Hıh! Ailemin evi zilyon basar
Çakırbeylilerin evine…
Daha önce döneceğim dediğim Meryem’in evden ayrılması
sahnesine gelecek olursak, Hızır’ın niyetinde geçen bölümle bu bölüm arasında
180 derecelik bir fark olmasından ötürü son derece hayal kırıklığına uğradığımı
söylemeliyim. Geçtiğimiz bölümün Hızır’ı, o kağıda imzayı bağrına taş basa basa
koymuş bir adamdı. Hatta bu kararı vermesinden hemen önceki sahneyi anımsayacak
olursak, sanki yaptığı iş yüzünden ailesine zarar gelmesinden endişe eden bir
adam resmedilmişti…
Bu bölümün Hızır’ı ise tamamen istenmediğini düşünen, acı
çeken bir adamın yıkıcı öfkesiyle güdümlendi. Gerçek miydi? Hem de nasıl… 30’lu
yaşlarının son çeyreğini sürmekte olan bir kadın olarak, çevremde bu tür yakıcı
ve yıkıcı pek çok ilişki gördüm. Ama sanki bizim tanıdığımız Hızır bu değildi…
Umarım gelecek bölümlerde bu davranışının altında başka sebepler olduğunu da öğreniriz.
İlyas’ın Özgür’e koşmasıyla da gayet dikkat
çekiciydi. İçimdeki Harlequin bebesi, Özgür’ün Hızır’a karşı daha dik, daha
cool ve mesafeli durmasını yeğlerdi ama buna da şükür. Zira İlyas-Esra
ilişkisi, gerek Esra’yı oynayan oyuncunun perfomansı, gerekse genel hikayeye
bir katkısının bulunmaması sebebiyle pek kör topal ilerliyordu. Özgür ve
İlyas’ın hikayesinin hareketli olacağına gönülden inanıyorum. İlyas’ı mafyatik
aksiyonlar dışında da izlemek istiyorum çünkü…
Üzülerek söylüyorum ki, bir zamanlar pek dikkatimi çeken
masadan neredeyse tamamen kopmuş durumdayım. Masaya sonradan eklenenler masanın
havasını tamamen bozdu. Masa, devletin bile korktuğu ve yok olmasındansa
yönetmeyi yeğlediği bir oluşumken, bir kaç kısa donlu bebe yüzünden nasıl
dağılma noktasına gelebildi anlayamıyore ben. Ayrıca, Davut beyin Nevzat’a
verdiği ayarlar da pek yersiz ve didaktik göründü gözüme. Nevzat’ın bir
ağırlığı var gözümüzde ve Davut’tan daha çok seviyoruz onu, umarım bu göz ardı
edilmez…
Bölümün gülücükleri sevgili Tipi’mden ve enişteden geldi.
Tipi’ciğim tam bir gönül adamı. Kirvelik
çok yakıştı canıma. Ah karşısına şöyle helal süt emmiş bir kız çıksa da
mürüvvetini de görsek J
Eniştenin ise tüm şapşallığıyla bombacıyı kaçırması bombaydı! Galeri grubundan
Servet’i mi daha çok seviyorum, yoksa enişteyi mi konulu iç çatışmamda, enişte
Servet’e tur bindirdi bu bölüm. Mahmut’cuğumun, ay duyarsa kızar Bülent’ciğimin
niyetinin ak mı kara mı olduğunu anlayamasam da, pek yakında aksiyona
geçeceğini öğrenmiş bulunmaktan ötürü çok mutluyum.
Dolu dolu bir Eşkıya bölümünü geride bıraktık. Final
önümüzdeki haftayla ilgili beklentilerimi tavan yaptıracak kadar güçlü olmasa
da, bir sonraki bölümü merakla bekliyorum.