Kader... Neriman Hanım
Kader’ine razı olsun diye koymuş adını ama razı olunacak gibi bir kaderi yok
kızın. Bir annesi var ki, hani derler ya Allah’tan düşmanımın bile başına bile
dilemem diye, öyle biri Banu. Asla kendi yaptıklarını görmeyen, hayatın
kendinden ibaret olduğunu sanan ve yaptığı tüm kötülükleri yüzsüzlüğü ile
örtmeye çalışan biri. Keşke Almanya’dan hiç dönmeseydi. Kader’i yurdun önünde
bırakıp gittiğinde bile kızına değer veriyor diyebilirdim. Keşke Banu deyince
aklımızda o sahne canlansaydı. Asalak gibi yaşayan bir kadın olmasaydı.
Güney’in ailesini karıştırmak adına biri lazımsa yeni bir karakter dahil
edilseydi diziye. Banu olmasaydı.
Foto ile alakasız ama Güney Rüstem amcadan korktuğu kadar ne Songül'den ne de babasından korkmuyor :)
Şimdi merak ettiğim
Güney’in Kader’e ne diyeceği... Güney kendi babasını mı suçlayacak yoksa Kader’in
annesini mi, merak ediyorum. Songül’ün durumuna ise gerçekten üzüldüm. Bir
tarafta kardeşim dediği insan diğer tarafta sevgilisi arada kaldı kız. Ben,
Güney’i de vazgeçilmezi olarak görmek istiyorum. Kardeşinin meselesi diye
anlatmadı olanları ama Güney sevgilisi sonuçta ve onun hayatı ile ilgili çok
önemli bir şeyi saklamış oldu. Songül’ün kızlar ve Güney arasında dengeyi
kurması lazım. İlişkiyi ayakta tutan, her şeye anlayış göstermesi beklenen hep Güney
oluyor. Songül’ün çabalamasını izlemek için sabırsızlanıyorum. Bir de bu aralar
hikayenin gittikçe karışık bir hal almasından sanırım SonGün sahneleri azaldı
devamını görmek istiyorum efendim. Saygılarımla arz ediyorum.
Kader diyordum yine
daldan dala atladım. Cenk, Kader’i seviyor mu? Bence seviyor. Sevdiğin mutlu
olsun diye ondan vazgeçmeyi bilmek hem çok büyük bir dizi klişesidir hem de
mangal gibi yürek isteyen bir erdemdir. Cenk’in Kader mutlu olsun diye Mert ile
konuşması çok ince bir hareketti. Kader’in Mert’e aşık olduğunu da düşünmüyorum
Cenk ve Kader’e bir şans verilmeli bence. Gerçi Mert’in ne yapacağını da merak
ediyorum. Bekleyip görelim bakalım.
Aleyna ve Merve
ikilisine bir parantez açmak istiyorum. Yaptıkları kötülüklerle zorla
isimlerini ezberlettiler resmen. Ben oldukça geç öğrendim de isimlerini. Baştan
beri Defne ile arkadaşlıklarının çıkarlar üzerine kurulu olduğu gün gibi
ortada. Defne düşünce onlar da bir tekme savurmakta geç kalmadılar tabii. Cemre’ye
de acımamışlardı, Defne’ye de. Zenginlik eşittir vicdansızlık gibi bir portre
çiziyorlar. Bundan rahatsızım açıkçası. Farkında mısınız zengin olup iyi olan
bir tane bile genç kız yok dizide. Erkeklerde bir tek Serkan baştan beri iyi
diğerleri de aşık oldukları insanlar sayesinde iyi olmaya çalışıyorlar. Kırgın
Çiçekler karakter barındırmak konusunda zengin bir dizi. İyi bir zengin izlesek
ne güzel olurdu?
Ey diğer yurdun müdiresi Sacide Hanım sen nelere kadirsin? Son olarak Neriman
Hanım’a değinmek istiyorum. İzlerken "tam bir ergen bu kadın" desem de aslında
günümüz gençlerinin (biliyorum benim de yaşım genç ama sosyal medya kullanmak
konusunda vasatımdır) durumunu güzel anlatmışlar. Kaç tane genç hatta artık
çocuk telefonları ellerinde bütün gün resimleri kaç like alacak diye bekliyor
farkında mısınız? Gülüp geçiyoruz ama komik değil. Bence durum trajedi boyutuna varmak üzere. Sırf resimleri beğenilmedi diye depresyona giren insanlar var artık.
Tüm hayatlarını o
sanallığın içinde yaşayan ve gerçek dünyayı internetten ibaret sanan kaç insan
var? Bir örnek vereyim artık 3 yaşındaki çocukların bile elinde tablet ve cep
telefonu var. Çocuklar yaramazlık yapmasın, ağlamasın diye ellerine veriyoruz. Okuma
yazma bilmeden bu aletlerin kurdu olup çıkıyorlar. Bir çocuğa liseden önce
telefon alınmamalı aslında ama günümüz şartları da buna elverişli değil ne
yazık ki.
Haftaya görüşmek
üzere...
Sevgiler... Saygılar...