Vatan arzusu
Bir yanda dökülen kan, bir yanda akan gözyaşı. Kanı döken de insan, kanı dökülen de. Ezen de insan ezilen de. Savaşan da insan savaş açılan da. Tarihin her diliminde bütün bu zıtlıklarda dolaşarak, insanlığı ile sınanmış insan. O bunu anlamadıkça sapmış yoldan. Kendini bulması gerekirken, kendini ispatlamanın derdine düşerek kaybetmiş kendini. Kimi hep kötüler safında yer alırken kimileri hiç vazgeçmemiş iyilerin yanında yer almaktan. Safının içinde de sınanmaya devam etmiş insan. Ne istediğini ne kadar bilirse bilsin yine de devam etmiş bu imtihan. Kimlikleriyle vicdanı arasında sıkışmış bazen. Bazen de değerleri ile sevdikleri karşı karşıya gelmiş. Seçim yapmak zorunda kalmış seçim yapamayacakları arasında. Tam da Albay Cevdet’in içinde bulunduğu durum gibi. Bir yanda her şeyi göze aldığı vatanı, diğer yanda her şeyi göze alacağı evladı. Vazgeçemeyeceği ile vazgeçmesi mümkün olmayan karşı karşıya. Uçurumun kıyısında yürüyen Cevdet, şimdi uçurumdan aşağı düşmekte olan Hilal’i kurtarmanın peşinde. Sırtındaki yüke şimdi yenileri eklenmekte. Karar vermekte zorlanırken şimdi daha büyük bir cenderenin içine sürüklenmekte. Hepsi halkalar halinde iç içe girerek daha da büyümekte.

Her bölüm yaşadıklarıyla heyecandan kalbimizde fırtınalar yaratan Cevdet, bu hafta yine nefessiz bıraktı bizi. Kızının düştüğü durumu Vasilli ile konuşurken getirdiği açıklamalar o kadar yerindeydi ki, ondan şüphelenen Leon’da bile yeni pencereler açtı. Her ne kadar Vasilli’yi kararından döndüremese de ve yaptıklarını kimse bilmese de o her yolu denedi. Olayın büyüklüğüne rağmen herkese ayrı ayrı duruş sergileyen ve gram açık vermeyen Albay’ın işi herkesten daha fazla zor. Azize’ye karşı onu çok sert bulsam da içindeki durumun duygusallığı kaldırmadığını ve hata payı olmadığını düşününce hak vermiyor değilim. Zira açıklayamadığı şeyin yarattığı sonuçları karşısında başka bir davranış da mümkün görünmüyor.

Azize’nin durumu da Cevdet’ten farklı değil. Ölmez Hasan’ın yarım yamalak söyledikleri ile bir umut ışığı yakalarken, masanın üstündeki aile fotoğrafıyla oluşan bir anlık mutluluğu Cevdet’in gözü dönmüşçesine verdiği karşılıkla tekrar dağıldı. O kadar çaresiz ki. Bir yandan Cevdet’e muhtaç, diğer yandan ondan gördüğü muameleyle darmaduman. Elini uzatsa ya eli havada kalıyor ya da Cevdet tarafından ittiriliyor. İç dünyası zaten kırık dökük, ne kadar toplamaya çalışsa da olmuyor. Yalnız Cevdet’in, Hilal’e hangarda kimlerle buraya geldiğini sormadığı için Azize’yi suçlarken söyledikleri çok doğruydu. Çünkü biz kızgın olduklarımıza o kadar odaklanırız ki, fotoğrafın bütüne bakamaz ve asıl meseleyi kaçırırız. Kişilere olan öfkemiz gözümüzü öyle karartır ki, olayları hakkıyla sorgulayamaz ve yeterince anlayamayız. Burada da her şey bu yüzden biraz daha karışıyor ve arap saçına dönüyor ki, zaten aile bireyleri birbirinden çok kopuk hayatlar yaşıyorlar. Herkesin hayata bakış açısı ve peşinden koştukları birbirinden farklı. Birbirlerini ne tanıyorlar ne de anlamak için uğraşıyorlar. Hayatın keşmekeşi içinde kendi doğrularını yaşayıp gidiyorlar.

 

Yıldız, kardeşinin başına gelenler sonucunda ilk defa kendi dünyasından çıkıp başka şeylerin peşine düştü. Vatanın içindeki durumun kısmen de olsa farkına varabilir belki bu olanlardan sonra. Kuvvacılar hakkında bir şey bilmemesi çok da garip bir durum değil Yıldız’ı düşününce. Ben doktoru takip edip onu Leon’a ihbar edeceğini düşünüyorum ki kardeşi için bunu yapacaktır zaten. Ayrıca bu durum evlilik olayından kurtulmak için ayağına gelen bir top gibi görünüyor. Yıldız bu tip olayları değerlendirebilecek kadar uyanık biri, bunu bu yüzden de es geçmeyecektir. Doktor da zehirlenmenin açığa çıkmasıyla bayağı bir panik oldu. Bu nedenle açık verme ihtimali oldukça yüksek. Paşa ise vatan için her şeyi mübah görme anlayışı içinde attığı adımları hiç sorgulamıyor. Cevdet ona da çok güzel bir ayar verdi konuşmasıyla. Kendi seçimi yüzünden kızının bu durumda olduğunu söyleyerek de suçu kimseye atmadan sorumluluğu üzerine aldı. Gidişatın sorumlusunun da üzerine vurgu yaparak, ne onun vicdanını rahatlattı ne de kendininkini. 

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER