Söz: Cehennem korkaklar, cennet aptallar içindir
Geçtiğimiz bölümün yazısında dizinin özetsiz yayınından ne kadar memnun olduğumu dile getirmişken bu bölümde karşımızda özet bulmanın 'tatlılığı' bir başkaydı ama elbet olacak bir durumdu. Üstelik nispeten kısa bir özetti de.

İkinci bölümü Erdem Yarbay'ın da içinde olduğu bir helikopterin Çolak'ın kullandığı bir füzeyle vurulmasından sonra kapatmıştık. Ölmeyeceğini düşündüğümden bahsetmiştim zaten, Erdem Yarbay da bölümün özetinde, fragmanlarında ve resimlerinde istisnasız vardı. Saklama gereği duymadıkları iyi olmuş. Gerçi sıfır kayıpla kazanın atlatılmasının gerçekçiliği kafamda soru işareti ama itiraz etmesem daha iyi. Sahneyi ve sonrasını kotarmışlardı çünkü.

Düşüşten sonra birçok açıdan bir kaçma kovalama başlattılar. Erdem Yarbay simsarın peşinden giderken, kalanlar da helikopteri koruma ve teröristlerle çatışma işini üstlendiler. Bu karmaşanın en sağlam tarafı da helikopter ele geçirilmesin diye az daha el bombasıyla herkes patlatılacakken ekibin yetişmesiydi tabii ki. O duygu geçişi hoşuma gitti açıkçası. Zaten dizinin böyle zamanlarını daha çok seviyorum.

Ama ne kadar çok gece çekimi vardı öyle? Bir ara sabah hiç olmayacak diye düşünmedim değil. Üstelik bu arada dağ başında puzzle yapan Çolak'ı bile izledik. Puzzle yapan insandan zarar gelmez diye düşünüyorum ama bu manyağı nerede yetiştirmişler de böyle olmuş anlamadım ki ben. Nihayet herkes kurtarıldı da sabaha bir köye ulaşabildiler.

Köyde sığındıkları evde konunun dönüp dolaşıp kız istemeye gelmesi ise bölümün bir diğer ilginç ayrıntısıydı. Olmayacak iş diyemem, bizim ülkede her şey olur tabii ki. Üstelik kızı gidip Erdem Yarbay istedi nihayetinde. Ardından hemen düğün hazırlıklarına başlandı ve gördük sonunda ne olduğunu... Neyse ona daha var.

Doktorluk için köye geri döneceği belli olan Bahar'ın durumu ise bu bölümde halloldu denebilir. Arkadaşının tayini çıkınca boşalan yeri devralmak anında aklında yer etti. Annesi itiraz etse de, Yavuz karşı çıksa bile en azından bu konuda inatçılığını konuşturacağı belli. Dayısı sayesinde gerisini ayarlaması da zor olmayacaktır zaten. Ama başının her bölümde derde girmesiyle ne yapacağız, Yavuz daha ne kadar zaman yetişebilecek orası muamma.

Üçüncü bölümün en sağlam taraflarından birisi de elbette Mücahit'in yardım paketi girişimiydi. Cidden biraz arıza birisi olsa bile kalbi temiz bir karakter. Sayesinde bir duygu yüklenmesi de o sırada yaşandı, hatta en tüy dikenleştirici olan o sahneydi sanırım. Erdem Yarbay'ın ağzını açıp mesaj vermesindense vatani duygulara bu şekilde oynanmasını kesinlikle tercih ederim.

Bu arada mesaj bakımından bakarsak bu bölümde göze daha az çarpan bir yerleştirme vardı sanırım. Olanlar da kararındaydı. Ayrıca Avatar Atakan'ın nihayet ismini öğrendiğim karakteri Zafer de ekibe tam katılmış oldu. Gerçi bölümde yine az göründü denebilir ama kendisini nasıl değerlendireceklerini merak etmiyor değilim. Hidrolik esprisi yerindeydi mesela.

Yazı devam ediyor...

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER