Benim hayalim, hatta sadece benim değil; No:309
izleyicisinin tek hayali, 37 haftadır doya doya Lale ve Onur izlemek.
Yazılarımda en çok kurduğum cümle de bu galiba: “Doya doya Lale ve Onur.”
Sabırla, umutla, heyecanla, “Bu bölüm diğer bölümlerden farklı olacak.” diye
ortada gezinen bizlerin, her bölüm sonunda, yüzünde hayal kırıklığı var. Çünkü
140 dakikalık bölümlerde, 9-10 dakika başrol izliyoruz. Pardon, başrol mü
dedim? Sahi, başrol neydi? Ya biz başrolün ve ana hikâye kelimelerinin anlamını
bilmiyoruz ya da bize bunu reva görenler… Koskoca bölümde, 9-10 dakika Lale ve
Onur izletmenin nasıl bir açıklaması olabilir, gerçekten bilmiyorum.
Kızgınım dostlar kızgınım! Aptal yerine konulduğum için
kızgınım. İzleyici zekâsıyla inatla dalga geçmeye çalışıp, her hafta
karakterleri değiştirdikleri için kızgınım. Evli çifti arkadaş gibi
gösterdikleri için kızgınım. Yazmadıkları sahneler için kızgınım. Bizlere saygı
duymadıkları için kızgınım. İyi şeyleri alkışlayıp, eleştiri yapıldığında
engelleyerek izleyiciye saygısızlık yapıldığı için kızgınım. Koskoca bölümde
altı boş, “Harikasın aşkım.” dışında replik yazmadıkları için kızgınım. Her
karaktere, ayaküstü 40 yalan söylettikleri için kızgınım. Kızgınım da kızgınım…
Ben bu diziye nerden düştüm by Sarıhan
Bu bölüm ne izledik biz? Neydi bizim konumuz?
Betül’ün dadılık maceraları mı, yoksa kendi kurduğu tuzağa düşüp, zehirlenen
Erol mu? Haftalardır Filiz’in kıymetini anlasın diye kendimizi yırttığımız Erol
Bey, zehirlendikten sonra Filiz’e âşık gibi ortalıkta dolanmaya başladı. Ay
dedim ne güzel bundan sonra “insan” olarak izleyeceğiz onu. Aaa tövbeler olsun!
Abartıda zirve yaptı. Bu iş Filiz’i bezdirerek değil, mutlu ederek olacaktı
yahu. Filiz’in değerini anlayıp âşık olacak ve bundan sonra “dozunda” bambaşka
bir Erol izleyecektik. Filiz o kadar bıktı sıkıldı ki, öküz Erol’un geri
dönmesine mutlu oldu. İnsan kendini aşağılayan adamın eski haline geri
dönmesine nasıl sevinir bilmem de, bu kadar ayarsız bir duruma da ne demeli,
bilemiyorum.
Betül’ün gereksiz “dadı” meselesinin uzamasını
hayretlerle izliyorum. İsmet babaanne aradı ve herkesin içinde Betül’ün
telefonu çaldı, ama durum anlaşılmadı. Bu kadar basitti aslında çözümü. Hiç mi
şüphelenilmez? Aynı anda Hikmet’in de telefonu çalıyor ve hiçbir şaşkınlık yok
insanlarda. Betül, Şadi’yle yolda çarpıştı, ama tanınmadı. Lansmana katılmadı,
şüphelenilmedi. Mevlide gelmedi, geçiştirildi. Erol için hastaneye bile
gelmedi, herkes olağan karşıladı. Yapmayın, etmeyin. Gözünüzü seveyim!
Mantık ne arar No:309’da by Şadi
Şu son birkaç bölümdür, Songül’ün hareketleri de gözüme
acayip batmaya başladı. Tutarsızlıklar acayip canımı sıkıyor çünkü. Şimdi bu
kadın Onur zengin olduğu için gayet memnun değil miydi? Ki bu normal, herkes
evladının maddi açıdan rahat etmesini ister. Onur, Lale’ye araba aldığında,
İsmet babaanne altın alışverişi yaptığında, insanlara hava atarken, vs her şey
gayet yolundaydı. Şimdi neden onun için para hiç önemli değilmiş gibi
davranıyor? Hadi diyelim bu durum değişti –nasıl değiştiyse artık- niye sürekli
Nergis’i, Samet’in fakirliğiyle vuruyor? Samet’e olan gereksiz ve sebepsiz
tavrını anlamak mümkün değil. Samet ne yaptı da bu kadar öfkeli ona?
Trileçesine çarptı diye mi? Alın teriyle para kazanan bir adamı, mıymıy kızına
mı yakıştıramıyor yoksa bizim bilmediğimiz, izlemediğimiz başka sebepler mi
var? Kafamda deli sorular…
Songül’ün tutarsız hareketleri bir yana dursun, bir
de Yıldız’a olan tavrı var. En kızdığım şeylerden biri de bu. Yıldız’a
bayılmıyorum. (Ama sürekli kullandığı Yıldız ben cümlesi kalp.) Pelinsu’yu daha
çok gelini gibi sahiplenmesinden, sözleşme konusundaki tavrından, sevecen
olmayışından, Lale’ye karşı hareketlerinden zerre hoşnut değilim. Ama o Emir’in
babaannesi ve Onur’un da annesi. Songül’ün lütfeder gibi, tavırlarından çok kızıyorum.
Kadın mevlit organizasyonu yaptı, Lale’ye hediye hazırladı “Ay bizden öğrendi
adetleri.” diye cümle kurdu. Nilüfer zaten herkesi onaylama kraliçesi. “Boş ver
anne avunsun.” tarzı cümleler… Tepemden sinir geldi. Bu ne çirkin bir tavır? Biraz
saygı, biraz geçinmeye gönlünüz olsun.
Yazı devam ediyor..