Tabutta Rövaşata, Neredesin Firuze ve Karagöz Hacivat gibi Türk sinemasının önemli filmlerine imza atmış olan Ezel Akay 10 yıl aranın ardından 9 Kere Leyla ile geri dönüyor.
Haluk Bilginer, Demet Akbağ, Elçin Sangu, Fırat Tanış ve Alican Yücesoy gibi muhteşem bir kadro ile üstelik. Ancak bu kez Ezel Akay izleyici ile digital platformda Netflix’te buluşuyor.
9 Kere Leyla oyuncu kadrosunun yanı sıra fantastik komedi olarak adlandırabileceğimiz ilginç hikayesiyle de dikkat çekiyor. Tayfun Türkili’nin yazdığı Dokuz Canlı adlı oyunun metninden esinlenerek ve kadına yönelik şiddetin giderek artan etkisiyle “9 Kere Leyla” filmini çeken Ezel Akay ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Filmin hikayesini, perde arkasında yaşananları ve tüm merak edilenleri biz sorduk o cevapladı. 9 Kere Leyla ise 4 Aralık’ta Netflix’te yayına girdi.
• Uzun bir aradan sonra neden “9 Kere Leyla” ? Bu hikâyeyi seçmenizin özel bir sebebi var mı? Öncelikle hemen belirtmeliyim, ben bir sinema filmi çektim. Sinema perdesi için yapılmış bir filmi evde küçük ekranda her türlü uyarana rağmen izlemek elbette farklı bir etki yaratacak. O nedenle izleyicilerin bunu dikkate alması benim için önemli. Şimdi soruya dönelim. Artık aramızda olmayan Tayfun Türkili’nin ‘9 Canlı’ isimli tiyatro oyunundan uyarlandı. Ancak senaryomuz oyunun çok ötesinde bir yere taşındı. Oyunun genel hatları aynı kalmakla birlikte ciddi değişiklikler oldu. Gençliğinin son demini yaşayan bir adamın genç sevgilisi ve karısı arasında kalışının tatlı hikayesinde derin bir anlatı var. Aslında absürt komedi diye tabir edilen bir tarz ama bu tanım eksik kalır. Çünkü filmin felsefi ifadesinin çok güçlü ve derin olmasına özen gösterdik. O nedenle filmi izleyenlerle tüm bunları tartışmayı çok istiyorum.
• Hikâyenin dünyasını nasıl kurdunuz? Hazırlık sürecinden bahseder misiniz? Çok uzun çalışacak bir sürem yoktu maalesef. Koşullar gereği çok hızla hazırlandık ve 3 hafta gibi bir sürede çektik. Hikayeyi okuduğumda kafamda hemen belirli görüntüler oluştu. Renkler, kıyafetler, karakterlerin durumlarını tahayyül ettim. Bunları hazırladıktan sonra işin geri kalanı ile uğraştım. Sanat yönetiminde sevgili Naz Erayda ile çalıştım. O çok güzel bir iş çıkardı. Bütün bu geniş yapının içinden çıkmamı sağladı.
• Çekerken en çok keyif aldığınız ya da zorlandığınız sahneler neler oldu? Çok hızlı çektiğim için neredeyse tüm sahneler aynı kolaylık ya da zorluktaydı. O nedenle çok özel bir durum yaşamadım açıkçası.
• Filmin türü ve konusu için neler söyleyebilirsiniz?
Film absürt komedi. Bir adam üzerinden kadına yönelik şiddeti eleştirdiğimiz bir film. Eğlenceli bir film çektiğimi düşünüyorum.
• İzleyiciyi neler bekliyor 9 Kere Leyla’da?
Öncelikle bir kadın hikayesi. Kadınların bu dünyada var olduğundan bu yana gelen bir eşitsizlik durumunu ele alıyoruz. Ama bunu yaparken sinemanın büyülü dilini kullanıyoruz. Anlatıda sanatın ve felsefenin iyileştirici gücünden yardım aldık. Derin bir meseleyi bir sinema filminde anlatmak ve bunu yaparken de pozitif bir dil kullanmaktı niyetim.
• Güçlü bir kadro oluşturmuşsunuz, bu isimlerle çalışmak nasıldı?
Hepsi nefis isimler. Demet Akbağ, Haluk Bilginer, Elçin Sangu, Fırat Tanış ve Alican Yücesoy. Gerçekten sinemamızı zenginleştiren isimlerle çalıştım. Müthiş zevkliydi süreç.
• Digital platformların sinemaya olan etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Küçük bir ekranda konsantre olarak bir filmi izlemek zor olsa da dijital platformlar kendilerine has müthiş bir güce sahip. Sinema perdesinin büyüsüne hiçbir zaman sahip olamayacaklar ama sundukları konfor ve zamansızlık çok önem taşıyor. Türkiye sinemasının geleceği açısından da iyi ki varlar. Yoksa şöyle bir dönemde filmi vizyona sokmak için belirsiz bir tarihe kadar beklemek zorunda kalacaktık. Hem de maddi ve manevi olarak çökmüş bir biçimde. Bu nedenle tüm dijital platformların zamanla daha iyi ve eşitlikçi bir tutumla izleyiciye daha güzel dünyalar sunacağına inanıyorum.
• 190’dan fazla ülkede hikayenizin seyirci bulacak olması konusunda neler hissediyorsunuz?
Müthiş bir heyecan var. Dokuz yıl sonra çektiğim filmle dünyanın her yerinden izlenmek enteresan olacak. Umarım izleyici izledikten sonra gerçek yorumlarını benimle paylaşır.
• Pandemi sürecini nasıl geçiriyorsunuz? En çok neleri yapmayı özlediniz?
En çok sarılmayı özledim. Onun dışında çok çalışarak geçiriyorum. İnegöl’de aile köyünde bir ev yaptım. Orada tarım ve dijital dünya arasında gidip geliyorum.
• Kariyerinizin hangi dönemindesiniz?
Bence güzel bir dönemindeyim. Çekmecemde çok güzel işler var. Umarım onları hayat geçirebilirim.
• 10 yıl sizin için nasıl geçti neler yaptınız?
Çok ürettim.
• Kadına şiddetin sizce en büyük sebebi nedir ve nasıl önlenir?
Toplumdaki her konuda var olan eşitliksiz yüzünden olduğunu düşünüyorum. Başta eğitim, kültür ve ekonomik anlamdaki eşitliksiz bu hale getiriyor. Çocuklara iyi bir eğitim veriyoruz sözde ama iyi bir insan olmaları için onlara öğrettiğimiz şeyler çok kısıtlı. Okullarda erken dönemden itibaren felsefe dersleri verilmeli. Kişisel becerilerini keşfetmeleri sağlanmalı.