Sevgi çemberi sarsın etrafımızı
Aşk mı, sevgi mi, diye sorsalar; hiç şüphesiz: Sevgi derim. Bilimsel araştırmalara bakıldığında da, en uzun aşkın ömrü, 3 yıl olduğu söyleniyor zaten. Aşkın heyecanı geçer, geriye sevgi kalır. Zaten herkese aşık olamazsın ama; herkesi, her şeyi sevebilirsin. (Kendimi münazarada bir konu için, ikna etmeye çalışan öğrenci gibi hissettim şu an.) Kısacası; sevgi, aşktan çok daha güçlü bir duygu benim için. Seviyorsan, sahip çıkarsın. Seviyorsan, iyi gününde kötü gününde yanında olursun. Seviyorsan, vazgeçmezsin. Seviyorsan, uğruna savaşacak bir şeylerin var demektir. (Yazar burada artık sevgisi için savaşan bir Lale görmek istediğini anlatmak istiyor.)
 
Lale ve Onur’suz geçen bölümün kurtarıcısı, bölümün en şahane ve izlemesi en keyifli, aynı zamanda aylar sonra tekrar tekrar izlenilecek sahnesi: Onur’un Lale’yi öptüğü, Lale’nin çığlığı basıp, Songül’e yakalandığı sahne. (Sumru Yavrucuk mimikleri kalp ben.) Bayıldım! Şahanelerdi. Kahkahalarla ve gözlerimden kalp çıkartarak izledim. Ve kaçıncı kez izledim, şu an sayısını bilmiyorum. Romantik komedinin ruhuna acayip uygundu. Çok sevdim. İşte ben onları böyle izlemek istiyorum. Sevgiyle, aşkla, eğlenceyle… Eş olduklarını, birbirlerini sevdiklerini hissederek. Her daim sevgi çemberinin içinde olarak. Birbirleri için heyecanlanarak. İnanın bu sahne olmasaydı, benim için bomboş geçmiş olacaktı bölüm.
 
First Lady
 
Çiçekçiye yardım ettiğini anlayıp, blöf yapıp ağzından laf alacak kadar, iyi tanıyor Lale Onur’u. Yani sevdiği adamın, bu kadar ince ve naif olduğunun farkında. Ama öyle bir an geliyor ki, sanki Onur’u hiç tanımamış gibi davranıyor. Nergis’e Samet’le ilgili “Vazgeçme.” diyen Lale’yi, aynı performansı kendisi için de göstermeye davet ediyorum. Neden aynı şeyi kendi için uygulamıyor Lale? Neden, bu kadar kötü insanın içinde, sevdiği adama ve ailesine sahip çıkmıyor? Pelinsu bile daha çok sahipleniyor Onur’u. En çok da buna bozuluyorum. Bölümün en sevdiğim sahneleri, -zaten Sumru Yavrucuk’un her sahnesini aşırı seviyorum- Songül’ün sürekli Lale’ye, Onur’un onun kocası olduğunu hatırlatmasıydı. Bence, Lale’ye güzel bir dövme yaptıralım. Şöyle kocaman harflerle, “Onur senin kocan, sen Lale Sarıhan’sın.” yazsın. Ya da evin bir köşesine; “Sen Lale Sarıhansın, aptallık etme.” yazdıralım. (Firdevs Yöreoğlu’na saygılar.)
 
Yıldız’a olan kızgınlığım geçmediği gibi, katlanarak devam ediyor. Lale’yle konuşurken, ilk önce çok kibar başladı. Sonra hızını alamadı, annelikten yürüdü. O da olmadı, en son iyice batırarak, “Ne istersen vermeye hazırız.” dedi. Pes dedim! Pes! Hâlâ nasıl Lale’yi tanımamış gibi davranıyor, aklım gerçekten almıyor. Gözü parada olsaydı, o sözleşmeyi imzalamazdı. Tazminat isterdi. Nafaka isterdi. Gözü parada olsaydı, ilk başta Onur’la evlenmeye çabuk karar verirdi. Bunların hepsi düz mantık yahu. Çok fazla kafa yormaya gerek yok. Gördüğünü yorumla yeter. Yıldız, gerçekten Lale gibi bir gelini hak etmiyor. Ona ancak Pelinsu gibiler yakışır.
 
Bu bölüm de, 10 dk bizi izleyip doyamadınız değil mi?
 
Avukat, İsmet babaanneyi arayınca; sanki sözleşme onun tarafından çoktan iptal edilmiş de, artık Onur da onunla aynı fikirdeymiş hissine kapıldım. Bu saatten sonra düşündüğüm gibi çıkmasının bir faydası olur mu bilmiyorum ama, bazı konularda ters köşe olmayı acayip istiyorum.
 
Aslında, sözleşme konusunun fazla uzadığını düşünüyorum. Ama aynı zamanda Onur’un çevresinde olup bitenleri anlaması için, gözünün de bu yolla açılacağını düşünüyorum. Bu haftaki yangın alarmı sahnesi bence son noktaydı. Onur biraz dikkatliyse, artık Pelinsu ve Erol’un ne kadar kötü ve art niyetli olduğunu anlar. Çünkü fark edilmeyecek gibi değiller. Özellikle, Pelinsu’nun nasıl bir yılan olduğunu çözmesi lazım artık. Bunun için geç bile kaldı da, hadi nazar boncuğu olsun. Pelinsu’ya gösterdiği iyi niyetten ve destekten acayip sıkıldım. O kızın şirkette olması bile saçmayken, bir de üstüne Onur; ona destek oluyor ev ayarlıyor vs. Bu ev mevzusu da, dönüp dolaşıp Onur’u vuracak böyle giderse. Ay, hep iyi niyetinden, hep iyi niyetinden. Umarım, Pelinsu’ya olan iyi niyetinin son kullanma tarihi vardır.

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER