Sümeyra Koç’u ilk kez 2015 yapımı, Atv’de yayınlanan
Günebakan dizisinde izlemiştim. Hatta
aynı dizide Vatanım Sensin’in
Yıldız’ı Pınar Deniz’i de bu iş sayesinde keşfetmiş ve her iki ismin de ekran
yolculuğunun uzun olacağını hissederek isimlerini not etmiştim kenara. Uzun bir
süre ekranlardan uzak kalan Koç, şu sıralar Fazilet
Hanım ve Kızları’nda Farah karakteriyle izleyici karşısına çıkıyor. Hazır
ekran molasına son vermişken Sümeyra Koç’u 15 Soru sorgusuna çekelim dedik.
Genç oyuncunun bir sonraki oyuncuya sorduğu sorunun cevabını merakla beklerken
buyurun röportaja! Soru mu nedir? “Önümüzdeki yıllarda Türkiye’yi fantastik ve
bilimkurgu türünde nasıl bir yerde görüyorsunuz?”
1- Canlandırdığınız karakteri özetleyecek beş
anahtar kelime. Fazilet Hanım ve Kızları’nın Farah’ı özgüvenli,
cool, realist, biraz fütursuz ve sürprizlerle dolu bir karakter.
2- Canlandırdığınız
karakterin tek bir özelliğine sahip olacaksınız; hangisini
seçerdiniz?Ben daha duygusal bir insan olduğumdan Farah’ın detaylarda kaybolmayan,
fütursuz halini seçerdim.
3- Oynadığınız diziyi / filmi veya tiyatro
oyununu bir yemek, canlandırdığınız karakteri de malzemelerden biri olarak
düşünecek olursanız; diziyi, filmi ya da tiyatro oyununu hangi yemeğe
benzetirsiniz ve karakteriniz olmasa hangi malzeme eksik olurdu? Fazilet Hanım ve Kızları dizisi
barındırdığı her biri kendine has karakterler dolayısıyla aşure olurdu. Farah
olmasa eksik olan malzeme ceviz olabilirdi.
4- İlk audition’ınızı hatırlıyor musunuz;
nasıl geçmişti? Hatırladığım ilk audition bir reklam filmiydi. Çok heyecanlıydım. Beni ilk
defa setle buluşturan güzel bir deneyim olarak kaldı aklımda.
5- Bugüne kadar sette yaptığınız en komik hata
nedir? Kara Kutu’da
oynarken kaçırılıp sandalyeye bağlandığım bir sahne çekmiştik. Gereğinden fazla
debelendiğim için sahneden çıktığımda kolum mosmor olmuştu.
6- Şu an / son olarak oynadığınız dizide, filmde
veya tiyatro oyununda sizin ya da başka bir karakterin söylediği, en
sevdiğiniz replik nedir? Farah’ın “Kalbim sordu” repliği ve onun üzerine yazılan sahne güzeldi.
7- Bir bölümlüğüne / sahneliğine Farah’ı
ekipten başkası canlandıracak. Kimi o rolde görmek isterdiniz? Aynı
şekilde siz de başka bir karakteri oynayacaksınız. Hangisini seçerdiniz?
(Yaş, cinsiyet vb. etmenleri düşünmeden.) Nazan Abla’nın (Kesal) Farah yorumunu merak ederdim açıkçası. Ben de Farah
karakterinin karşı taraftan nasıl algılandığını görebilmek için Hazan’ı
canlandırmak isterdim.
8- Ergenliğinize döndük; sevdiğiniz bir
ünlünün fotoğrafını tişörte bastıracaksınız. Bu kim olurdu? (Yerli /
yabancı fark etmez.) Tarkan olurdu.
9- Karşınızda zaman makinesi var; hangi
dönemde, hangi şehre ışınlanmak isterdiniz? 1920’lere ışınlanmak isterdim. O dönemin ışıltılı ve bohem tarzını
seviyorum. Aynı zamanda 1970’ler döneminin özgürlüğe vurgu yapan, hümanist
karakteristik yapısını da deneyimlemek isterdim. Yani seçimim kesinlikle
geçmişten yana olurdu.
10- Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız
nedir? Eşimle üniversitede tanıştığımızda o Erasmus ile Madrid’e gidecekti. Sınavı
kaçırmış olmama rağmen okulun genel sekreterine kadar çıkıp kurulu ikna ederek
okula kabul edilmemi sağlamıştı.
11- Hangi dizileri takip ediyorsunuz ve onları
izlerken yanında yemesem olmaz dediğiniz abur cuburlar neler? The Handmaid’s Tale, Manhunt: Unabomber, The Young Pope, La Casa de Papel,
The Sinner ve tabii ki de
Game of
Thrones fanıyım. Yerli yapımlardan BluTV’deki
Masum’u ve Puhu
TV’deki
Fi’yi çok severek izledim. Yine Puhu TV’de yayınlanan
Şahsiyet’i
takip ediyorum. Dizi izlerken genelde bitki çayı içip meyve yiyorum.
12- Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksınız;
öğlen bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksiniz.
Hangilerini seçerdiniz? Güne Hermann Hesse’nin
Siddharta’sıyla
başlayıp öğlen
Stranger Things ile
devam ederek akşamı da en sevdiğim filmlerden biri olan
Mr. Nobody’nin dünyasında geçirebilirim.
13- Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları
neler? Benim için en çekilir, güzel yanı canlandırdığın
farklı karakterlerle kendini keşfettiren ve anlayış ile empati geliştiren bir
meslek oluşu. En çekilmez yanı ise uzun çalışma saatleri.
14- Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm...
Hadi, bunların yanına bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram
ekleyin. Hoşgörüyle kabul etmeyi ve edilmeyi temel alan, bütünleştirici ve
kucaklayıcı bir anlayış anlamına gelebilecek
harmonist kavramı olabilirdi.
15- Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir
soru rica etsem...Önümüzdeki yıllarda Türkiye’yi fantastik ve bilimkurgu türünde nasıl bir
yerde görüyorsunuz?
RaniniTV Ekspres 15 Soruda bölümünün
önceki konuğu Armağan Oğuz’un sorusu:Yaşayan tüm insanlığa bir tavsiye versen bu ne olurdu? Her daim kendime de hatırlatmaya çalıştığım Mevlana’nın çok sevdiğim bir
sözü olurdu. “Sevgi, sizinle her şey
arasındaki köprüdür.”
Röportaj: Cansu Uras
Fotoğraflar: Alper Kemal Özkorkmaz