Ölümden daha kötüsü olabilir mi? İnsanın canını daha fazla
ne yakar? İlk bakışta birçok kişinin cevabı “ölümden, sevdiklerimi kaybetmekten
daha fenası olamaz” olur sanırım. Ama olurmuş. Sevdiğiniz sizin ateşlediğiniz
bir silahla ölürse eğer ölümden de beter olurmuş. Eğer o kadın Fatma’yı
vursaydı, Hafız yine kahrolurdu. Ama vicdan azabının yükünü kaldırmak zorunda
kalmazdı. Acısı zamanla hafifler. Ya, vicdan azabı? Bu bölüm büyüklerimin “Allah
beterin beterinden korusun” duasını gerçekten anlamamı sağladı.
Hafız’ın “Sen Rabbime nefsim için dua ettiğim tek varlıksın”
dediği karısı, çocuğunun annesi yok artık. Ahmet Kartal öksüz kaldı. Peki, bu
ayrılık şart mıydı? Fatma'nın hikayedeki yeri çocuk doğurması mıydı? Çocuk doğdu,
Fatma çıktı mı yani? Bölümü bu düşünceyle izledim maalesef. Anlatılan hikaye
ciğer dağlasa bile duyguya girememe neden oldu. Normalde iki göz iki çeşme
ağlamam gerekirdi.
Kadınların Karabayır’da toplanmasını, birlikte bir şeyler
yapmalarını çok istedim. Olmadı. İlk sezon Bahar, Güler ve Nazlı yöre halkına
yardım için bir şeyler yapmayı denemişti. Bunun devamı gelebilir, Fatma ve Su
bu çalışmalara katılabilirdi. Hikaye birkaç kola bölüneceği için senaryo
çeşitlenirdi. Sağlık olsun. Ölümüyle ciğer dağlayan Fatma’mıza ve Fatma gibi
naif bir kadını büyük bir incelikle canlandıran, karakterin hissettiği
duyguları buram buram yansıtan Melissa Yıldırımer’e veda ettik. Kendisinin
Ranini deyimiyle ferah feza işler diliyorum.
Herkese böyle arkadaşlık nasip olur inşallah.
Bütün timin cenazeye katılması çok anlamlıydı. Askerlerin
arkadaşlığa verdiği değere her zaman imrenmişimdir. Eylem ve Ateş’in cenazeye
gelmesi farklıydı. Eylem Fatma’yı da Ali Haydar'ı da çok fazla tanımıyordu.
Biraz garipsedim açıkçası ama çokça memnun oldum bu duruma. Ateş için ise bir
şey demeye gerek yok. Uyanır uyanmaz kardeşine destek olmak için Samsun'a
cenazeye geldi. Acısını yok saydı. Arkadaşlarına verdikleri değerden kastım bu
işte. Sırt sırta verip ölümü paylaşan adamlar böyle bir günde de birbirini
yalnız bırakmadı.
Hafız’ın nefsi için teröristin peşine düşmesi kadını
yakalasa bile mesleğine devam etmek istemeyeceğini düşündürttü. Hafız böyle bir
şeyi sindirebilecek biri değil. Zaten kendi de dedi. Nefsi için adam öldüren
biri bu silahı tutamaz diye. Umarım son anda biri engel olur ve Hafız’ı da
kaybetmeyiz. Ahmet Kartal için yaşamaya devam etmek zorunda çünkü.
Hafız’ın cenazeden sonra “aklıma mukayyet ol” demesi
edebileceği en iyi duaydı. Zira senarist Ethem Özışık… Kendisinin hali hazırda
delirttiği bir Poyraz’cım Karayel’cim vakası var. Ben her şeyi bekliyorum kendi
adıma. Hani “bakın Hafız’ı da delirteceğim” diye sinyal bile vermiş olabilir.
:))
Yazı devam ediyor.