RUSSELL
DODGSON - (GÖRSEL
EFEKTLER)
• His Dark Materials'ta senin ve Framestore'un rolünü nasıl özetlersin?
Şirket olarak biz ve ben,
dizinin tüm görsel efektlerinin idaresinden ve oluşturulmasından sorumluyuz, ki
bu boyutta bir dizinin işlerini tek bir şirketin üstlenmesi çok nadiren olan
bir şeydir.
• Hangi noktada dâhil oldun ve başlarda ne gibi konuşmalar yapıldı?
Biz - ben ve Framestore -
epey ileri bir aşamada dâhil olduk, çekimlere başlamadan bir ay önce dâhil
olduk ve başlangıçtaki toplantılar cinlerin ne olmasını, ekranda nasıl temsil
edilmelerini istediğimizle ilgiliydi ve bunu yapmanın birçok yolu var. Mesela
sadece insanlar onlara ihtiyaç duyduğunda ortaya çıkabilirlerdi, cismani
olmaları, sürekli orada olmaları gerekmiyordu. Ama sonunda çok net bir şekilde,
nüansları olan, çizgi film animasyonları gibi olmayan, foto-gerçekçi varlıklar
istediklerini anladık. Bunun bizim için en önemli yanı, oyuncuların inanılmaz
performanslarını bastırmamak ya da dikkati onlardan uzaklaştırmamaktı. Yani
sahneyi zenginleştirmenin, içinden bir şey götürmeden sahnenin ritmini
dengelemenin bir yolunu bulmamız gerekiyordu.
• İstedikleri şeyin çapıyla ilgili ilk düşüncelerin ve izlenimlerin neydi?
Çok korktum. Cinlerin
foto-gerçekçi ve sürekli etrafta olmalarını istediklerini söylediklerinde
galiba ilk önce korktuk. Bu hikâyede çok nüans var ve karakter odaklı, o yüzden
seyircilerin tamamen olan bitenlere odaklanması için her yerde hayvan olamazdı.
O yüzden asıl görev, dünyayı canlı tutmak ve cinlere bir anlam katmaktı ama
seyirci sadece onlara dikkat etmemeliydi, dikkatlerini verdikleri tek şey onlar
olmamalıydı.
• Çap anlamında, yaptığınız diğer işlerle kıyasladığınızda bu ne büyüklükte?
Şirket olarak (Framestore)
olabildiğince büyük ve karmaşık projeler alıyoruz - Gravity'den Harry Potter
filmlerine kadar her şeyi yaptık ama bu çapta bir TV dizisinin emsali yok.
Özellikle kreatif perspektiften. İnceliklere sahip kahraman karakterlerin
seviyesine hiçbir şey yaklaşamaz bence - bu dizi daha önce yapılan her şeyin
çok ötesinde.
•
İncelikli karaktere ve duygulara sahip CG (Bilgisayarla Yaratılmış) karakter
yaratmak için ne gerekiyor?
Böyle bir dizide en büyük
zorluk, yaşayan ve nefes alan karakterler yaratmak, bunu yapmak için geçtiğimiz
bir süreç var. Öncelikle, senaryoyu okuyarak ve sahnelerin konusunu anlamak
için çok vakit geçiriyorum, sonra başlıca karakterlere bakıyorum. Cinler, baş
karakterler bir parçasını oluşturduğu için, o cinlerle ne anlatmak istediğimizi
hızlıca anlamaya çalışıyoruz. Birinin kendine güvenini mi yoksa utangaçlığını
mı temsil etmesini istiyoruz, yoksa cinler, görsel olarak sahnedeki diğer
karakterlere karşı duyguları temsil edip asıl niyetlerini mi ortaya koysun, ona
karar veriyoruz. Sonra oyuncularla vakit geçiriyor, cinlerle olan ilişkileriyle
ilgili ne hissettiklerini konuşuyoruz. Aslında çok şanslıydık, Ruth Wilson,
Framestore'a geldi ve Altın Maymun'la olan ilişkisine dair iki saat görüştük,
çünkü orada üç sezon boyunca bir karakter gelişimi var, maymun var ve tek
kelime etmeden bunu nasıl yapacağımızı çözmemiz gerek. O yüzden çokça ödev
yapıyor, gerçek hayvanları epey bir araştırıyor ve hayvanın hangi özelliklerini
alacağımıza karar veriyoruz ki, kendilerini sadece hayvan olarak
hissetmesinler, çünkü onların belki bir varlık göstermeleri gerekiyor - animasyonlaştırılmış
insan olmadan, bir tür insansı varlık. Karakterlerin neyi neden ve ne zaman
temsil ettiği ortaya çıkana kadar bir dizi görev, süreç, çalışma ve prova yapıyoruz.
• Dizideki senaristler ve yönetmenlerle çalışmak nasıldı?
Bir diziye dâhil
olduğumuzda en önemli şeylerden biri, diziyi yaratanlarla derin ve yaratıcı bir
güven ve ortaklık kurmaktır. Gerçekten çok şanslıyız. Onlara ilk başta, bu
diziyi ancak bizlerle iletişim kurarlar ve sürece dâhil olmamıza izin
verirlerse yapabileceğimizi söyledik. Ve beni dizinin danışmanları arasına
aldılar, her adımın, her detayın üstünden birlikte geçtik. Öncelikle, ilişkiyi
kurmamız gerekiyordu, açık bir sürecimiz olduğundan emin olmalıydık çünkü
görsel efektler bazen karanlık sanat gibi gelebiliyor; burada istediğimiz işi
altı ayda çıkaracak ya da çıkarmayacak insanlar var. O yüzden tamamen açık
olmalıyız ve dizi sorumlularıyla yakın olarak çalışmalıyız ki, bize,
istediğimiz işi yapmamıza izin verecek güveni duysunlar.
•
Yaratık efektleri ekibi için kuklalar çok mu kullanışlı? Onlarla nasıl
çalıştınız?
Cinlerin ve yaratıkların performanslara
çok bağlı olduğu böyle bir dizi - ve temel olarak ya yardımcı rolde ya da
başroldeler, ki bu da çok nadirdir - onları sette canlandırmanın bir yoluna
ihtiyacımız var. Yaratık efektleri departmanını William Todd-Jones kurdu ve
inanılmaz bir iş çıkardı. Bizim için yaratıkları, kuklaları yapacak bir grup
insanı ve oyuncuların yanında çalışan bir grup kuklacıdan oluşan bir ekip
kurdu. Oyuncuların eline çalışabilecekleri bir şey veriyor bu, sette daha çok
ilişki oluşturuyor, üç buçuk metrelik bir kutup ayısının ne kadar büyük
olduğuna dair bir fikir veriyor - ki bu tedirgin edici - ve aynı zamanda bir
performansın başlangıcını bize veriyor. Zaman içerisinde kurgu sırasında
sahnenin duygusu değişebilir ya da zamanlaması değişebilir. Bunlar bizim için
çok önemliydi.
•
CGI'ı yapacağınızda bu referansların olması faydalı oldu mu?
Kesinlikle. Bir sahne için
performans, zamanlama ya da ritim açısından bir referans olması gerçekten çok
faydalı. Dediğim gibi, bunlar zamanla değişiyor ama mesela özel olarak Altın
Maymun'u canlandıran Brian Fisher, aşağı yukarı Ruth Wilson'ın kişisel cini
oldu, inanılmazdı. Sahnenin ritmini çok güzel bir şekilde yakalıyor ve
Maymun'un yapabileceği nüansları başlatıyordu. Bazen pozisyonu değiştirsek de,
kameradaki enerji, yapmamız gereken şeyi yapmamız konusunda bize çok yardımcı
oldu.
• Üstünde çalışmaktan gurur duyduğun ne vardı?
Bu dizinin nüanslı karakter çalışmaları beni çok
heyecanlandırıyor. Ve asıl önemli olan, bunu yapanın ben olmamam - Burada
çalışmakla çok zaman harcadım ve bir dizinin sesini, yapmaları, olmaları ve
söylemeleri gerekenler konusunda karakterleri temsil ediyorum ama günün sonunda
arkamda her şeyi yapan inanılmaz bir grup insan var. İnsanlar görsel efektlerin
bilgisayarda olduğunu, birinin bir düğmeye bastığını sanıyor ama her şey aylar
içerisinde parça parça yapılıyor. Fiziksel bir nesne yapmaktan farklı değil. Sanırım
en çok bu karakterlerin içine girip onların kim ve ne olduğunu tam olarak
anlayabildim. Ama her şey Framestore'daki ekibime geçtikten sonra, çok ilerleme
kaydedip bana önerilerde bulunacakları noktaya gelmeleriyle daha da gurur
duydum ve bir de bu karakterler olan bir ekip var. En çok bununla gurur
duyuyorum.
•
En çok hangi görsel efekti yaparken zorlandınız?
Yaratmak zorunda kaldığımız
en zor yaratık muhtemelen Altın Maymun'du çünkü o öyle bir karakter ki,
öncelikle Ruth Wilson'ın yanında oynamak zorunda ve o inanılmaz bir oyuncu.
Yani bizim bir yaratığı alıp ben Ruth Wilson'ın bir parçasıyım dedirtmek
gerçekten çok korkutucu çünkü Ruth'un performansını desteklemek zorundayız.
Bazen performansının bir parçası olmak zorundayız, bazen de ekranda bir maymun
varken yolundan çekilmek zorundayız, yani bu gerçekten çok alengirli. Bunların
hepsini de konuşmayan bir şeyle yapmak zorundayız, dolayısıyla da her şeyi
vücut diliyle, nüanslı surat ifadeleriyle yapmak zorundayız, bu da gerçekten
çok zor. Bence üç boyutlu bir karakter olan Altın Maymun'u sesi olmadan çok
başarılı bir şekilde hayata geçirdik.