Tevfik sen bu hafta da bizi şaşırtmadın ve kötülük saçmaya devam ettin. Amacın tam olarak ne inan anlamış değilim. Sadece kötülük yapmadan duramadığından eminim. Haberleşme ağını çökertirken hiç mi vicdanın sızlamadı diye soracağım ama yersiz olacak. Zira vicdanın olmadığını defalarca gördük. O kadar düşmansın ki, diğer düşmanlara taş çıkartırsın. Ne seni durdurur diye düşünüyorum ama bu sorunun cevabının olmadığını da biliyorum. Çünkü senin kalbin zehirlenmiş. Bu yüzden doğru bir şey yapman imkânsız. Herkese istediğini veren tam bir alçaksın. Bu konunun sonu nereye gider diye düşünmeyen saf kötüsün. Kimse umurunda değil. Azize’nin hamileliğini Hasibe Ana öğrendi artık sana oradan bir fayda yok. Ne kadar Azize’nin etrafında gezersen gez, Azize yine de sana yar olmayacak. Sana Lucy’i yapalım. Malum o da bir aşk bekleyişi içinde. Sen de başıboş biri olarak çoluk çocuğa karışır, kimseye zarar vermeden kalan yaşamını sürdürürsün. Eftalaya’nın başka bir adla karşına çıkmasına moralin bozuldu. Onun sana adamakıllı bir bedel ödetmesini istiyorum ama Eftalya da çok yavaş çıktı. Ondan da ümidi kestim. O da farkında olmadan İngilizlerin piyonu oldu. Bundan sonra elinin altında olmayacak gibi görünüyor zira senin gibi iyi oyuncu olan başka bir belanın, yardımcısı olarak devam edecek sanırım. Onun da kaderi kötülere yoldaş olmak galiba.
 
Veronika ve Ali Kemal karşılaşmalarında, hissedilir ölçüde bir elektrik oluyor son zamanlarda. Biz bilmeden çekiliriz kimi zaman işte böyle gerçeklere. Aklımızla bilmediğimiz birçok şeyi içimizle hisseder ve adını koyamadığımız için de teğet geçeriz genellikle. Zamanı gelmediği için ulaşamayız hasret duyduğumuz ve de ayrı olduğumuz şeylere. Veronika oğlunun yaşıyor olma ihtimaline tutunarak, daha bir görünmeye başladı hayatın içinde. Kayıpların insanın hayatında açtığı yarayı anlatırken acılı o halinden kurtulduğunu ele veriyordu, ümitle parlayan gözleri. Azize’ye ziyaret ederek yine gösterdi dostluğunu bir kere daha bize, savaşın milletlerin değil devletlerin olduğunun altını çizdi bir kere daha kalın çizgilerle.  
 
 
 
Şimdi geldiğimiz noktada işlerin seyri değişecek gibi görünüyor. Babasının çok sıkı tembihlemesine karşılık Hilal yine olayın ortasında kalakaldı, bu sefer Ali Kemal’le birlikte. Hilal postanedeki öldürülen askerlerin şokunu atlatamadan Leon’la yüz yüze geldi. Leon onun o kurşunu sıkmayacağını düşünüyordu ama yanıldı. O kadar bıçak sırtı bir durumdu ki orada yaşananlar. Bakalım nelere gebe olacak? Cevdet stratejik zekâsıyla bu kritik olayı nasıl çözümleyecek? Her hafta ailesinden birini kurtarıyor cehennemim içinden. Her defasında suçlanarak daha bir dışlanıyor ailesi tarafından. Ne yaparsa yapsın ailesi bunu bilmediğinden daha bir düşman oluyorlar, daha bir bileniyorlar ona.
 
Kendi olamadığı zamanlarda maskeler insan yüzünü. İstemediği tarafını gizlemek ister ve de gizler. Bazen ustaca yapar bunu bazen amatörce. Bazen kendini korumak ister bu yüzden tercih eder. Bezen kendini yaşayamaz bu yüzden mecbur hisseder. Bazen de oyun oynamak ister ve kendini maskeler. Her biri de seçimdir ama sonuçları farklı farklı tezahür eder hepimizde. Yeteri kadar özgürlük olmadığında ya da insan kendini bulamadığında çoğalır maskeler. Hepsi kendinden kopartır insanı. Daha bir uzağa atar kendinden sıyırarak. Oysa fark edebilmeli insan. Kendine gelebilmesi için tüm takındıklarından vazgeçebilmeli. Adaletten, vicdandan, sevgiden ise hiç vaz geçmemeli. Tercih ettiği şey de mecbur hissettiği şey de hakikat olmalı insanın ki merkezden kopmasın. Kendinden uzaklaşmasın. Ne kadar ayartılırsa ayartılsın hakikati yaşamaktan geri kalmasın, tıpkı Eşref paşa gibi. Cevdet, Tevfik ve Charles gibi maskelerle dolaşan bu üç adamın yanında Eşref bambaşka bir yol ayrımında. Vatanı için çıktığı yolda niyetiyle imtihanda şimdi. Ona vaat edilenlere kanacak mı yoksa yolunda kalacak mı göreceğiz. Zira samimiyetimizle sık sık sınanır, ufak ufak uyarılırız. Eşref de zaaflarıyla açtığı kapıdan ya birilerini içeri alacak şimdi ya da kapının açık olmasının yanlış olduğunu fark ederek kapatacak. Ya ayartılacak ya da bozulan ayarlarını düzeltecek. Ya kendini düzeltmek için bu fırsatı değerlendirecek ya da kendine fırsat yapacak. Hangi yolu seçerse o yolun yolcusu olarak tarihe geçecek. Verdiği kararla ya tarih yazacak ya da tarih olacak…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER