Bazen seni ayakta tutacak bir şeyler, tutunacak bir dal ararsın. Boğulduğunu hissettiğinde su yüzeyine çıkıp nefes almak istersin. İşte ben de böyle akşam geçirmekteyken RaniniTV’de geziniyordum. Yazarlar kısmına tıklayıp onları incelemeye koyuldum ve içimden "acaba şansımı denesem nasıl olur, belki benim su yüzeyine çıkıp nefes almam gereken yer burasıdır, tam da şu anda harekete geçmem gerekiyordur" diye düşünmeye başladım. İletişim kısmına girip Grey’s Anatomy ile ilgili yazı yazmak istediğimi belirttim. Benim beklediğimden daha kısa bir süre sonra cevap geldi ve deneyebileceğim söyleniyordu. O buhranlı akşam içerisinde kısa bir anlığına mutlu oldum ve dedim ki ben bunu deneyeceğim. Olmaya da bilir, ama ben yine de deneyeceğim. Bu da benim nacizane yazım sevgili okur ^^
Yemeğe tuz koydun mu?
Bölümümüz Meredith ve Amelia’nın ufak çaplı atışmasıyla başlıyordu. Her bireyin farklı olmasından kaynaklanan bu ufak atışmalar tabii ki yaşanacak lakin keşke evde pireyi deve yapan Maggie olmasa. Vay arkadaş, bölüm boyunca milleti eve davet etmeler, bu sıkıntıların büyüyeceğini kendi çapında öngörüp dertlenmeler, bölüm sonunda ikisine de trip atmaya çalışmalar… Neyse ki Meredith ve Amelia sonunda ona böyle olayların yaşanabileceğini anlattılar.
Yoksa orda bi adet takıntılı Mer mi varmış?
Yaz kızım...
Eveeet… Geldik bölümün ana konularından birine: Preminger Bursu. Anladığım kadarıyla bu burs asistanları bulundukları yerden bir yıllığına uzaklaştırıyor ki zaten Penny’nin kursa başvurmama nedenlerinden biri de buydu. Callie ile konuşmalarında buraya alışmaya başladığından ve Sofia ile yeni tanıştığından söz etti. Henüz Penny ve Sofia ikilisiyle yeni tanışmış olsak da ben onları çok sevdim. <3
Adın ne bakayım senin tatlı kıs?
Stephanie ve Jo bu burs için çok heyecanlıydılar. Hele ki Steph… Bu bölüm Mer’in de tasdik etmesiyle gördük ki Stephanie’yi Cristina’ya benzeten bir ben değilmişim. Cristina’yı tanıyorsam eğer Edwards’ı kendisine yakın bulduğu için sevmiştir o.
Bir Cristina değilsin ama
Jo ile Stephanie’nin diyaloğuna kulak misafiri olan Penny’nin ne kadar kalbi kırıldı. Hemen Callie’sinin yanına gidip derdini anlattı ve Edwards’a cevap veremediğini söyledi. Callie ise şu anda cevap verebileceğini söyledi. İlk başta kibar kibar “Arkadaş olduğumuzu sanıyordum” diyen bir Penny gördük fakat yaklaşık 10 saniye sonra Penny’ciğimin yaptığı konuşma mükemmeldi. Ve burası bu bölümde benim en sevdiğim sahneydi. Demek ki neymiş Penny’nin damarına basmamak gerekiyormuş. Dillard’dan olmasına rağmen (!) nasıl da geçti Edwards’ı. Yanlış anlaşılmasın sevgili izleyici ve okur Edwards’ı severim lakin yaptığı yanlıştı. Edwards iyisin hoşsun fakat rakibi hor görmemeliydin. Ne demişler; “Rakibini hor gören yenilgiyi kabul etmiş sayılır.” Derek ölmeden önce demişti zaten Penny’nin ne kadan zeki olduğunu.
Bana öyle bakma...
İşte böyle “badass” olunur
Bölümün sonunda bursu Penny’nin aldığını öğrendik. Bölümün başında Penny’nin kendisi ve Sofia için kalacağını zanneden Callie biraz bozuldu ancak çaktırmadı. Olsun varsın sevdiceğim mutlu ben de mutluyum dedi. O Jo yok mu o Jo bursu Penny’nin aldığını öğrenir öğrenmez araya nasıl da soktu fesatı. Şimdi de kızlar trip atıyor Penny’ e iyi mi. Ben zaten pek haz etmem Jo’dan. Alex’ i hak etmiyor bence. Bu arada Alex yoktu bu bölümde ya. Alex geçmeyen her bölüm biraz eksik benim için. Jo’nun verdiği gazla Steph, Amelia’nın dibinde bitiverdi. Bir nevi hesap sormaya kalktı. Maalesef bu da faullü bir hareketti. Amelia da onu kapı dışarı etti hemen. Steph, Amelia’nın toplantıda Penny’nin ismini öne çıkarmasının asıl nedeninin Penny’nin sahip olduğu mikro cerrahi eller olduğunu öğrenince hayal kırıklığına uğrayacak. Fakat önünde sonunda kendisinin de asıl rockstar olduğu bir dal bulacaktır.
Yazı devam ediyor..