Harley-Davidson bir motosikletten çok daha fazlasıdır. Kurucuları; Walter ve Arthur Davidson ile arkadaşları Bill Harley tarafından sıfırdan yaratılan motor Amerika’nın da sembolü oldu. Ama başarıya giden yol hiç de kolay değildi, sayısız engel, acımasız rakipler ve sıra dışı riskler onları bekliyordu. Mavi yakalı göçmenlerin çocukları olan bu üç genç adam, birlikte kurdukları şirketin hayatta kalmasını sağlamak için her şeylerini ortaya koyuyorlar. Peki Amerikan Rüyası’nı gerçekleştirebilmek için neleri göze alacaklar?
Discovery’nin merakla beklenen mini dizisi
Harley and The Davidsons 13 Eylül, Salı günü saat 23.00’de Discovery ekranlarında prömiyerini yapacak. Toplam 3 adet 2 saatlik bölümlerden oluşan dizinin ikinci bölümü 20 Eylül’de üçüncü bölümü ise 27 Eylül’de yine aynı saatte yayınlanacak. Gerçek olaylara dayanan
Harley and The Davidsons, 20. yüzyılın başlarında meydana gelen büyük sosyal ve teknolojik değişim zamanında bu ikonik motosikletin doğuşunu konu alıyor. Walter, Arthur ve Bill tüm varlıklarını ve geçimlerini riske ederek umut vadeden bir girişimde bulunuyorlar. Her biri değişik zorluklar yaşıyor ama hepsinin hayalleri ve hırsları bir motosiklette birleşiyor. Walter Davidson kuralları yok sayarak ve herhangi bir yere istediği kuvvette gitmesini sağlayacak bir motosiklet yaratan bu ortaklık sayesinde toplum baskılarından kurtulma şansı yakalıyor. Arthur Davidson için ismini temize çıkarma fırsatı sunan bu motosiklet, Bill Harley için ise sonunda baskıcı ailesinden kurtulmak ve mühendislik bilgilerini kullanmak anlamına geliyor.
Milwaukee’de bir barakada üretilen motosikletler, hayal edilebilen her türlü durumdan sağ çıkmayı başarıyor.
Dizinin yıldız oyunculardan kurulu bir kadrosu var. Biz de sizler için Harley rolünde izleyeceğimiz Robert Aramayo ve Arthur Davidson rolünde Bug Hall ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Robert Aramayo'yu televizyons eyircisi "ergenNed Stark" olarak hatırlayacaktır.
● Dizide oynadığınız rolü nasıl aldınız? Sizi birileri mi buldu? Yoksa diğer
herkes gibi seçmelere mi katıldınız?
Robert Aramayo: Ben Arthur için seçmelere
katıldım fakat onlar Bill için daha uygun olduğuma karar verdiler, ben de
onlara katıldım. Rolü alma sürecim böyle işledi.
Bug Hall: İki
senedir oyunculuk yapmıyordum. Bir şirkette çalışıyordum ve daha çok yazarlık
yapıyordum. Bu projeyi duyduğumda, motosikletlerle büyüdüğüm için, kendimi
seçmelere katılmak zorunda hissettim. Okuma denemesine girdim ve işte
buradayız.
● Oyuncular için peri masallarındaki gibi kurgusal karakterlerle Harley &
Davidsons gibi gerçek hikayelere dayalı karakterleri oynamak arasında fark var
mıdır?
Robert Aramayo: Bence çok büyük bir fark var.
Bill Harley veya Arthur Davidson gibi birini oynadığınızda bence bir şekilde
onların hayatları boyunca başardığı şeylere bir saygı duruşunda bulunuyorsunuz.
Bu adamlar muhteşem insanlardı. Gerçekten yaşamış birini oynamanın en iyi
yanlarından birinin birçok bilginin araştırmak üzere önünüze sunulması olduğunu
düşünüyorum. Belki bizim dizimizde karakterler hakkında birebir olmasa bile
başardığı şeyler ve yarattıkları mirasla ilgili… Bütün bunlar çok yardımcı
olabiliyor ve performansınızı çok özel bir noktaya taşıyabiliyor.
Bug Hall: Eklemek isterim ki, komiktir, bir
tarafta insanlar sınırların olmamasını özgürlük olarak addediyor. Eğer kurgusal
bir peri masalı karakteri oynuyorsanız böyle bir özgürlüğünüz var. Ama iyi bir
kılavuza sahip olmak da bir çeşit özgürlüktür. Bu adamların kim olduğunu, ya da
en azından özlerini gerçekten anlamak projeye dahil olup her şeyimizi vermemiz
için bizi özgür kıldı diye düşünüyorum.
● Seyircinin dizide göreceği, ilginizi çeken tarihi gerçekler ya da ilginç
bilgiler var mı?
Bug Hall: Sabırsızlıkla beklemeleri gereken
şeyler var. Karakterlerimizi araştırırken takım elbiselerinin sadece en alt
düğmesini iliklediklerini keşfettik mesela. Bu yüzden düğmelerimizi iliklerken
sadece en alttaki düğme olmasına özen gösterdik. Böyle birçok küçük şey var.
Ama genelde Discovery böyle şeylerde bizim çok ilerimizdeydi. Hikayenin ve
tarihin bu bağlamda ne olduğunu biliyorlardı. Bizim içimiz karakterlerin
derinlerine dalmak ve hayata geçirmekti.
Robert Aramayo: Hikayenin belli noktalarında
motorun belirli kısımlarının, mesela benzin tankının, gelişimini göreceksiniz.
Yani hikayenin içinde motorların gelişimiyle ilgili bilgiler de var.
● Sizce insanları Harley & The Davidson’a
çekecek şey ne olacak?
Bug Hall: Bence çok özel bir iş ortaya çıkardık.
Tarihi açıdan da çok ilgi çekici bir proje var elimizde. Aynı zamanda tamamen
başka bir kitleye hitap ettiğini düşündüğüm Amerikana havamız da var. Tüm
bunların üzerine bir de aksiyon dolu, yarışlar etrafında şekillenen bir
hikayemiz var. Indian ve Harley-Davidson arasındaki kapışmayı anlatıyoruz.
Yarış, yarış, yarış, kaza, kaza, kaza… Ki bunların daha genç ve biraz daha
benim gibi olan seyirciye hitap ettiğini düşünüyorum. Projeye tüm açılardan
yaklaşıldı diyebilirim.
● Siz motor kullanıyor musunuz? Cevabınız evetse, ne kullanıyorsunuz?
Motorcular olarak projeye dahil olmadan önce efsanevi Harley-Davidson markası
hakkında ne düşünüyordunuz?
Robert Aramayo: Sanırım benim cevabım
Bug’ınkinden çok daha kısa olacak. Bu projeden önce hiç motor kullanmamıştım.
Bu projenin bana öğrettiği şey motor kullanmayla birlikte gelen kültür ve ruh
oldu, ki bundan daha önce hiç haberim yoktu. Bu proje sayesinde aslında benim
için çok ilgi çekici olabilecek bir şeyi çok daha iyi kavradım. Bu projede yer
alıp motorcularla birlikte vakit geçirmek, onlarla bu konu hakkında sohbet
etmek bana çok şey kattı.
Bug Hall: Ben gençliğimde çok motor kullandım.
20’lerimin başında Amerika’yı baştan sonra gezdim. Biraz da Meksika’ya geçtim.
Hatta birkaç yıl öncesine kadar araba kullanmayı bilmiyordum, o yüzden motosikletler
benim her şeyimdi.
Mini seri, yarın (13 eylül) Discovery'de başlıyor.
● Ne kullanıyorsunuz?
Bug Hall: Genelde BMW. Motorrad’dan vazgeçmem.
Bir Teksaslı olarak Harley-Davidson’ın yeri kalbimde her zaman büyüktü.
Teksas’ta motosiklet sürüyorsan bunun bir Harley-Davidson olmama ihtimali yok
denecek kadar az. Bu yüzden Harley süren insanların içinde büyüdüm. Seslerine
bayılıyorum, markayı çok seviyorum. Ama evet, hiç kendi Harley’im olmadı.
● Çekimlerde sadece yönetmenin yönlendirmesiyle mi hareket ettiniz? Yoksa
rollerinizi nasıl oynayacağınıza dair kendi araştırmanızı yaptınız mı?
Bug Hall: Bence bir dizi ya da filmin iyi
olabilmesinde iş birliğinin büyük bir payı var. Etrafınızdaki insanlara
güvenebilmeniz gerekiyor, Rob, Michiel (Walter Davidson’ı canlandıran Michiel
Huisman) ve Stephen Kay gibi. 2. bölüm çok aksiyonlu bir bölümdü ve
Discovery’den harika bir yönetmenimiz vardı. Bu yüzden etrafımızdaki insanların
bize yardımcı olacağına güvenebildik. Bazen Michiel Arthur hakkında araştırma
yaparken bir şeyler bulur ve bana anlatırdı. Büyük bir iş birliği ve aşk ile
çalıştık. Herkes heyecanla projeye katkıda bulundu.
Robert Aramayo: Tamamen katılıyorum. Bu projeyle
ilgili en mutlu olduğum şeylerden biri de Bug ve Michiel’le karakterler
hakkında yaptığımız sohbetlerdi. O anda farkında olmasanız bile yaratılan
ilişkileri fark etmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Birbirimize çok
yakınlaştık çünkü birlikte bir yola çıkmıştık ve yolumuzu keşfetmeye
çalışıyorduk. Bence bu ilişkiler karakterlerimizi de şekillendirdi. Bu yüzden
de Bug ve Michiel’e çok teşekkür ediyorum, bu projede benim için büyük önem
taşıyorlardı.
● Karakterlerinizin hayallerini gerçekleştirmesi hiç de kolay olmadı. Diziyi
çekerken sizin için yapması en zor olan şey neydi?
Bug Hall: Bu benim için kolay bir soru.
Provaların ikinci gününde köprücük kemiğimi kırdım. Çekimlerin ilk iki
haftasında kemiğim kırık olmasına rağmen bunu çaktırmamaya çalışmak çok zordu;
ama buna değdi. Fazladan bir meydan okuma gibiydi.
Robert Aramayo: Benim için en zor olan şey
zihnimi mümkün olduğunca Bill’inkine yakın tutmaktı. Bill birçok açıdan çok
yetenekliydi. Çok yaratıcı biriydi ve tasarımdan çok iyi anlardı. İşimi
kolaylaştırması için bu unsurlardan birkaçını anlamaya çalıştım ama çok
zorlandım çünkü o çok zeki bir adamdı ve hayatı boyunca pek çok farklı şey yaptı.
● Role hazırlanırken size kimler danışmanlık yaptı? Davidson ya da Harley
ailesinden biriyle tanıştınız mı?
Bug Hall: Evet, tanıştık. John Goldwyn bizi
Milwaukee’deki Harley-Davidson fabrikasına gönderdi. Oradaki müze küratörüyle
tanıştık. Çok bilgili biriydi, bize Bill Harley’nin orijinal çizimlerini
gösterdi. Şirkettekilerin imzaladığı belgeleri bizimle paylaştı. Ayrıca Willie
G. Davidson ile tanıştık. Onlarla tanıştığımız ve sohbet etme şansı
yakaladığımız gün bizim için çok heyecan vericiydi. O insanların dokunduğu,
çizdiği ya da imzaladığı, geçmişten gelen somut şeyleri görebilmek harikaydı.
Robert Aramayo: Katılıyorum. Bu kesinlikle bizim
için çok önemliydi. Bu projenin en iyi tarafı motosiklete bakıp hayatları
boyunca onu nasıl geliştirdiklerini görebilmeniz. Örneğin, motor şirketini ne
zaman açtıklarını ve epey farklı bir noktaya nasıl geldiklerini
görebiliyorsunuz. Tüm bunları müzede karşımızda görmek onların hayatlarına ve
başarılarına, karşılaşacağımız şeylere harika bir örnekti.
● Yıllar boyunca Sons of Anarchy gibi
diziler sayesinde Harley-Davidsonlar etrafında adeta efsanevi bir atmosfer
oluştu. Bazı çevrelerde suç ve çetecilikle birlikte de anılıyorlar. Bunun
tohumlarının atılışını dizide görüyor muyuz yoksa bunlar daha yeni gelişmeler
mi?
Bug Hall: Öyle diyebiliriz. Bu konulara dizide
pek değinmiyoruz çünkü o kadar eskiye dayanmıyorlar. Bence motosikletler her
zaman asilikle bağdaştırılmıştır. İçinizdeki asi sizi motosiklet almaya iter ve
her gün ölümle burun buruna gelmenizi sağlar. Suçun kendisine değinecek
olursak, bu çok sonraları ortaya çıkan bir şey. Bu yüzden de dizimizde pek,
hatta hiç yer vermediğimiz bir konu.
Robert Aramayo: Bence Michiel’in karakteri çok
tipik bir kötü çocuk. Motor sürmeyi çok seviyor ve tek yapmak istediği şey bu.
Dizide ona benzer birkaç karakterimiz var. Dizi süresince bir kültürün doğuşunu
gördüğümüzü düşünüyorum, farklı şekillerde de olsa. Bence kültür ve insanların
algısı zamanla değişti. Yine de bunun tohumlarının atılışını görüyoruz ama
Bug’ın dediği gibi, suçla alakalı olarak değil.
Dizinin oldukça güçlü bir oyuncu kadrosu var.
● Bu projenin bir parçası olmaya ne zaman karar verdiniz?
Robert Aramayo: Bu projede beni hemen çeken pek
çok şey vardı. Ama her şeyden önce hikaye beni çok etkiledi. O zamanda böylesi
bir hikayenin yaşanabilmiş olmasına inanamadım, bana olağanüstü geldi. Bill
Harley ve başarıları hakkında okuma yaptığımda harika bir adam olduğunu ve
hayatı boyunca yaptığı şeylerin çok etkileyici olduğunu düşündüm. Beni bu
projeye çeken tek bir şey seçmem gerekirse Bill’in sanatsal ve yaratıcı
yeteneğini, arkasında bıraktığı mirası söyleyebilirim.
Bug Hall:
Motosikletler. Benim için her şeyi başlatan bu oldu. Geçtiğimiz birkaç
yıl sürücülüğümü geliştirmekle uğraştım ve ekibime oyunculuk yapmayacağımı,
çünkü buna yoğunlaşacağımı söyledim. Harley-Davidson’ın köken hikayesini
çekeceklerini duyduğumda, yarışları ve Indian ile olan rekabeti temel
alacaklarını öğrendiğimde bu çok ilgimi çekti. Arthur benden çok farklı bir
karakter. Çok karizmatik, dili kuvvetli ve her durumdan kendini konuşarak kurtarabilecek
biri. Bazı insanlar için bu çok kolay bir şey. Benim için çok zor olan bir şeyi
yapacak olmak beni projeye çeken bir diğer şeydi.
● Kırık köprücük kemiğinizi sormak istiyorum. Bazı tehlikeli numaraları
kendiniz yapmak zorunda kaldınız, öyle mi?
Bug Hall: Keşke öyle olsaydı. Dizideki sürüş
sahnelerinin hepsi gerçek. Tüm sürücüler epey zorlu bir eğitim sürecinden
geçti. 35’e yakın dublörümüz vardı. Dizi için 80’e yakın motosiklet hazırlandı.
Benim karakterim motora binmiyor. Çok fazla sürüş deneyimim olduğu ve bağ
kurmamızı istedikleri için beni Michiel’le birlikte eski bir motora bindirdiler
ve birkaç gün birlikte sürüş yaptık. Deneyimimin bana zararı dokundu diye sette
espri yapıyordum. Eski motosikletler çok hızlı gidiyorlar. Tüm mekanizmalarının
yerleri farklı. Sonunda içgüdülerim beni yanılttı. Debriyaja basayım derken
yanlışlıkla ön frene bastım. Sonum bu oldu.
● Fragmanda toprak oval yol gibi bazı mekanların ve sürücü ekipmanlarının
birebir yeniden yaratıldığını görüyoruz. Bu konudaki fikirlerinizi paylaşır
mısınız? Geçmiş zamanlarda olduğu gibi, çok az korumanın olduğu bir yerde o
kadar hızlı giden insanlar görmek sizi korkuttu mu?
Bug Hall: Pek değil. Belki kask takma
zorunluluğu olan Los Angeles’ta büyüdüğüm için. Ama Los Angeles dışında pek çok
yerde kask takılmıyor. Motosiklet kullandığım ilk yıllarda çölde 170 km hızla
giderken kask takmazdım. Her zaman korkusuz olmuşumdur. Bu insanlar dublör,
böyle zorlu koşullar için yaratılmışlar. Bu projede birer savaşçı gibilerdi.
Motosikletler o dönemin koşullarına göre yapılmıştı. Frenleri vardı diyemeyiz.
Biz onlara “yavaşlatıcılar” diyorduk. Bu, dublörleri zorlayan bir şeydi; pek
çok kere de düştüler zaten. Ama daha heyecan vericiydi. Birini düşerken
gördüğünüzde endişeleniyorsunuz ama her seferinde ayağa kalkıp tekrar motora
biniyorlar. Her şeyi aslına uygun yaratma konusuna gelince, John Goldwyn ve
Discovery ekibi bu konuya, her şeyin otantik ve gerçeğe sadık olmasına çok özen
gösterdiler. Hayatım boyunca motosikletlerdeki ve yollardaki detaycılık
gibisini görmedim.
● Mekanlarda pek bilgisayar efekti kullanılmıyor mu yani?
Bug Hall:
Bilgisayar efekti dediğinizde aklımıza kadrajın merkezindeki bir robot
geliyor. Bilgisayar efektleri arka plan gibi fark etmeyeceğiniz, kadrajın
merkezinde olmayan şeylerde, mesela bina ekleyip çıkarmakta, çok işe yarıyor.
Uzmanlık alanım olmadığı için yanılıyor olabilirim ama bildiğim kadarıyla biz
efektleri bu amaçla kullandık.
● Michiel Huisman ile Game of Thrones’da birlikte çalıştınız. Peki bu projede de
yollarınız kesişti mi? Yeniden birlikte çalışmak nasıldı?
Robert Aramayo: Michiel’in çok oyunbaz, çok
ayağı yere basan bir oyunculuk tarzı var. Bug için de aynı şeyi söyleyebilirim,
ki bunu çok seviyorum. Onunla aynı sette olmak sadece çok eğlenceli değil. O
aynı zamanda topu her zaman sizin sahanıza atan bir oyuncu. Bug’ın daha önce
söylediği gibi, onun yaptığı araştırmalar bizim için çok değerliydi. Sürekli
okuyor ve bu onun için büyük bir avantaj. Aynı zamanda birlikte çalıştığı
herkese karşı çok cömert biri olduğu için onunla birlikte oynamak bir armağan
gibi.
Bug Hall:
Rob’un dediği her şeye katılıyorum. Michiel çok eğlenceli, oyunbaz ve
zeki biri ve bu işimizi kolaylaştırıyor. Ayrıca sette ve çekim aralarında
ağabey rolünü üstleniyor ki bu da bize epey yardımcı oluyor. Her zaman
etrafındaki herkesi kolluyor. Korumacı bir ağabey gibi kollarını herkese
doluyor. Bu harika bir şey. O çok zeki biri.
Yazı devam ediyor...