Şimdi sıra silahların bulunmasında. Birçok kişi bu silahların Anadolu’ya ulaşabilmesi için var gücüyle çalışıyor. Eşref Paşa Cevdet’e Hilal konusunda yardım etmeyip, kızının şehadetini kabullenmesini söylese de Albay ona çok güzel bir fikir verdi. Sadece vatana odaklanan Paşa’ya Cevdet, sadece ipin ucunda ki kızına odaklanmadan, birçok şeyi de kapsayan ve Nazilli’den Yunan ordusunun geri çekilmesini de sağlayan bir plan sundu. Ne kendini ele veriyordu bu planlarla ne de kimseyi kurban ediyordu Cevdet. Hem vatanını için uğraşıyor hem de sevdiklerinin canını koruyordu. Ondan tüm sevdikleri nefret etse de o tüm kalbiyle bu vatanın neferiydi. O herkesin gözünde bir vatan haini olsa da her şey açığa çıktığında tüm sevdiklerinin onu bağrına basacağı ve onunla gurur duyacağı bir vatanseverdi. O bu zorlu mücadelenin stratejik dehasıydı. O kadar hassas bir teraziyle oynatıyordu ki taşları, her hamlesi bir sürü taşın yerini oynatıyor ama kimsenin ruhu bunu duymuyordu.
 
Tarih öğrenmeyi çok seven biri olarak Milli Mücadele yıllarını birçok kaynaktan okumuşumdur. Turgut Özakman’ın Ah Şu Çılgın Türkler kitabı bu konuda, bir solukta ve de çok keyif alarak okuduklarım arasındadır. Orada ülkenin içinde bulunduğu yokluğa ve bütün olumsuz şartlara rağmen Türk milletinin yaptıklarını hem okumuş hem ağlamıştım. 700 sayfalık bu kitabı iki günde bitirmiş ve o satırların arasında kaybolmuştum. Askerlerin yırtılan çarıkları yüzünden yalınayak yaptıkları savaştan tutun da yaralı askerlerin bir aydan fazla yaya yolu yürüyerek hastaneye ulaşmalarına kadar hepsi çok çok dağlamıştı yüreğimi. Ne zorluklarla alınmıştı bu vatan. Ne zorluklarla kazanılmıştı özgürlük. Şimdi bize bu güzel vatana iyi bakmak ve onu çok sevmek düşüyordu. Ve de çok şey borçlu olduğumuz atalarımızı minnetle ve saygıyla yad etmek.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER