Senin sayende bir milleti tanıyorum demiştim ya Hilal, sevdiği kız için dayak yemek de onlardan biriymiş.
Gelelim Leon sana. Haftalardır ortalıkta perişan oldun çocuğum sen. Şimdi de yediğin dayakla suratın çarşambaya döndü. Ali Kemal senden hırsını çıkartırken karşılık vermeyerek, ihaneti istemeden yaptığının mesajını verdin. Gerçi onlarda biliyorlar böyle olduğunu, sen bakma. Sonuçta o milletin vatandaşısın, o ordunun askerisin. Ne yaparsan yap senden çıkaracaklar yaşadıklarını. Ordun onca masumu öldürmüş devamı için şimdi plan yapmakta, işgal ettiği topraklarda zulmün dozunu arttırmakta. Sen tarafı olmasan da elinden ne gelir? Sonuçta bu savaşın olması için ortalığı karıştıranlar da buna alet olanlarda ortada. Zaten düştün bir sevdaya, her şey senin omuzlarında. Sevdiğin kız imkansız dedikçe sen bunun tam tersi adımlar atıyorsun. O yaşadığı şehirden sürülürken sen onun peşinden gideceğini söylüyorsun.  Onun öldüğünü farz etmeni söyleyen Hilal’e, “Yüreğimde diri olduktan sonra öyle kabul etsem ne fark eder.” diyerek bizim kalbimize hançer sokuyorsun. Sen ne güzel seviyorsun öyle Leon. Seni pamuklara sarasımız geliyor. Esas Hilal’in tutuklandığını öğrenince ne yapacaksın? Onca korumaya çalıştığın, uğruna kendini ateşe attığın kız şimdi başka bir çıkmazın ortasında. Bela başlarından hiç eksik olmuyordu ama şu anda ki bela hepsinden çok daha fazla. 

 
 
Yıldız ise her zamanki gibi başka havalardaydı. Kız gündemden bağımsız yaşıyor. Daha doğrusu kıyamet de kopsa, o kendine apayrı gündem yapıyor. Gerisi ile de pek kolay kolay ilgilenmiyor. Vasilli’den Leon için para istemesinin nedenini anladıysam arap olayım. Gerçi Yıldız’dan adam akıllı bir hareket görseydim şaşardım. Vasilli de onunla ya dalga geçti ya da bu oyuna katılarak Yıldız’a yaptığı hatayı kendince telafi etmek istedi. Ali Kemal’in ihanetiyle ilgili de bir şey yapmadı ki bu Yıldız’ın kişiliğine bir hayli ters. Bu işin peşini bırakacak birisi değil Yıldız ya da bu kadar ağırdan alacak biri değil. Ali Kemal’in üstüne gidip bu işin aslını öğrenmeliydi. Hesap sormalıydı. Mutlaka yapacaktır da beklemesi inandırıcı gelmiyor bana. Ali Kemal’le aralarında ki ilişki, onun ailesi ile ilgili gerçekler ortaya çıktığı zaman hız kazanacak bence.
 
Arada birkaç bölüm kan kaybeden dizimiz eski temposuna döndü çok şükür. Her bölüm sonu ayrı bir heyecan, ayrı bir ters köşe yaşıyoruz. Ama bu haftaki final hepimizin kanını dondurdu. Geldiğimiz nokta o kadar çetrefilli ki nasıl devam edeceğini kestirmek çok zor. Biz hepimiz Cevdet’in Tevfik’le yüzleşmesini beklerken, daha az önce yolcu ettiği ailesiyle karşı karşıya gelmesiyle bozguna uğradık. O da yetmezmiş gibi bir de Cevdet’in kimliğinin ortaya çıkmasıyla iyice afalladık. Sağ gösterip sola vuran Vasilli’den atak üstüne atak yaşadık. Ordunun içinde bir hainin varlığı biliniyordu zaten, Cevdet’e bu kadar çabuk inanmasına şaşırdık. Buranın bir yere çıkacağını tahmin ediyorduk. Sonuçta Cevdet’e ne kadar güvenirse güvensin Vasilli bir asker, bu yüzden inanmasının altında bir bit yeniği olduğunu düşündük birçoğumuz ama strateji ustası Cevdet bu tuzağa nasıl düştü onu anlayamadık. Günlerdir kendinden gizlenen bu malumatı her yönüyle değerlendirebilecek biriyken burayı nasıl atladı onu çözemedik.
 

 
Ben asıl koordinatların Salih’le ulaştırıldığını düşünüyorum. Burada ters köşe var büyük ihtimalle. Bütün bu olanların iç yüzünü önümüzdeki bölüm göreceğiz elbette. Ama senaryo başka bir yere akıyor onun farkındayız. Herkesin iç yüzü ortaya çıktı. Cevdet’in vatanperver olduğunun anlaşılması ile ailesinin yüzü gülecek. Bilhassa işin aslını bilmediği için yüreğindeki fırtınayla darmaduman olmuş Hasibe Ana çok ama çok gururlanacak. İki dünyada hakkını helal etmediği evladına şimdi sımsıkı sarılacak. Kolağası Abbas’ın mezarında rahat uyuduğunu anlayarak o da rahat bir nefes alacak. Savaşın ortasında ailenin diğer fertleri gibi o da çok büyük bir zafer tadacak.
 
Belki Cevdet tekrar esir kampına gönderilir. Mustafa Kemal Paşa ona gönderdiği bir mektubunda cephede birlikte savaşacakları günlerin yakın olduğunu söylemişti. Eğer esir kampına gönderilirse oradan Paşa tarafından kaçırılacaktır. Ya da bunların bambaşka bir açıklaması olacaktır. Ama ne olursa olsun bütün bu olanlar işgali hızlandıracak. Savaşın altına durmadan odun atan Charles da Yunan da boş durmayacak. Büyük Taarruz için planlar yapan Yunan ordusu kendi sonlarını hazırlayacak adımları atmaya başlayacak. Harita üzerinde bölüştükleri vatanın her bir köşesi hem Yunan’a hem de onun destekçisi işgal kuvvetlerine mezar olacak. Çanakkale’de destan yazan bu millet şimdi Anadolu’nun her bir adımında kahramanca vatanını savunacak. Sayıları ve güçleri ne kadar çok olurlarsa olsunlar “Geldikleri gibi giderler” diyen bir komutanın önderliğinde kimi denize dökülecek kimi toprağa gömülecek. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER