarından beri arkadaş olan Isaac ve
Chastain’ın yaşadığı zorluk, Levi'nin nispeten uzun ve duygusal olarak acı
veren ve bazen 20 dakika tek plan olarak çekilen sahneleriydi.
Isaac, “Yorucuydu ama
hepimizin arasında inanılmaz güzellikte ve eş zamanlı yaşanan anlar vardı ve bu
anlar harikaydı” diyor. “Beş saatlik bir konserde harika müzisyenlerle birlikte
çalmak gibi hissettirdi. Adeta her şeyinizi sahneye yansıtıyor ve bu kadar
yüksek bir enerjiyle uçarken inanılmaz anlar yaşıyorsunuz, çünkü olabilecek en
muhteşem yerdesiniz gibi. Bazen de çok yorulduğunuz, devam edemeyeceğinizi
hissettiğiniz, ama diğerlerinin enerjisinden beslendiğiniz anlar oluyor.”
Parlak, el değmemiş ve
dürüst bir hikâyeye sahip olan dizide Isaac ve Chastain; birbirlerini sevdikleri
çok belli olsa da birbirlerini gözden kaçırıp ayrılan bir çift olarak
olağanüstü performanslar sergiliyorlar.
Ama böyle olsa da, beş
yıla yayılan beş bölüm boyunca buluşuyorlar ve tekrar bir araya gelecekler mi
sorusunu sürekli masaya yatırıyorlar. Ateşli tartışmalar yaşanıyor ama ikisi de
evliliklerinin başarısızlığı ve birlikte sürdürdükleri hayatlarının trajik şekilde
yok olması ve neler yaşanabileceğiyle yüzleştikleri için dokunaklı ve hassasiyet
içeren sahneler var.
Levi, İsrail dizisi “Be'Tipul”dan HBO'nun
beğenilen “In Treatment” dizisini yarattı ve yazdı. “In Treatment”da Gabriel
Byrne, her hafta bir hastayı tedavi eden ve hayatlarında yaralar açan travmaları
yavaş yavaş ortaya çıkardığını gördüğümüz bir psikiyatristi canlandırdı.
“In Treatment”ı izleyen
ve diziye hayran kalan Isaac; esasen karşılıklı konuşan iki kişinin diyalogları
yoluyla çözülen drama formatının, Chastain'le birlikte Boston’daki kenar
mahalle evlerinde hemen hemen her sahnede birlikte oldukları Scenes from a Marriage için de ideal ve uygun
olacağının farkına varmış.
"In Treatment”ı izlemiştim
ve Hagai'nin işlerinde ayrıntılara inanılmaz özen gösterdiğini ve insan zihninin
nasıl çalıştığıyla ilgilendiğini biliyordum, diyor. “Yani, antropolojik olarak
ilgilendiği şey büyüleyiciydi. Özellikle de hikayedeki her şeyin diyalog
yoluyla anlatıldığı bir iş olan Scenes
from a Marriage için ne kadar büyük bir zorluk olduğunu düşünürsek.”
Isaac hazırlık
aşamasında, yönetmenin yaşadığı Fårö adasında bir ses sahnesine dönüştürülen eski
bir ahırda çekilen Bergman'ın orijinal dizisini izlemiş. Orijinalinde Erland
Josephson Johan'ı, Liv Ullmann ise Marianne'i canlandırıyor.
"Bayıldım.
Özellikle dizideki çok keskin İskandinav mizah anlayışını sevdim. Sahneler,
Bergman'ın olan bitenin saçmalığını vurgulama şekli, aynı anda yaşanan duygular
ve sonunda bunu alt etme şekli… “Şimdi bir Fårö karesine bakacaksınız ve ben
tüm jeneriği okuyacağım.” der gibi.
"Bu konuda çok
antropolojik bir his vardı. Bana neredeyse insan çiftleri hakkında bir doğa
belgeseli gibi geldi. Orijinal diziyle ilgili en çok sevdiğim taraf bu oldu.”
Levi'nin versiyonu her
ne kadar orijinaline ve oradaki hikâye yapısına açıkça saygı duruşunda
bulunuyor olsa da, olabildiğince kendi eserini yaratmış. Levi, cinsiyet
rollerini orijinalinin tam tersi kurguluyor. Bu versiyonda ailenin ana gelir
sağlayıcısı Mira iken Jonathan ise kızları Ava'ya bakıyor.
“Bir oyuncu olarak
gerçekten aşkın ve evliliğin doğası, çocuklar ve tüm bunların yarattığı baskılar
ile ilgili bir işte çalışmak için can atıyordum. Bu konularla ilgilenen bir
filmde oynamak istediğimi hissetmiştim ve bu fırsat geldiğinde bunu oldukça
ilgi çekici buldum.”
"Hagai bana diziye
nasıl yaklaşmak istediğini ve üzerinde uzun yıllardır yaptığı çalışmaları, tıpkı
diğer çalışmalarında olduğu gibi diziye yaklaşımının daha çok psikolojik
yönleriyle ilgilenmek üzerine olduğunu ifade etti. Küçük, küçücük psikolojik
seçimlerimiz ve bu seçimleri neden yaptığımız, nereden geldiğimiz ve nasıl
yetiştirildiğimiz, üzerimizde hissettiğimiz kültürel baskılar, sahip olduğumuz
kurallar… Hagai bu konularda çok titiz. Hikâyenin hiciv niteliğindeki
yönleriyle daha az ilgileniyor.”
“Dizideki her şeyin psikolojisini sıfırladı. Ve o
kadar iyi araştırılmış, o kadar kapsamlıydı ki, şaşırdım ve çabucak bunu sanki
onun kendi işiymiş gibi hissettim.”
Oscar, Chastain ile olan
dostluğunun çok önemli olduğunu belirtiyor. Daha önce J.C. Chandor'un 2014
yapımı gerilim filmi “A Most Violent Year”da da birlikte çalışmışlar.
"Biz yakın
arkadaşız ve bu bizim için pek çok nedenden dolayı önemliydi. En önemlisi bir uyumumuz
var. Birbirimizi hemen anlıyoruz. Verimliyiz. 'Bu insanlar kim ve birbirleri
için ne ifade ediyorlar?' gibi önemli konulara gerçekten zaman ayırabildik.”
O uzun sahneleriyle Scenes from a Marriage dizisini çekmek benzersiz
bir deneyimdi diyor Isaac: Bazı zamanlarda tiyatro oynuyormuşum gibi geliyordu ama
elbette her anı yakalayan kameralar vardı.
“Tüm sahneleri öğreniyor
ve tek planda çekiyorduk. En baştan en sona kadar çekiyorduk ve bu çok uzun
zaman alıyordu. Bazen baştan sona 23 dakikalık sahneler çekiyorduk. Ve bu
yüzden de çok eşsizdi.”
“Televizyon işi yapmak
gibi hissettirmedi ama yine de bir televizyon programı gibi bölümleri vardı. Bir
sinema filmi yapmak gibi de hissettirmedi. Tiyatro yapıyormuş gibi hissettirdi
ama tabii seyirci yok, projeksiyon yok, hemen önünde kamera var. Yani bu açıdan
değerlendirildiğinde çok tuhaftı. Şahsına münhasırdı.”
Scenes from a Marriage neredeyse tamamen Jonathan ve Mira'nın evinin iç
mekanlarının inşa edildiği New York yakınlarındaki bir stüdyodaki ses
sahnesinde çekildi. Çekimler 2020 yılının Kasım ayında pandeminin zirve yaptığı
dönemde başladı ve çekim boyunca çok katı COVID protokolleri uygulandı.
"Tuhaf bir histi
çünkü stüdyo sonradan dönüştürülmüş bir depo gibiydi ve setimiz de stüdyonun
tam ortasındaki evimizdi. İki küçük yeşil odamız vardı." diyor.
"Ve her gün işe
gideceğimiz yer orasıydı. Küçük bir ekibimiz vardı ve o sırada yaşanan koşullar
nedeniyle herkes maskeliydi. Plastik camdan yapılan yüz koruyucular takıyorlardı.
Bu küçük insan grubuyla tüm o süreçte sadece bu evde olmamız gerçeği aslında tuhaf
ama bir o kadar da samimi bir duyguydu.”
“Bence hepimiz o anda
çalıştığımız için inanılmaz şanslı hissettik çünkü gerçekten pandeminin zirve
yaptığı noktaydı ve her an bir şeyler olabileceğini, kapanabileceğimizi
hissettik. Ama bir işte çalışıyor olmak da o zamanda yapılabilecek en mükemmel
şeymiş gibi geldi."
“Ancak bu, çekimler
boyunca oyuncuların birlikte çalıştıkları ekipteki insanların yüzlerini çekimin
son gününe kadar görmedikleri anlamına geliyordu.”
"Çekimlerin
sonunda, Hagai herkesten çok büyük bir dairenin içinde durmasını istedi. Ekipten
dileyen herkesin öne çıkıp bir an için maskesini çıkarmasını ve sonra geri
takmasını istediği o an gerçekten harika bir an oldu.” diyerek anımsıyor Isaac.
“İnsanlar birbirlerinin nasıl
göründüklerine dair hiçbir fikirleri olmadan üç, dört ay boyunca birlikte çalıştılar
ve biri maskeyi çıkardığında herkes çığlık atıyordu.”
“İnsanların maskelerini yüzlerinden
çıkardıkları, birbirinizin yüzlerini gördüğünüz ve çok şaşırdığınız tuhaf bir hiciv
anı gibiydi. Aslında çok duygulu bir andı. ‘Bunca zamandır bu sesçiyle birlikte
çalışıyordum ve onun başka biri olduğunu düşündüm ama aslında maskesini çıkardıktan
sonra Kirk Douglas'a benzediğini fark ettim. Bu adam çok güzel.’ diye
düşünüyorsun. Gerçekten inanılmazdı!”