Netflix Türkiye'nin yapımını bir yıl önce duyurduğu Fatma, geçtiğimiz hafta yayına çıktı. Hakan Muhafız, Atiye, 50 MetreKare ve Bir Başkadır'ın ardından izleyiciyle buluşan Fatma aslında sektörde adı bilinmeyen "bağımsız" bir yaratıcının eseri. Uzun yıllar TİMS ve Taff Film'in yöneticisi olarak görev yaptıktan sonra ayrılarak kendi şirketini kuran Başak Abacıgil Sözeri'nin de ilk projesi. Duyurulduğu günden beri merakla beklediğimiz Fatma'nın başrol kadın oyuncusu şimdilerde Camdaki Kız dizisiyle FreeTv'de izlediğimiz Burcu Biricik. Altı bölümden oluşan serinin ilk üç bölümünü Naim filmideki rejisiyle hatırladığımız Özer Fevzioğlu üstlendi. Son üç bölümü ise bir yazar-yönetmen olan Özgür Önurme çekti. Fatma'nın oyuncu kadrosunda Uğur Yücel, Mehmet Yılmaz Ak, Hazal Türesan, Olgun Toker, Deniz Hamzaoğlu, Gülçin Kültür Şahin (Allahım umarım kimseyi unutmamışımdır^^) ve Çağdaş Onur Öztürk de yer alıyor. Bir "seri katil" hikayesi gibi tanıtılsa da, Fatma coğrafyamızın yerleşik hastalığı olan kadının görünmezliği, ikinci sınıf insan muamelesi görmesi üzerine katı gerçeklikle bezenmiş epik bir yolculuk vaad ediyor.
Fatma günahıyla sevabıyla özenli, kibirsiz ve samimi bir anlatı. Yolu açık olsun! 27 Nisan'da yayına çıkan Fatma'nın ilk sezonunu (resmi olarak duyurulmuş olmasa da serinin finali bize ikinci bir sezonun geleceğini müjdeliyor) altı bölüm halinde Netflix'te izleyebilirsiniz.. Siz seriyi izlerken, biz de projenin yaratıcısı Özgür Önurme ile sohbet ettik.
Buyrunuz..
• Hemen en merak ettiğim soruyla başlamak istiyorum. Özgür Önurme
kimdir? Kimsin, neler yaptın,
eğitimin nedir, nerelerdeydin, nerelereden geldin..Güzel Sanatlar mezunuyum. Fatma projesinden önce bir süre TRT için belgeseller
yönettim. Uluslararası projelerde görüntü yönetmenliği yaptım. Kısa filmler
çektim. Çeşitli markalara tanıtım filmleri ve video içerikleri ürettim.
• Hoş geldin.. Fatma’nın kağıt üzerinde belirmesinden
Netflix ekranına çıkana kadarki yolculuğu nasıl gelişti? Eleştirdiğimiz
sistemde neredeyiz? Sistemin altında nasıl eziliyoruz? Bizim bu sistemde
rolümüz ne? Kendimizi nasıl gerçekleştiriyoruz diye düşündüğüm bir dönemde,
baktığımız ama görmediğimiz şeyler üzerine yazmaya başladım. Temizlik işlerine
giden bir kadının insanları temizlediği metaforu üzerine bir sahne yazdım.
Fatma böyle ortaya çıktı. Netflix’e sunmadan önce bir sene projeyle ve
senaryoyla yaşadım. Hikaye editörü Ahmet Vatan’la Fatma’nın nasıl bizden bir
hikaye olarak dünyada da karşılık bulabileceği üzerine uzun süre çalıştım.
Başak Abacıgil Sözeri’yle yollarımız kesiştiğinde hem danışmanım hem de
yapımcım olarak projeyi sahiplendi ve değer kattı. Projeyi Netflix’e
sunduğumuzda bizimle aynı heyecanı paylaştılar ve projeye inandılar. Fatma için
uzun bir hazırlık sürecimiz oldu. Özer Feyzioğlu’yla birlikte sahne sahne
oyuncularla altı hafta prova yaptık. Aylar süren toplantılar ve hazırlık
sürecinden sonra sete girdik. Pandemi sürecini titizlikle sette herhangi bir
aksilik yaşanmadan atlattık. Tüm ekibin işi sahiplenmesi ve yüksek
motivasyonuyla seti tamamladık. Yaklaşık 2 sene kadar Fatma projesinin
içindeydik. Benim için öğretici başka bir yerde kazanamayacağım değerli bir
tecrübeydi.
• Sektörde ‘televizyon’ yazarlığı
bağlamında deneyimli bir isim değilsin. Fatma’nın yolculuğu esnasında bu
durumun getirdiği artılar ve eksiler
neler oldu?
İşin
yaratıcısı olarak nasıl bir sorumluluğum olduğunu biliyordum ancak pratikte
bunun tahminimden daha zorlayıcı olduğunu gördüm. Genelde izlediğim yapımlara
“Ben nasıl anlatırdım, bunu nasıl çekerdim?” gözüyle baktığımı fark ediyorum.
Şu an düşündüğümde eğer bir önceki işim bu kadar büyük bir proje olsaydı bir
sonraki için daha çekingen davranırdım, bu kadar hızlı davranamazdım sanırım
diyorum. Bu yüzden bilinen bir isim olmamak bir eksi gibi dursa da benim cesur
hamleler yapmamı, girişken davranmamı kolaylaştırdı diye düşünüyorum. Projeye
en başından beri çok güvendim ve yazdığım hikayeye inandım. Hikayeyi yazmaya
başladığım andan Netflix’te Fatma’nın fragmanını görene kadar geçen zaman benim
için uzun ve zor bir süreçti. Bu süre kişiyi kaygılı, kırılgan ve duygusal
yapabiliyor. Ancak bunlardan beslenerek hikaye yazıldığına inandığım için bu
tecrübelerin de artıya çevirmenin bir yolunu buldum.
• Netflix, 360 toplantısında diziden
ilk kez bahsederken Pelin Diştaş “şahane bir bible(sunum dosyası)’ı vardı” demişti. Genç
yaratıcılara proje sunumu ve bir fikri paketleme konusunda nasıl
davranmaları, hangi yolları izlemeleriyle ilgili ipucu verebilir misin?
Ben
proje sunum dosyama da hikayem ve senaryom kadar çalıştım. Okuyanın Fatma’nın
hikayesini özel yapanın ne olduğunu ve dizinin nasıl başlayıp nasıl biteceğini
sunum dosyasında görmesi benim için çok önemliydi. Bu yüzden sunum dosyasını
ilk gördüğünde okuyanı yakalayacak bir formatta sunmanın bir yolunu aradım.
Çünkü onca projenin arasından sıyrılabilmek için bu fırsat size bir kez
geliyor. O kısa sürede projenin dünyasını anlatabilmek çok önemli. Fatma’nın
altı bölümlük hikayesinin nerede başlayıp nereye evrileceği tüm ayrıntılarıyla
dosyada vardı. Hikayeye nasıl yaklaşacağım ve nasıl bir dünya yaratmayı
hedeflediğim de içerikteydi. Pelin Diştaş’ın bizimle aynı heyecanı paylaştığı
ilk tanışma toplantımızı sanırım hiçbir zaman unutamayacağım. Bence sunum dosyanız
işinizi olduğu kadar sizi de anlatan en önemli yer.
• İnandığım bir sektörel “gerçeklik”
değil ama lokalde televizyona yazan erkekler “kadın” hikayelerini
gereğince incelikli ve derin yazamazlar diye bir kanı vardır, bu ekiplere hep kadın yazar
takviyesi verilir. Bu anlamda bakınca çok başarılı bir metin ve karakter kaleme
aldığının farkında mısın? Farkındaysan Fatma’nın yaratım süreci nasıl
oldu, seni tetikleyen ilham veren şeyler nelerdi?
Nazik
yorumunuz için teşekkür ederim. Çoğu şeyi sektörde yeni tecrübe ediyorum ancak
senaristlerin incelikli ve derin karakterleri yazma çabasında cinsiyetlerinin,
cinsiyet kimliklerinin bir engel olduğunu düşünmüyorum. Bir erkeğin kadın
hikayesi yazmasına şaşırmalı mıyız? Eğer bunu yaparsak ayrımı burada başlatıyor
olmaz mıyız? Dolayısıyla söylediğiniz gibi bu durum benim de inandığım bir
“sektörel” gerçeklik olmaz.
Fatma’yı
hak alma eşitsizliğinin arttığı bu dünyada, şiddet, çaresizlik, adaletsizlik,
eşitsizlik gibi konular hakkında düşünürken yazmaya başladım. Hikayeyi, Uğur
Yücel’in canlandırdığı Yazar’ın “Bu yaşadıklarımız alışıldık değil, biz
alıştık...” sözüyle sorguladım. Her gün karşılaştığımız, alıştığımız,
baktığımız ama görmediğimiz şeyler hakkında düşünürken Fatma’nın hikayesi
başladı.
• Profesyonel bir yapımcı, uluslararası
bir yayıncı, profesyonel oyuncular, profesyonel bir yönetmenle çalışmak, o
güne kadar sana ait olan dünyayı, karakterlerini başkalarıyla ve tabii
seyirciyle paylaşmak... Özgür için bütün bunlar nasıl duygular?
Saydığınız
tüm bu profesyonel ekip sayesinde bu proje benim için büyük bir tecrübe oldu.
Başak Abacıgil Sözeri hem bir danışman olarak bana yol gösterdi, hem de
yapımcım olarak yaratıcı tarafta da projenin en ince ayrıntısına kadar her
kısmıyla ilgilendi. Hikaye editörü Ahmet Vatan’ın yönlendirmeleri Fatma hikayesinin
gerçekçiliğini sağladı. Netflix bize yaratım sürecinde özgür bir alan açtı ve
dünya standartlarında bir imkan sundu. Özer Feyzioğlu tecrübesiyle ve
gustosuyla geldi. Görüntü yönetmenimden yardımcı yönetmenime, sektörde çok iyi
işler yapmış tecrübeli bir ekibe sahiptim. Sahada gerçekten benim kadar işe
sahip çıkan bir ekibim vardı. Her bir karakterin kendi gibi konuşması, kendi
dünyaları için çalıştım. Bu duyguyu benimle paylaşan oyuncularla bir araya
geldim. Karakterlerin hikayesini sevip projede olmak isteyen güçlü
oyuncularımızla oluşturduğumuz ana castın yanı sıra konuk oyuncularımızla da
iyi bir cast oluşturduk. Burcu Biricik daha provalarda Fatma’yı o kadar
içselleştirdi, öyle iyi yorumladı ki sette çıktığımızda Fatma’ydı. Burcu bizi
peşinden sürükledi ve hepimizi büyüledi.
• Fatma kağıt üzerinde uzun uzun
detaylandırılmış, her hamlesinin planlandığı aşikar olan bir metin. Yine
de bazı karakterler -bana göre özellikle Fatma’nın kız kardeşi- biraz
yüzeysel kalmış gibiydi. Sence?
Biz
Fatma’yı olaylara verdiği tepkiler kadar çevresindeki insanların ona
söyledikleri ve ona gösterdikleri tepkilerle de tanımaya başlıyoruz. Mine’nin
hikayesini de diğer karakterler gibi Fatma’nın örgüsünde çok kıymetli
buluyorum. Mine de Fatma gibi kendi yöntemleriyle içinde bulunduğu koşullarla
başa çıkan bir kadın. Bu yüzden iki kız kardeş arasındaki kontrast, yazarken
beni çok heyecanlandırdı. Mine bize Fatma’yı anlatıyor ama hikayedeki yeri
sadece bu değil. Fatma’yı her gördüğünde hatırladığı küçüklüğünden, Emine’nin yaşadıklarından
kaçma çabasını izliyoruz. Burada amacımız Mine karakterinin dozunda kalmasıydı.
Köyde bıraktığı Emine yerine kendine Mine’yi bir zırh gibi kuşanmış o kadını
görmekti. Dolayısıyla Emine’nin üzerinde, zaman zaman Mine’nin eğreti
durmasıydı. Hazal Türesan bize aklımdaki Emine’nin Mine kamuflajını kendine
hayran bırakarak verdi. Fatma olduğumuz ve onu takip ettiğimiz bir hikayede,
her bir karakterin kendini var ederken nasıl tepkiler vereceğini tahmin
edeceğimiz kadar onları tanıtmayı hedefledim. Fatma gibi onların da
dönüşmeleri, kendilerini bulmaları ve gerçekleştirmeleri benim için çok
önemliydi.
• Bir yazar-yönetmen olarak bizi başka
hikayelerine de şahit edecek misin?
Bir
dünya kurabilmek, bir söz söyleyebilmek, bir hikaye anlatabilmek ve tüm
bunların izleyende karşılığını bulması büyülü bir iş. Fatma haricinde de
üzerinde düşündüğüm, kurguladığım birçok hikaye var. Bu hikayeleri de anlatmak
için heyecanlıyım. “Daha yeni başlıyoruz!”
• Ucu açık bir final yapıyor hikaye,
açıkçası “ne olacak şimdi” çengeli de izlerken aklımızda dönüp duruyor.
Fatma’dan ikinci sezon gelir diyebilir miyiz?^^
Yazarken
en keyif aldığım sorulardan biri bu oldu. Hikayenin nerede başlayıp nerede biteceğini
bildiğim halde karakterlerin sınırlarını keşfetmek için sorduklarımdan biri bu
soru. Karakteri bir çıkmaza sokup klavyenin başından kalkıp birkaç tur atarken
kendime “Ne olacak şimdi?” diye soruyorum. Fatma’nın ve Fatma gibi birçok
kadının yaşadığı sürece mücadeleye devam edeceğine inancım tam. Dolayısıyla
Fatma var oldukça hikayesinin de devam edeceğine inanıyorum.
• Fatma, Netflix’te 190 ülkede 200
milyonu aşkın seyircinin önüne çıkacak. Formatın başarılı olsa ve remake
yapılsa Fatma’yı hangi yabancı oyuncu oynasın istersin?
Ben Fatma’nın hem çok bizden hem de global
bir proje olduğuna inanıyorum. Bu hikaye başka bir ülkede yaşanıyor da
olabilirdi. Dünyanın başka yerlerinde sınıf gözetmeksizin Fatma gibi görünmez
olan bir sürü kadın var. Bu nedenle formatın diğer ülkelerde de karşılık
bulacağını düşünüyorum. Bir remake’i olursa Fatma’yı Burcu kadar
içselleştirebilecek, onunla empati kuracak ve Fatma’ya bu kadar sahip çıkacak
bir oyuncunun oynamasını isterim.